Kıbrıs Türk esnafı on yıllardır sürdürmüş olduğu hak ve emek mücadelesi geldiğimiz noktada en zor günleri yaşadığını söylemek istiyorum 13 aydır süren pandemi sürecini 2’ ci 1 mayısı emekçi esnaf üretici zor günleri tüm çıplaklığı ile göz önünde yaşamakta.
Esnafın zanaatkarın emekçinin üreticinin,enflasyonist ekonomi içerisin’de,tl’nin değer kaybı, ekonomideki kapasitemizin içinde dövizin etkin ve yaygınlığı iflasları tetiklemiştir.
Yıllardır dişimizden tırnağımızdan artırarak ayakta kalarak sürdürdüğümüz mücadele 13 ay içinde yerlebir olmuştur.
Ülkeyi yönetme sorumluluğu alan siyasilerin almış oldukları yanlış ve yetersiz kararlar bu durumun artmasına sebep olmuştur, 5000 işletmenin kapanması 50 bine yakın çalışanın işsiz kalması ile bizleri karşı karşıya bırakmıştır. Gelir kaybının bazı sektörlerde % yüz olması’ açılan sektörlerde iyi gidiyor diyenlerin gelir kaybı % 60; dır, banka taksitleri 2020 gelirlerine göre, erteleme ve faiz artışı ile taksit artışı % 40 kazanç eksildi taksit artı,nerden bulsun esnafda ödesin, hükümet diyorki biz önümüzü göremiyoruz borçlanamayız!! Aynı hükümet Bankalar diyorki enafa kolaylık yapın 1 yıl kadar ödemesiz borçlansınlar kamu maliyesini destekleyin yerimizi sağlamlaştıralım, olmayacak esnaf emekçi geçim sıkıntısı çekerken olmayacak. Pandemi 2020 mart ayında ülkemizde etkisini göstermesi ile 2 ay süren kapalılık dönemini planlama yapmadan günü kurtarmak için başlayan tecrübe edinme süreci 15 ayı bulmasına rağmen bütünsel ve sürdürülebilir planlama ortada yok, İŞ YOK, AŞ YOK, AŞI YOK,KAYNAK YOK popilizim çok, o da karın doyurmuyor…
Sosyal devlet tanımına uygun davranış sergilemeyen yöneticilerin halkını çalışanlarını emekçisini esnafını zanaatkarın üreticisini en zor gününde yeterince destek olmayarak yapayalnız ve çaresiz bırakarak, kendi başının çaresine bak diyerek sosyal ve ekonomik olarak dibe vurduğumuzu söyleyebilirim.
Pandemi’nin tüm dünyada olağandışı bir durum olduğu kabul görmektedir.
Devletlerin bu olağanüstü durumda halkının tüm kesimlerinin yaşayabileceği şekilde kaynakları eşit ve ulaşılabilir olması için sorumluluk alarak bu çerçevede işletmelere katkı ve çalışanlara maaş desteği vererek yaşamın sürdürülebilmesi için halkının yanında olmuştur.
Bizim ülkemizde Vergisini veren kamusal sorumluluklarını yerine getirmeye çalışan ve bu topraklara tutunarak mücadelesini sürdüren Dar ve orta gelirli kesimin zor zamanında popülizm yapan sorumlular sorumsuzluk yapmışlardır.
Anayasanın eşitlik ilkesine bağlı kalmadıkları’ pandemi sürecinde sektörlerle tabiri caizse pazarlık yaparak, oyalayarak, kandırarak, öteleyerek, ayrıştırarak, sürdürmelerini kabul etmedik etmeyeceğiz..
Tüm bu haksızlıklara ve adaletsizliklere sessiz kalarak haksızlıkları izleyenleri de yaşananlara gözlerini ve kulaklarını kapamalarının anlamı onaylamaları anlamına gelinliğini bildiğimizi bilmelerini isteriz.
Tüm bu koşullarda yaşananların toplumumuz tarafından bilinmesi anlaşılmasını önemli bularak hak arayışımızı sonunu kadar sürdüreceğiz.
Pandemi sürecinde 2’ ci 1 mayısı çalışanlarımız ile birlikte buruk geçireceğiz,yaşananları yaşayanların bildiği bu zor günleri daynışma içerisinde geçirmekten başka çaremiz yoktur.
1 Mayıs vesilesi ile emeğin yüceliğinin hatırlanarak adil bir gelir dağılımının olduğu,özgürce ve barış içinde yaşanan önce bir ülke ardından’da dünyada emeğin ve emekçinin haklarının savunulduğu ülkelerin egemen olduğu değer gördüğü’ insanca bir yaşam için mücadele’nin devamı esastır.
YAŞASIN 1 MAYIS….
KIBRIS TÜRK ESNAF ZANAATKARLAR ODASI
BAŞKANI MAHMUT KANBER