Pazar sohbetimdir (Osman Güvenir’in son kitabı “Gâvur Hasan”) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mayıs 10, 2024
Köşe Yazarları

Pazar sohbetimdir (Osman Güvenir’in son kitabı “Gâvur Hasan”)

Hep söylerim: İnsanların her zaman anlatacakları bir şeyleri vardır. Belki de masallar, hikâyeler, romanlar bu ihtiyaçtan doğdular. Önce kendini ifade etmek güdüsüyle seslendirdiler, sonra insandan insana empati köprüleri kurarken kitaplaştırdılar dolayısıyla kalıcılaştırdılar…


Buna karşın şunu da söylerim. Anlatmak başkadır, yazıp kitaplaştırmak başkadır! Birisi dilbazlıktır, belki lafazanlık; diğeri “kalıcılıktır” belki edebiyat belki sanat belki tarih…
Bu nedenle yazılı olan her şeye saygım vardır! Dolayısı ile “yazarına” da! Zor olanı başardıkları için… Kendilerini ifade ettikleri için… Allah’ın “paylaşın” dediğini gerçekleştirip anlatımlarını kitaplaştırıp hiç tanımadıkları türlü çeşitli insanlara ulaştırdıkları için…
Hep söylerim: Zordur yazmak! Yazıp kitaplaştırmak! Hele hele “okunur olabilmek.” Bu nedenle olmalı, yazmaktan değil, fakat “yazdıklarımı kitaplaştırmaktan hep korkarım! Çünkü kitaplar bir gazete yazısı gibi okunduktan sonra eskiyip çöp sepetini boylayan kadersizliğin değil, üzerinden zamanlar da geçse nesilden nesle devredilen miras gibi “kalıcılığın” ta kendisidirler… Bu nedenle yazılanlar o kalıcılarına layık olmalıdırlar!
TANIDIĞIM KADARI İLE OSMAN GÜVENİR: Bir devrelerde Halkın Sesi gazetesinde birlikte yazıyorduk. Çoğu zaman yazdıkları “köşesine sığmaz,” “devamı yarına” diyerek not düşerdi. Belli iki çok anlatacakları vardı. Zaten bizim gibi İngiliz sömürge döneminin son günlerine yetişip Kıbrıs Cumhuriyeti ahkâmlarını yaşadıktan sonra kanlı olaylarla sarmalanıp göç yollarında telef olan, toplu katliamlarla kıyılıp toplu mezarlara konan toplumun her zaman herkesten çok daha fazla anlatacakları vardır. Hem de bitmezcesine!
1943 doğumlu Osman Güvenir tam tamına bizim kuşak insanlarımızdan. Bu adada tasayı ve kıvancı, sevgi ve saygıyı, sağlık ve afiyeti, dirlik ve darlığı hatta ölümleri bile birlikte yaşama sanatı haline getirmiş insanlardanız bizler. Bu nedenle çok ama çok anlatacaklarımız vardır! Ki Güvenir anlatmakla kalmıyor, yazıyor, kitaplaştırıyor.
“GÂVUR HASAN:” İmzalayıp bana verdiği son hikâye kitabı. Öteki iki kitabı gibi “Gâvur Hasan” da pek çok hikâyelerden oluşmakta.   
Osman Güvenir’in öykü yarışmalarında birincilikleri aldığı pek çok ödülleri var. Tutun ki çoktan Kıbrıs Türk halkı bünyesinde “edebiyatçılarımızın” arasına katılan bir “edebiyatçımız” olmuş. Ki bir gün Kıbrıs Türk edebiyat tarihinde işte bu “hikâye kitapları” ve kalıcılığı ile yerini alacak.
Tabii Güvenir’in “gazetecilik” yanını atlamak mümkün değil. Bir insan 30 küsur yıl gazete köşelerinde yazar ve yazarken ses soluk getirirse elbette takdire de layıktır alkışlara da…
NEDİR GÜVENİR’İN HİKÂYELERİ? Çok şey! Mesela bir ayak üzerine yazayım: Kıbrıs Türk halkının geçmişten günümüze kadar gelen hayatıdır.
Sonra? O hayatların sahibi olan insanların, yaşarken farkına varmadan oluşturdukları tarihtir ki işte bu tarih de Güvenir’in hikâyelerinde yansıttığınca Kıbrıs Türk halkınındır.
Dolayısıyla sanatıdır… Yer yer şarkıları türküleri, gelenek görenekleridir… Kavgalarıdır… Ve tabi ki sevgi ve aşklarıdır.
Güvenir o hayatların her türlüsünden kendine özgü tertemiz anlatımları ile demet demet hikâyeler derliyor. Daha önceki hikâyelerinde de gördüm: Hayatlarını anlattığı o insanları okurken kendi hayatınızdan da kareler bulursunuz. Hatta “bu benim hayatıma nasıl da benziyor” dersiniz…
Ve şunu anlarsınız: Kıbrıs gerçekten çok küçük. İnsanlar adeta birbirlerinin hayatlarını yaşıyorlar… Osman Güvenir’in hikâye kitaplarını okurken eğer bugüne kadar farkına varmamışsanız, işte bu gerçeğin de farkına varırsınız… Benim senin değil, “hepimizin hayatları” dersiniz. Ne kadar benzeşiyorlar…
ARASTALILAR: Güvenir’in bu son hikâye kitabında beni çarpan hikâyelerinden birisi de “Arasta”yı, bu tarihi mekânın geçmişindeki hayatları anlatması. Başlı başına bir tarih! Araştırmacıların yararlanacakları, ora esnafının adları, olayları, sattıkları ve “işte Arasta” diyeceğiniz o tarihi alışveriş merkezi. Ta 1900’lerden başlamış hikâye. Öyle de olunca tarih kokulu tadıyla okursunuz Arasta’nın hikâyesini… Zaten Güvenir’in de hikâyeleştirmeden önce Arasta ile ilgili araştırmalarda bulunduğu belli. İşte bir bölümü:
“Sarı yapraklar Sonbahar’da dökülmeye başladı mı Arasta sokakları yapraktan geçilmezdi. Sanki derin bir hüzün çökerdi o sokağın içine. Kederle karışık kışın habercisiydi sarı yapraklar… Arasta’nın alt tarafındaki Ermu sokağının başında düğmeci Cibri, onun yanında kuyumcu Mihalaki, daha ötede kumaş tüccarı İbrahim, karşıda büyük tüccar Harilaus Stavragi, kazmir tüccarı Dedezade vardı. Ermeni Avedis ve dahaları sıra sıra dizilmişlerdi Arasta’nın içine. Okka işi kumaş satan Derviş efendi ile Davut efendi, hoşsohbet Talat, uzun boylu sırık Abdurrahman’la Hamit Arap ve daha bir sürü esnaf Arasta’nın en temel taşlarıydılar…”
İŞTE BU İSİMLER VAR YA BU İSİMLER: Türk’ü, Ermeni’si, Rum’u, Yahudi’si… Aynı adanın aynı kültür harcında, aynı ticaret ortamlarında ve de aynı coğrafyanın aynı dokusunda bir araya gelmişler, “var olmak” güdüsünde yaşam haklarını birlikte bulmuşlar. Hem de huzurlu ve mutlu! (Gelin de bunu Türk düşmanlığı ile yıkanmışlıktan dolayı akılları uçup gittiğinden, akılsızlıktan başka bir şey yapmayan Rum kilisesi ile liderliğine anlatın! Anlatın ki insanlar pek alâ da dinleri, dilleri, ırkları başka da olsalar insanca yaşamlarda insanca paylaşımlarda barışı da tesis ederler çözümü de…)


Tutun ki Güvenir bunu anlattı. Arastanın Tarihi tozlarını silkeleyip tertemiz hatıralarıyla ortalara serdi. Ve işte dedi, “bu adada barış böyleydi!”
BİR DE OSMAN GÜVENİR’İ DİNLEYELİM. “Gâvur Hasan adlı kitabının önsözünde Güvenir şöyle der: “Bir tutam anı… Bir tutam geçmiş… Bir tutam düşünce.. Ve bir tutam yaşanmışlık… İşte üçüncü öykü kitabım. Gâvur Hasan’la duygusal ve düşünsel anlamda öylesine bir zamanı yaşatmak istedim tüm okurlarıma… Bu kitaptaki bütün öykülerim gerçeklere dayanan kurgu ve kültürel değerlerle beslenen eserlerdir. Belki okuma sürecinde şöyle diyecektir okurlarım. “Bunlar da mı vardı Kıbrıs insanının yaşantısında?…”
Gerçekten de öyledir: Geçmişten günümüze hikâyeleri ile Güvenir sadece öğretmiyor, “bunlar da mı vardı” dedirterek bizi şaşırtıyor. “Gâvur Hasan” öyküler kitabını alın okuyun. Eminim çok beğeneceksiniz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar