Türkiye için kötü haber.
Vuku bulma yani oluşma aşamasında bulunan birçok kötülüğü peşisıra tetikleyecek kadar kötü haber.
Soğuk Savaş döneminin kalıntısı “haçlılar üzerimize geliyor” şeklindeki mantığı (ki maalesef Türkiye’de şuan geçerli olan mantıktır) haklı çıkaracak kadar kötü bir haber.
1949’a üye olup ikinci ligine girdiği, 2004’de görevlerini yerine getirip birinci lige yükseldiği, dünyasın sayılı demokrasi liginde yeniden küme düşmenin haberi.
Türkiye, Avrupa Konseyi (Avrupa Birliği’ değil) tarafından izlemeye alındı.
Karar, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin dünkü oturumunda verildi.
Parlamenterler oy kullandı ve 113’ü “Türkiye’yi izlemeye alalım” dedi.
Sadece 45 parlamenter Türkiye lehine oy kullandı.
Türkiye küme düştü.
Hangi kümeye mi?
İkinci kümeye.
Gürcistan, Moldova, Arnavutluk, Azerbaycan, Rusya ve benzerlerinin olduğu kümeye.
Yani, demokrasinin sakat, insan haklarının sorunlu olduğu yere.
Tabi bu karar Türkiye’nin Avrupa Birliği ile olan ilişkilerini de etkileyecek.
Çünkü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi önemli bir kurumu bünyesinde barındıran Avrupa Konseyi demokrasi ve insan haklarının Kabe’si olarak sayılıyor.
Aldığı kararlar işaret fişeği sayılıyor.
Türkiye zaten Avrupa Birliği ile de çok ama çok sorunlu.
Dolayısı ile domino etkisi kaçınılmazdır.
***
Türkiye’nin bu durumunun bizi olumsuz etkileyeceğini söylemek için kahin olmaya gerek yoktur herhalde.
Malum “hapşırsa nezle oluruz…”
Çözüm istersek Türkiye ile Avrupa Birliği’nin uyum içinde olması şart.
Malum, burası Avrupa Birliği toprağı.
Kuzey yarısı Türkiye’nin alt yönetimi.
Şimdi artık böyle bir gerçekliğimiz vardır.
Tüm tarafların uyum içinde ulaşacağı bir çözüm daha da uzaklaşmıştır.
***
Ve diğer gerçek;
Eğer Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi üyesi olsaydım farklı yönde oy kullanmazdım.
Ne için biliyor musunuz?
Çin’de tutuklu olan gazetecilerden bile daha fazla gazetecinin Türkiye’de tutuklu olduğu için.
Cumhuriyet gazetesi yöneticileri için.
Ahmet Şık için.
Mehmet Altan için.
Nazlı Ilıcak için.
Ahmet Altan için.
İsimleri bu sütuna sığmayacak kadar çok olan Kürt kökenli gazeteciler için.
Evet, sırf bunlar için Türkiye gerçekten izlemeye alınmalı, uyarılmalı ve demokrasiye dönmesi için yardım edilmelidir.
Yoksa karanlık günler bizi bekler…
