ÜSTÜNLÜK YANILSAMASI - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Mayıs 7, 2024
Köşe Yazarları

ÜSTÜNLÜK YANILSAMASI

Vildan EsenyelVildan Esenyel

Niçin birçok bilgisiz insan sosyal medyada rahatça görüş bildiriyor? İnsanlar neden iyi kararlar vermekte bu kadar kötü?  Neden meslektaşlarınız kötü performans göstermesine rağmen bunu farketmiyorlar?

Neden cahil kişiler mikrofona sahip çıkma özgüvenine sahiplerken, uzmanlar ve bilgili insanlar sahne arkasında perdeleri aralıyorlar?


Sebebini merak ediyorsanız söyleyeyim: Dunning-Kruger Etkisi.

Bazılarınız, iş veya sosyal hayatınızda belirli bir konuda açıkça yetersiz olan, ancak bu konuda her şeyi bildiği konusunda güvenle ısrar eden biriyle tanışmış olabilirsiniz. Bu tür insanların belki de bu özgüvenleri sebebiyle, yetkinliklerinin ötesinde pozisyonlara terfi etmelerini ve bunun feci sonuçlarını da gözlemlemiş olabilirsiniz.

Kimden bahsettiğimi biliyorsunuz.

Aynı zamanda, alanında uzman kişilerin susmayı tercih ettiğini ve daha da kötüsü kendi bilgisi konusunda tereddüt edip özgüvenlerini kaybetmeye başladığını da görmüş olabilirsiniz.

Yine kimden bahsettiğimi biliyorsunuz.

“Dünyanın sorunu, akıllı insanlar şüpherlerle doluyken, aptalların özgüvenle dolu olması” diye boşuna söylememiş Charles Bukowski.

Dunning-Kruger etkisi, az yetenekli insanların hayali üstünlükten muzdarip olduğu, yeteneklerini ve becerilerini olduğundan daha fazla gördüğü bilişsel bir önyargıdır.

Bu illüzyonda kalmalarının nedeni, yeteneklerini objektif olarak değerlendirecek gerekli bilgi ve becerilere sahip olmamalarıdır. Bu kör noktalar nedeniyle, bilgi boşluklarını ve nerede yanlış yaptıklarını göremezler. Gereken bilgiye ve konunun tam kapsamına sahip olmadıkları için harika olduklarını varsayarlar.

Sorun şu ki, aslında ne kadar bilmediklerini bilmezler. Gerçekten harika bir performansın nasıl göründüğünü bilmedikleri için bunu yaparlar. Doğrunun ne olduğunu bilmedikleri için yanlışlarını hata olarak bile tanımlamazlar.

Bilinmesi gereken her şeyi bildiklerine inanma eğiliminde oldukları için de çoğu konuda aşırı güvenli olma eğilimindedirler. Kendilerini geliştirmeleri gerektiğini düşünmezler ve geri bildirime çok az değer verirler. Savunmacı olduklarından değil, sadece derin bir öz farkındalık ve bilgiden yoksundurlar.

Dunning-Kruger etkisi, aynı zamanda yetkin kişilerin de kendi yetenekleri hakkında daha az özgüvenli olmasına sebep olan bir fenomendir.

Belirli bir konuda bilgili olan yüksek vasıflı insanlar, üzerinde çalıştıkları konunun enginliğinin daha fazla farkındadırlar ve bu nedenle hangi konuda bilmediklerini daha iyi değerlendirebilirler. Sonuç olarak, daha eksiksiz bir bakış açısıyla, genellikle konuyla ilgili bilgi ve yeterliliklerini hafife alırlar ve bu nedenle kararlarına ve hatta kendilerine daha az güvenirler.

“Öğrendikçe ne kadar bilmediğimi daha iyi anlıyorum”” diye boşuna söylememiş Albert Einstein.

Hepimizin, kendini doğru bir şekilde değerlendirme yeteneğini engelleyen bir önyargısı muhakkak vardır. Bu tüm alanlarda olduğu kadar liderlik için de geçerlidir.

Pek çok insan, iyi bir lider olmanın karmaşıklığını hafife alırken, aynı zamanda kendi liderlik becerilerini de abartır. Çoğu lider kendi eksikliklerini tam olarak göremez ve bu da kendilerini geliştirmelerini zorlaştırır.

Değişimin bu kadar gerekli olduğu günümüz iş dünyasında tabii ki bu eğilim benzersiz zorluklar yaratır. Eğer birisi liderlik rolü üstlenmişse, kendi beceri eksikliğinin ve yetersizliğinin boyutunun farkına varamaması, potansiyel bir felaket reçetesidir.

Araştırmalara göre; liderlerin %90’ından fazlası işlerinde ortalamadan daha iyi olduklarını düşünürken, çalışanların %80’inden fazlası bunun tam tersini düşünüyor. Çoğu çalışan, liderlerinin harika olduğunu kesinlikle düşünmediğine göre, bu sonuç matematiksel olarak imkansızdır.

Burada bir uyumsuzluk olduğu açık.

Liderlik, sürekli değerlendirme, yansıtma ve iyileştirme gerektiren karmaşık becerilerin bir toplamıdır. Charles Darwin “Cehalet, bilgiden daha çok güven doğurur” demiş olsa da ve belki de cehalet mutluluk olsa da kör noktalarınızı aramayı öğrenmek ve kendi liderliğinizdeki hataları gidermeye odaklanmak daha iyi ve daha etkili bir lider olmanıza yardımcı olacaktır.

Büyük liderliğin özünde, kendi tetikleyicileriniz ve sınırlarınız hakkında daha fazla şey öğrenmek vardır. Sahip olduğunuz bir inancı sorgulamak ve değişime açık olmak demektir. Bu da, bilmediğiniz bir alanda bakış açınızı genişletmek anlamına gelir.

Bilginin ve eğilimlerin sürekli değiştiği günümüzde, güncel kalmaya çalışarak, neyi bilmediğinizi bilmemenin bilişsel önyargısıyla savaşabilirsiniz.

Bariz bir şekilde yanlış olan ama gerçeği kabul etmeyi inatla reddeden çalışanınızı hatırlayın? O kişinin SİZ olduğunu farz edin. Şirketinizde güvenli bir geribildirim kültürü teşvik edin ve ardından aldığınız tüm geri bildirimleri eşit şekilde değerlendirin.

Konfüçyüs’ün dediği gibi “gerçek bilgelik bilmediğini bilmektir”.

Söylemeye gerek yok, tüm insanlar önyargıya tabidir ve öznelliği yok sayarak bir şeye nesnel olarak bakmanın kolay bir yolu yoktur. Amaç, kendi değerlerinizi ortadan kaldırmak ve önyargıları gizlemek değil, onları sorgulamaya açık olmaktır; bir adım geri atmak ve bilip bilmediğiniz konulardan emin olmaktır.

Doğrular kadar, birçok yanlış bilginin de her platformda bolca bulunduğu, bu bilgi çağında Dunning-Kruger etkisinin olası tehlikeli sonuçlarını hayal gücünüze bırakıyorum.

Eski bir deyişle toparlamak gerekirse: “Aptal biri ile tartışırken, onun da aynı şeyi yapmadığından emin olun.”

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar