Sistem ve icraatlar - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mayıs 10, 2024
Köşe Yazarları

Sistem ve icraatlar

Onur Borman

Ülkemizde malûm devlette bir çok alanlarda partizanlıklar ve nepotizmin tavan yapmasından kaynaklanan  liyakat ve ehliyet eksikliğinin maalesef hakim olduğu dönemleri yaşıyoruz.  Ve bu yüzden hizmetler aksamakta vatandaş her gün normal yasalara göre rutin yapılması gereken işlerini bile kapı kapı dolaşmakta veya birinden destek aramakta veya bıkıp vazgeçmektedir. Her gün hemen hemen her devlet biriminden yapılan şikâyetler bu yöndedir ve hiçbir Yönetici de kendi alanına giren konularda şikâyetleri kaale alıp da düzeltme gereğini duymamaktadır. Çare üretileceğine sürekli laf üretilmektedir.  Şu şöyle bu böyle yapılması lazım diye laflar.

Halkın Yetki verdiği kişilerden  ve Yetki sahibi olanlardan laf değil icraat beklemektedir. Çünkü  söylenenlerin alâsını bilmekte ve eksiklikleri görebilmekte çünkü bunu yaşamaktadır. Yıllar aylar geçer aynı konuda aynı laflar tekrarlanır.  Biraz da başka devlet Yetkililerinin konuştukları dinlense iyi olur, çünkü bu ülkelerde yetkililer programlarını açıkladıktan sonra sadece yürürlüğe koyduklarını konuşurlar.


KKTC çapında  25-30 yıl önce yapılan ana arter Yollar yıllardır tamiratsızlık ve bakımsızlıktan dökülüyor,   20 yılı aşkın süre önce yapılan göletler kurudu,  derivasyon projeleri bakım ve yenileme ister, 1980’lerde Türkiye’den denizaltından fiber-optikler döşenerek KKTC’ye  getirilen ve yeraltı şebekeleri ile kurulan telekomünikasyon şebekeleri bakım ve yenileme ister, 1990’larda başlayıp 1994’de açılışı yapılan elektrik santrali bakım ve filter ister, su şebekeleri yenilemek ister, orman alanları yıllardan beri ağaçlandırılmamaktadır ki olanlar da muhafaza edilmemekte, kesilmekte yakılmaktadır. Havaalanları ikisi de maşallah özelleştirildi. İnşallah biri olsun mükellefiyetlerini yerine getirir. Ve zamanında da açılışı yapılır. Daha bunlar gibi onlarcasını sayabiliriz.

Türkiye’nin bize hediye ettiği ve adamıza getirdiği  Anamur’dan KKTC’ye  Hayat Suyu olarak Geçitköydeki baraja gelen Su, 50 milyon m küp birikmiş, bunun 20 milyon metreküpünün kullanılmakta olduğu ve saat başı 8 bin metre küp’ün denize döküldüğünü ve borular döşenene kadar suyun maalesef denize akacağını ve şu anda başka da şeyin mümkün görülmediğini söylüyor ilgili Bakan olan Tarım Bakanı.. basında beyanatı çıktı. Hayret ki ne hayret..  Ertesi gün de suyun tarımda kullanılması için projeleri DSİ’nin tamamladığını, yani kendilerinin hiçbir şey üretmediklerini açıkladı. Sular denize dökülmekte! iken  suyun hala ulaşmadığı yerleşim bölgeleri var ki çok uzak mesafelerde değil, Girne çevresindeki bazı yöreler ve köylere bile ulaşamamıştır. Kullanılmakta olan su hatları varken taşan sudan verilemiyor ve eski su devam ettiriliyor, su eksikliğinden halk da sıkıntı çekiyor.. Kuruyan bahçelere su ulaşmamış, tarlalara sulu ziraat için verilmesi bir programa bile bağlanmamış ve projeleri hazırlanıp ihale aşamasına getirilmemiştir. Bu konu tek başına halka hizmette gösterilen iradesizliği ortaya koyuyor. Su işlerinden sorumlu TC Devlet Bakanı V.Eroğlu haklı olarak 1.6 milyar TL’lik harcama yaparak suyu adaya getirdik, 470 km su boru hattı döşedik artık işletmesini olsun Kıbrıs yapmalı diyor. Halbuki Hükümet arıtmasını bile yapmadan  şebekelere suyu olduğu gibi vermeye devam ediyor.! Bir de idaresini, işletmesini isterdik.

Limanlar dökülüyor , Girne antik Liman yıkılmış hüzün veriyor pislik her tarafı sarmış, alınan kararlar sayesinde 10 kat yükselen binalarla Girne  ucube bir yerleşim yeri olmuş, hem halkı hem kentleri mahveden plansızlık son süratle keşmekeş  yaratacak şekilde devam ediyor.

Türkiye ile imzalanan ve yerine getirilme iradesi ve becerisi gösterilemeyen onlarca iş ve icraatlar, öngörülen ancak geçirilmeyen onlarca yasa ve daha sayfalarca sayılabilecek  ihtiyaç projeleri hazırlıkları yapılamıyor.

Ve öte taraftan projeleri hazır olmadığı veya gerekli koşullar hazırlanmadığı için 2015 yılından beri bekleyen ve iki yılda 352 milyon TL’yi bulan Yatırım paralarının kullanılamaması.  Bütün bunlara rağmen halâ her gün çıkıp halka laf  üretmeye devam etmek, hayali mazaretler üretmek, ve iş üretemeyerek sistemleri çökertenlerin,  çünkü sistem diyerek ‘sistem’ in arkasına saklanmaları ise güldürüyor. Ülkelerde Sistemi yaratan da yıkan da tahrip edip içinden çıkılmaz hale getiren de Yönetimlerdir. Sistem gökten inmez. İnsanlar düzenler, yetkililer düzeltir.

Zaten sadece yukarıda saydıklarımızın yapılmasına irade gösterilmeyip bunun yerine  plansız, programsız,  yasalara aykırı icraatlar, ihalesiz kiralamalar, tahsisler, yasalar delinerek kişilere özel imtiyazlar, intizamsız ve izinsiz inşaatlar, kat izinleri ile şehirleri içinde yaşayamaz hale getiren otorite boşluğu, orman alanları,  dereler,   dağıtılarak, doldurularak, yasaları çiğneyerek sistemleri yıkanların ve berhava edenlerin gelecek umudunu da halktan aldıklarının farkında değiller mi?

Hele son Vakıflar Yönetim kuruluna  aldırılan kararla vakıflara ait Karaoğlanoğlu şehitliğinin Toplumumuz için kutsal olan ve hassas olduğu bir alanın özel kişilere ve ihalesiz kiralanarak kumarhane yapılmak istenmesi doğrusu halkı ve değerlerini hiçe saymaktır.

Siyasete olan güvensizliğin nedeni, artık gelecek için aydınlık bir hedef ve halka hizmet yolunda ümidin çok azalmasındandır. Halkın Kıbrıs konusunda çözüme odaklanması da bu nedenlerdendir.

 

Bu yazıyı kaleme aldığın şu sıralarda ( Cuma günü seçim tartışmalarının nereye bağlanacağı henüz belli değil) ancak  erken seçim siyasiler için özellikle iktidar için kurtuluş olarak görülüyor herhalde.  Ben yine de bu söylemleri halkın dikkatlerini bir süre daha  başka tarafa çekme niyeti olarak da gördüğümü tekrar söylemek isterim. Siyasilerin hem isterim hem istemem gabilinden birkaç aydan beri erken seçim  atışmaları vardır.   İstenirse karar alınır ve gidilir.  Dolaylı davranmaya gerek yok. Esasen güvensizlik önergesinden sonra iktidar kanadının  küçük ortağı itiraz durumundadır. Bir süre de böyle gitsin zaman geçsin. Meclisin çalışmasından, harcadığı mesai saatlerinden,  çıkarılan yasa sayısından çalışma niyeti bellidir . Genel Kurul’un toplanması bile sorun oluyor, kaldı ki vaadedilen reform yasaları geçecek. Erken seçim olursa seçim propagandalarında  neler vaadedilecek çok merak ediyorum.

Dünya hızla değişiyor , süratin önemi baş döndürücü teknolojik gelişmelerle daha ön plana geçiyor. Kaplumbağa hızından az bir hızla  hiçbir yere varamayacağımızı anlamalıyız, ve hep ileriye bakmalıyız.  Siyasi Parti başkanlarına ve yetkili organlarına da çok görev düşüyor, halkın ihtiyaçlarına cevap verecek politikaları uygulamaya koymak, ki üretmeleri de gerekmez çünkü protokollere konan ve TC ile imzalanan taahhütleri ve öngörülen hizmetleri yerine getirmek, mevcut yasaları kullanarak doğru, etkin ve verimlilik yaratacak kamu düzenini sağlamak bile, şimdiki içine düşülen durumdan çıkmak için ekonomik mali ve sosyal açıdan büyük bir aşama olacaktır.

Sadece bu gün gelen suyun denize akması ve halkın hizmetine sisteme ve tarımsal kullanmaya verilememesi ve buna karşılık hiç bir gayret gösterilmemesi veya hangi teşebbüslerin yapılmakta olduğunun halâ açıklanmaması bile tek başına, başka medeni ve ciddi ülkelerde olsa Hükümetlerin istifa nedeni olur.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar