Kıbrıslı, Amerikalı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mayıs 10, 2024
Köşe Yazarları

Kıbrıslı, Amerikalı

Ahmet OkanAhmet Okan

Hır gürün iyice arttığı zamanlardı.

Komşular plebisit yapmaya hazırlanıyorlardı ki Rum komünistler de rota değiştirmiş, Kıbrıslı Türklere çağrıda bulunuyorlardı.


Dönemin AKEL’i bir bildiri yayınlayarak (1949) şöyle diyordu:

“…Kıbrıs’ın Yunanistan’a ilhakını alkışlamak ve onun uğruna savaşmak her Türk demokratının vazifesidir.”

Dönemin AKEL’i de Yunanistan’a ilhak siyasetini benimseyince, haliyle yapılacak halk oylaması yüzde yüzlük bir kabul görecekti…

Bu halk oylamasını proteste için yaklaşık 20 Bin Kıbrıslı Türk Ayasofya meydanında toplanmış,

Ve gidişatı protesto etmişti…

Gidişat ayrılığı körükleyici siyasetlere sahne oluyor,

Kardeşlik siyaseti güdenler bile bu ayrılığa hizmet ediyorlardı…

O dönemler Kıbrıslı Türklerin tutumu, İngiliz’i desteklemekti.

İngiltere gibi “hür” ve demokrasi ülkesinin idaresi altında yaşamak tercih ediliyordu.

Dönemin Kıbrıslı Türk liderlerinden Necati Özkan Rumların ilhak politikalarına karşılık,

Onlara “mübadele” politikası izlemelerini öneriyor,

Bunun daha hayırlı bir yol olduğunu söylüyordu.

Bu öneriye göre, Rumlar madem ki Yunanistan’la birleşmek istiyorlar ve onların idaresinde yaşamak istiyorlardı,

O zaman Trakya’daki Türk nüfusu ile mübadele yapmalı,

Yunanistan’a gitmeli,

Trakyalı Türkler de Kıbrıs’a gelmeliydiler.

Hatta o dönemler Batı Trakya’dan kaçmış bazı Türklerin Özkan’a şunları belirttikleri arşivlerde mevcuttur:

“Eğer Kıbrıslı Rumlar hakiki milletperver iseler ve hakikaten Yunan idaresinde yaşamak arzusunda iseler, “plebisit” yerine “mübadele” için imza toplayarak, İngiltere Hükümetine takdim etsinler ve Yunanistan’da kalan biz Türklerle mübadelelerini istesinler. Biz medeni ve demokrat, hür İngiltere idaresini tercih ederek Kıbrıs’a mübadele için gelmeye hazırız.”

Neticede Trakya Türkleri adaya gelemeyecek ama,

Anadolu Türkleri gelecekti.

Plebisit başka işlere yaramıştı süreç içinde…

Kıbrıs sorununun bugünkü durumunu alması için sanki de herkes, Rum olsun Türk olsun el ele vermişti.

Neticede ne Kıbrıslı Rumların, ne de Kıbrıslı Türklerin dediği olacaktı.

Kapının arkasında İngiliz vardı.

Bugün de aynı güçler kapının arkasındadır…

Doğru olan adanın birleşmesi ise,

Buna göre doğru olanlar yapılmalıdır.

Birleşmeye yönelik adımlar birleşmeyi isteyen kitleler tarafından atılmalıdır.

Görev sadece görüşmecilerin olmamalı.

Meydan, kapı arkasında bekleyenlere bırakılmamalı.

Kapı arkasında pusuya yatanların da çok olduğu unutulmamalı…

Birleşmenin içinde halkın harcı olmazsa,

O birleşme kapının arkasında duranların istediği gibi olur.

Bu daha önce denenmişti.

Sorun, sorun yaratmaya yarayan bir sürü yapay kaygılardan uzak,

Kıbrıs’ta yaşayanların kültürel vizyonları ile aşılmaya çalışılmalıdır.

Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, Kıbrıslı Ermeniler, Kıbrıslı Maronitler dendiğine göre,

Her etnik topluluk kimliğinin önüne “Kıbrıslı” olduğunu vurgulama gereği duyduğuna göre,

“Kıbrıslı”lık bir üst kimlik olmalı.

Amerika’da yaşayan onca etnik kökenli milyonlarca insanın,

“Amerikalı” kimliğinde birleşmesi gibi…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar