Bu yazıyı yazdığım Cuma günü öğle saatlerinde 4 Parti olarak CTP, HP, TDP ve DP Başkanlarının Koalisyon Hükümeti kurma konusunda toplantı yaptıklarını ve toplantıdan sonra CTP Başkanı Erhürman’ın verdiği açıklamayı izledim Havadis/ Ekmekçi, görüntülü facebook haberinden.. Görüntüden Parti Başkanlarının medeni ve uyumlu yansımaları vardı. Seçim öncesi ve sırasında bunca tartışmalardan sonra güler yüzlü, memnuniyet ifade eden bir görüntü vardı.
Siyasette özlenen karşılıklı bir anlayışı, huzuru öyle özlemişiz ki herhalde, -kavgadan çekişmeden uzak ciddi işbirliği ve icraat dönemlerini de- ki bu toplantı sonucu parti Yöneticilerinin ayrılırken birbirleriyle kucaklaşması bile hoşumuza gitti. Bu kültürü özledik..
Özellikle 1992-93lerden sonra başlayarak siyasetin en tepesinde zaman zaman şiddetlenen ve düşman kardeşler misali sürekli çekişmeler, sonra da saflaşmalar, arkasından ilerleyen yıllarda güçlenmek için cepheleşme ve gayri medeni bir yöntem olan partizanlıklarla saf tutmak, menfaat gruplarının türemeleri ve siyasette söz sahibi olmaları, ülke insanlarını bölüp parçalamaya kadar vardırılan çeşitli şekiller altında uygulamalar, ehliyet, liyakat ve bilgiye ve hukuka dayalı Yönetim anlayışını ortadan kaldırmıştır. Devlet Yönetimi de bu partizanlıklarla ve bölünmelerle çökertilmiştir. Parti-Devlet bütünleşmesi gibi hem antidemokratik hem de halkın genelini devletten uzaklaştıran hizipleşmeleri getirmiştir. Değer yargıları dahi alt üst edilmiştir. Halkın da siyasete olan güveni zayıflamıştır. Nitekim bu her seçimde düşük katılımla direnç gösterilmektedir.
Gelinen noktada halkımızın en çok arzuladığı çağdaş, şeffaf ve partizanlıklardan uzak hukuk temelinde bir Yönetimdir ki normal olması gereken bir şeydir. Çoğu partilerin de Halkın da bu seçimde yüksek sesle talebiydi aynı zamanda.. Medeni demokratik bir çok ülkelerde seçimlerden sonra ülke menfaatleri gözetilerek hemen kısa sürede uzlaşıya gidilmesini gıptayla izliyoruz. Umarız bu kültürü geliştiririz.
Cuma günkü Parti Başkan’ları toplantısı sonunda yapılan açıklamada, Koalisyon Hükümeti kurulması konusunda ilk resmi toplantının yapıldığı ve Cumartesi günü de Genel Sekreterler seviyesinde Koalisyon çalışmalarına başlanacağı hususunda kısa ve öz bir ifade vardı. Zaman zaman bu çalışmalarda Başkanların da bir araya geleceği yönünde veya devreye gireceği de ilave edildi. Bu durumda ortaklığa karar veren partilerin gerek bakanlıkların ve bağlı kuruluşlarının dağılımı gerekse Hükümet Programını hazırlama görevleri ve çalışmaları olacak.. Bu defaki seçimlerde Partilerin manifestolarına bakıldığında oldukça ortak noktalar vardır. Ancak esneyecekleri veya esneyemeyecekleri noktaları da olabilir, hangileridir, bu da çalışmalarda ortaya çıkacaktır. Tabii ki niyet de çok önemlidir, konan hedeflerin gerçekleştirilmesi için alınacak önlemlerde mutabakat da daha önemlidir. Bu hafta içinde göreceğiz. Hayırlı çalışmalar dileyelim.
Para politikasında bu hafta alınan TCMB Kararı,
TL, enflasyon, kur, ekonomik ve mali konularda Türkiye’de alınan önlemler bakımından, aynı gemi içinde olmamız ve aynı parayı kullanmamız nedeniyle, mali sektörü, bankacılık faaliyetlerini ve KKTC ekonomisini de aynı oranda etkileyen karar veya uygulamalar olarak ona göre alınabilecek önlemleri öngörmek açısından, takip edilmesi gerekmektedir..
Geçen gün TCMB, aldığı kararla yüksek enflasyona ve kur’lara rağmen 2017 sonu faiz hadlerini değiştirmedi. Hedef konan % 5 enflasyona rağmen % 12 civarında tüketici fiyatlarıyla iki mislinden fazla enflasyona ve kur oynaklıklarına rağmen faizlerin değiştirilmemesi piyasalarda oldukça yadırganmaktadır. Nitekim karardan sonra şimdilik fazla olmasa da son iki günde geçerli 3 döviz kurunda, Stg, dolar ve Euro’da TL’sına karşı bir yükselme oldu. Buna rağmen faiz koridoru 2017 yılında 7.25 – 9.25 ve politika faizi %8’de sabit tutuldu. 2018 Ocak ayında geçen gün alınan kararla da aynı seviyede devamı kararlaştırıldı..
2017’de bir yıl boyunca yükselen enflasyona rağmen sadece geç likidite penceresinde 1.75 puanlık bir artış yapıldı. Halbuki geçen gün TCMB Başkanı’nın açıklamasında da yüksek enflasyon vurgulandı ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyelerde bulunduğu, risk oluşturduğu ve P.P.Kurul’unun sıkı para politikası duruşunun devam edeceği de vurgulandı. Ancak bunu frenleyici önlem alınmadı ve faizler de sabit bırakıldı.
Mamafih serbest piyasa sabit kalmaz, bankacılık sistemi içinde fiilen faizler yüksek enflasyona karşı mevduat ve para girişinin sağlanması için yükselmektedir. Cuma gün piyasalardaki faiz %13.58’leri gösteriyordu.
Diğer yandan büyümeye bakarsak Türkiye’de 2017 yılı 3.çeyreğinde % 11 oldu, ortalama yıllık büyümenin ise %6’nın üzerinde olması beklenmektedir. ihracat geçen yıl 142 milyar$ iken 2017’de 157 milyar$’a çıktı. Ancak ithalat da artarak dış ticaret açığı açıklanan rakamlara göre 2016’ya göre yükselmiştir. 2017 yılında istihdamda da rakam olarak önemli bir sayı, 1.3 milyon kişinin istihdamı sağlanmıştır. Ancak İşsizlik oranı aynı kalmış, göçlerle artan nüfus artışı işsizlik oranını %10 değiştiremedi.
TC Bütçesinde bir yıllık uygulama sonuçları açıklandı ve olumlu gelişmeler sağlandı. Toplam Bütçe Giderleri 677.7 milyar TL, Toplam Bütçe Gelirleri de 630 milyar TL olarak gerçekleşti ve 47 milyar TL . açık kesinleşti. Toplam Bütçe Gelirlerinin Bütçe giderlerini karşılama oranı %93, açık % 7 düşük seviyelerde. Geçmiş birkaç yılda daha da düşüktü. Bu yıl Bütçede 62 milyar TL’ye yakın bütçe revizesi olmasına rağmen.. Bu açık Faiz giderleri dahil olarak gerçekleşen sonuçtur. Faiz hariç, bütçe fazlalığı vardır. Faiz hariç Bütçe giderleri 621 ve Gelirler toplamı 630milyar TL olduğunda 9 milyarTL Bütçe fazlalığı söz konusu olur. 2018’in her yönden daha iyi bir yıl olmasını temenni ederiz.
