Fuzuli’nin sözüdür…
O mahiler (balıklar) ki derya içredir (denizdedir), deryayı bilmezler…
Ben kendi halimizi biraz da bu sözdeki balıklara benzetirim.
Başımıza öyle şeyler gelir, farkında olmayız.
Kırk senedir tanınmamış bir devlette yaşıyor olmak bile bizi rahatsız etmez…
En temel değerlerimiz bir bir yok olur, biraz ah vah eder, unutur gideriz.
Mesela KTHY, mesela Sanayi Holding, mesela adalet duygusu…
Sonra mesela ekonomi…
Hiç suçumuz günahımız olmadığı halde, yaşadığımız fakirleşme…
Son iki yılda en az yüzde 25 fakirleşme.
Eve giren paranın alım gücü dörtte bir oranında düşmüş…
Ama bir baktım Euro Barometre’nin araştırmasına, vatandaşın yüzde 74’ü, ait olduğu hane halkının ekonomik durumunu iyi olarak nitelendirmiş. Yüzde 70’i de işinden memnun olduğunu söylemiş…
Yahu nasıl olur?
Yani şimdi Kıbrıs Türkünün yüzde 74’ü bu enflasyondan, dövizden etklenmemiş mi?
“Anket uyduruk” diye ezber yapabilirsiniz.
Ama öyle değil.
Euro Barometre, Avrupa Birliği, daha doğrusu Avrupa Komisyonu’nun bir organı. Yılda iki kez üye ülkelerde yaklaşık bin kişiyle yüz yüze görüşme metoduyla nabız yokluyor.
Esas ilgi alanı üye ülkelerdeki insanların AB’ye bakışlarını saptamak. Tabii bu arada AB uygulamalarının o ülkede ekonomik, sosyal ne gibi etkisi olduğuna da bakıyor.
Biz garibanlar da AB üyesi bir ülkenin müktesebat dışı vatandaşları olarak, her nasılsa ilgi alanlarına giriyoruz.
Euro Barometre, bizim nabza göre şerbet veren, merdiven altı anketçilere benzemiyor anlayacağınız.
Hala o noktadayım… Nasıl oluyorsa, yüzde 74 hayatından memnun. Hem de ekonomik olarak…
Bu döviz herkesi aynı derecede vurmadı mı yoksa?
Ama diğer bir soruya verilen yanıtta, yüzde 60, ekonominin şu anki durumunu kötü olarak nitelemiş.
Bu da tuhaf. Ekonomik kötü, evet ama ben iyiyim…
Hatta yüzde 37’si de ekonomiyi “iyi” olarak işaretlemiş.
Ekonomik durumun kötüleşeceğine inananlar da yüzde 45’miş. Yine yüzde 55, kötüleşmeyeceğini düşünüyor.
Hey Allahım…
Bakın Bir başka çelişki….
Kıbrıslı Türklerin yüzde 41’i toplum içerisindeki istihdamın gelecek yıl kötüleşeceğine inanmakta.
E hani iyiydiniz arkadaşlar?
Hani yüzde 70’iniz işinden memnundu?
Her neyse, en vurucu sonuç en sonda…
“Kıbrıslı Türklerin yüzde 66’sı da finansal krizin zirveye ulaştığı şeklindeki değerlendirmeyle aynı fikirde olmadığını dile getirdi”.
Türkçesi, “yok canım, biz iyiyik”…
Deli olacağım.
Bir karara vardım…
Biz sorunlarımızın farkında olmadığımız için çözemiyoruz.
Bu kadar basit….
YERİN KULAĞI VAR
SON DÜZLÜĞE GİRİLDİ:
Yerel seçimler için adaylar artık son düzlüğe girdiler. Pazar gün sandıklar açıldığında bugüne kadar yapmış oldukları propagandanın ne kadar başarılı olduğunu görecekler. Ya sandıktan zaferle, ya da hüsranla çıkacaklar. Sonuç ne olursa olsun herkes seçmenin kararına saygı gösterecek…
VEKİLLERİN MAL BEYANLARI AÇILDI:
Eski ve yeni siyasilerin mal beyanlarının incelenmesine başlandı. Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Özersay, sadece şu anda milletvekili olan değil geçmişte milletvekili ve bakan olan isimlerin beyanlarının da açıldığını, eğer mal varlıkları aşikar şekilde gerçeği yansıtmıyorsa konunun tahminen gelecek hafta Başsavcılık’a aktarılacağını açıkladı. Doğrusu bazı vekillerin mal varlıklarında nasıl değişiklikler olduğunu herkes merak ediyor. Yıllarca kendilerine mi, yoksa topluma mı çalıştılar inşallah öğreniriz…
BUGÜN ÖDENİYORLAR:
Bayrama parasız giren CAS çalışanlarının maaşları bugün ödeniyor. Bayram öncesi yaptıkları eylemle gündeme gelen çalışanlar için Maliye Bakanı Denktaş, “verdiğim bir sözü elde olmayan nedenlerle yerine getiremediğim için üzgünüm” diyerek özür diledi. Sonunda çalışanlar maaşlarına kavuşurken bir siyasinin bu durumdan kendisini sorumlu tutarak “özür dilemesi” ise bence siyasetin dışında insanca bir davranış oldu. Denktaş’ı kutluyorum…
SADECE TİCARETİ Mİ:
Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz, adanın bölünmüşlüğünün, iki toplum arasındaki ticareti engellediğini söyledi. Keşke sadece ticareti etkileseydi. Çözümsüzlük hayatımızın her alanında etkili oluyor. Ulaşım, spor, hatta günlük yaşamımızı bile zorlaştırıyor. Ama ne yazık ki çözüm gündemde değil. Rumların hayatı da bizimki kadar etkilenseydi, kolay olurdu da, böylesi artık zor…
DÖVİZ ETKİLEDİ:
Geçtiğimiz yıllarda tatil günlerinde izdiham yaşanan sınır kapıları bu yıl pek rağbet görmedi. Eskiye oranla trafik yoğunluğununun yaşanmamasının başlıca nedeni, euro’daki artış. Beş liranın üzerine çıkan euro nedeniyle, güney çarşısı eski cazibesini yitirdi. Akışın tersine döndüğü yorumları var ama pek inandırıcı gelmiyor bana. Birileri bir envanter çıkarttı mı acaba bilsek…
BİR TERSLİK YOK MU: Kanser bildirimi zorunlu olacak… İyi bir şey. En azından kafadan atma rakamlardan kurtulacak, gerçeğimizle yüzleşeceğiz. Ama ya önlem? Ya çare? Koca onkoloji hastanesindeki doktor eksikliği; yediğimiz içtiğimiz zehirler… Her şeyimiz gibi bunda da arabayı atın önüne koyarmışız gibi geliyor bana.
ZİRVEDEKİLER
Ödül Aşık Ülker: Yenidüzen’de, gündemdeki adama Skurides’i bulup konuşmuş. İlginç olan, EOKA’cı kimliğiyle bilinen Skurdis’in bir süredir sık sık Kozanköy’ü ziyaret edip, köydeki Kıbrıslı Türklerle dostluk kurmuş olması. Bu bile bence bu adamın gelip yerleşmesi için yeterli bir sebep. İşin bir başka yönü, Skurides’le köylüler arasında böyle bir yakınlık olmasına karşın, birilerinin olayı kaşıdığının ortaya çıkmış olması.
DİPTEKİLER
Çevre Duyarlılığı: “Umut Tenekeleri Projesi”kapsamında Kıbrıs’ın iki tarafında toplam bin kişinin katılımıyla yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç, “En yakıcı çevre sorunları çevre politikalarının olmaması, siyasilerin böyle bir politika geliştirmek için kaygı duymamaları ve çevre sorunlarının da büyük oranda devlet eliyle yaratılmasıdır”. Biz birbirimize benzeriz…
