Sağlıkta büyük tehlike - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
KıbrısManşet

Sağlıkta büyük tehlike

ömer gür

KKTC’deki yabancı öğrencilerin sağlık sigortası kapsamına alınması amacıyla çıkarılan “Sağlık Fonu Yasası” uygulanmıyor. Yabancı öğrenciler sistem dışında kalıyor, AIDS ve Ebola gibi bulaşıcı hastalık tehlikesi büyüyor

YALNIZCA 262 TL: 9 Ocak 2012 tarihinde çıkarılan “Sağlık Fonu Yasası”, her öğrenciden asgari ücretin onda biri kadar kesinti yapılarak “sağlık fonuna” yatırılmasını öngörüyor. Ancak bazı üniversiteler öğrenciden parayı almasına rağmen “benim hastanem var” diyerek fona aktarmıyor


SİSTEM DIŞI KALIYORLAR: Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür: Sağlık sigortası sistemi tam olarak uygulanamıyor. Ülkelerinde HIV pozitif (AIDS) ve Ebola gibi yaygın, bulaşıcı ve öldürücü hastalık sorunu olan öğrenciler de sistem dışı kalıyor, öğrencilerin izlenmesinde sorunlar yaşanıyor

ACİLDE ÇÖZÜM ARAYIŞI: Ömer Gür: Sistemin dışında kalan çok sayıda öğrenci sağlık sorunlarını çözmek için geceleri hastanelerin acil servislerine başvurmak zorunda kalıyor. Bu durum ise hastanelerin acil hizmetlerini adeta kilitler noktaya geliyor

KKTC’de sayısı 85 bini aşan yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin sağlık sigortası kapsamına alınmalarını amaçlayan “Sağlık Fonu Yasası”, bazı üniversitelerin öğrencilerden topladıkları ödenekleri Sağlık Bakanlığı’na devretmemeleri sonucu uygulanamıyor.

Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Ömer Gür, ülkede sağlık sigortası sisteminin tam olarak uygulanamadığını belirterek bu sebeple ülkelerinde HİV pozitif (AİDS) ve Ebola gibi yaygın, bulaşıcı ve öldürücü hastalık sorunu olan öğrencileri izlemede sorunlar yaşadıklarını söyledi.

Müsteşar Gür, sistemin dışında kalmış çok sayıda öğrencinin sağlık sorunlarını çözmek için geceleri hastanelerin acil servislerine başvurmak zorunda kaldıklarını ifade etti. Gür, bu durumun da hastanelerin acil hizmetlerini ciddi şekilde aksattığını dile getirdi.

Üniversitelerin kayıt dönemlerinde “Sağlık Fonu” için her bir öğrenciden asgari ücretin onda biri karşılığı olarak 262 TL topladığını ifade eden Gür, bazı üniversitelerin “benim hastanem var” gerekçesi ile primlerini Sağlık Bakanlığı’na ödemediğini ancak maliyeti yüksek, ağır hastalıklara yakalanan öğrencileri, devlet hastanelerine sevk ettiklerini dile getirdi.

KKTC’deki yabancı uyruklu öğrenciler sağlık sorunlarını nasıl çözüyor? Bunun maliyetini kim karşılıyor?

KKTC’de yaklaşık 100 bin civarında üniversite öğrencisi vardır ve bunların yaklaşık 13 bin kadarı KKTC yurttaşı öğrencilerdir. 9 Ocak 2012 tarihinde Cumhuriyet Meclisi’nde oy birliği ile geçen Sağlık Fonu Yasası’na göre, bu yabancı uyruklu öğrencilerin belirli bir ücret karşılığında hastanelerimizdeki acil ve yatılı sağlık hizmetlerden yararlanabilmeleri öngörüldü.

Bu miktar ise bir yıllık öğrenim dönemi için asgari ücretin onda biri (262 TL)kadar. Toplanması öngörülen bu paralar, sağlık servislerinin ihtiyacı olan alanlarda harcanmaktadır.

Böyle bir karar alınmasının nedenlerinin başında halk sağlığının korunması gelmektedir. Bunun için de güçlü ve donanımlı olmamız gerekmektedir. Ülkemize yüksek öğrenim için gelenlerin çoğunun kendi ülkelerinde ciddi düzeyde sağlık sorunları vardır. Örneğin bazı Afrika ülkelerinde yüzde 40 düzeyinde HİV pozitif (AİDS) vakaları vardır. Veya geçmişte bir Afrika ülkesinde ölümcül Ebola salgını yaşanırken, o ülkeden 6 bir öğrenci KKTC’de ikamet etmekteydi. Bu 6 bin öğrencinin giriş çıkışlarını denetlemek, adreslerini bilmek ve ülkeye giriş yaptıkları zaman en az bir hafta süre ile onları gözetim altında tutmak gibi zorunluluklarımız vardır. Sağlık Bakanlığı olarak bizlerin en birincil görevimiz halk sağlığını korumaktır ve bunun için yürütülebilir güçlü bir sisteme ihtiyacımız vardır.

Diğer bir görevimiz ise, ekonomimiz için çok önemli hale gelmiş olan eğitim sektöründe yer alan özellikle yabancı öğrencilerimizin sağlıklarını korumaktır. Bu çocuklara ülke olarak bir borcumuz vardır. Bunu dikkate alarak ve henüz daha ülkemizdeki üniversite sayıları azken, üniversitelerimizin de talepleri ile acil bakım ve yatılı sağlık hizmetleri için her öğrenciden kayıt döneminde alınacak 50 Dolar’ın bu amaçla kullanılması yönünde bir protokol hazırlamıştık. Daha sonra Ocak 2012 tarihinde Sağlık Fonu Yasası çıkarılarak bu rakam asgari ücretin onda biri seviyesine getirilmiştir. Öğrenci başına toplanacak bu paralar, öğrencilerin sağlıklarının korunması için gerekli donanımı yaratmak için kullanılacaktı.

Öğrenci başına 262 TL yeterli bir rakam mı?

Bakanlığımız henüz otomasyon sisteme geçemediği için uygulamalarla ilgili bire bir ayrıntılı analiz yapabilmemiz henüz mümkün değildir anacak tespit ettiğimiz bu rakamı diğer bazı uygulamalar ile kıyasladığımız zaman düşük bir rakam olduğu anlaşılmaktadır. Örneğin, asgari ücretli bir yurttaşımızın veya yabancı bir çalışanın ücretinden kesilen yüzde 9’luk sosyal sigorta ödeneğinin yüzde 2’si, sağlık amaçlıdır. Bu rakam yılda yaklaşık 6 yüz lira civarındadır. Öte yandan birkaç yıl önce, öğrenci başına biz yıllık 167 liralık bir ödenek belirlemişken, ayni amaçla Türkiye’de yabancı öğrencilerden kişi başına 760 lira alınmaktaydı. Ki bu rakam bizim rakamımızın birkaç katı kadar daha fazla idi. Bu göstergelerden çıkan sonuçlara göre devletimiz, bu paranın tümünü topluyor olsa bile yine de bu alanda büyük bir sübvansiyon uygulanacağı anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu paralar sağlık bakanlığına büyük oranda gelmemekte ve biz bu yükün altından kalkamamaktayız.

Eğer bir öğrenci sağlık sigortası kapsamına sokulmamışsa, ortaya çıkan maliyetten öte yurttaşlarımızın haklarından da alma durumu ortaya çıkmaktadır. Şöyle ki; sigortasız öğrenci, olağan şartlarda hastanelerimize başvuramadığı için rahatsızlığını geceleyin acil servislerimize gelerek gidermeye çalışmaktadır. Biz acil hastalarımıza hizmet vermeye çalışırken, birden bire sırf para vermesin diye geceleri acile gelmiş çok sayıda yabancı hasta ile karşı karşıya kalıyoruz. Bu durum ise, bizim hizmet kalitemizi ciddi düzeyde aksatmaktadır.

Geçmiş dönemde, öğrenci sağlık sigortası sisteminin çalıştırılabilmesi için üniversitelerle sayısız defa toplantılar yaptık. Bazıları “bizim de hastanelerimiz vardır bu sorunu burada halledebiliriz” iddiasındadırlar. Bizim de iddiamız, “bu bir yasadır ve herkes buna uymak zorundadır”. Kaldı ki bu ülkede sağlık hizmetlerini her haliyle ve en yaygın bir şekilde veren sadece biziz. Öte yandan hastanesi olan ve “ben hallederim” diyen üniversiteden hastanelerimize çok sorunlu örneğin 20 hasta gönderilmekte ve “bunlara siz bakın” denmektedir. Binlerce öğrenciden ödenmesi gereken sigorta primleri ödenmeden 5 tane kanserli hastayı hastanemize göndermek maliyet açısından hem haksızlıktır hem de etik değildir.

Üniversiteler öğrencilerden topladıkları sağlık primlerini Sağlık Bakanlığı’na vermiyorlar mı?

Bazı üniversiteler örneğin 2 bin öğrencisi varken ve tüm öğrencilerden sağlık fonu parası toplamışken, bizden 8 yüz adet hologram satın almakta ve hangi öğrencisi hasta olmuşsa hologramı onun kartına yapıştırarak bize göndermektedirler. Bu durum sigorta sistemine aykırı bir durumdur ve kabul edilir değildir. Ayrıca yasadışı bir durumdur. Görev yaptığım dört yıl boyunca bu sisteme her yönüyle tam uyum gösteren tek okul ODTÜ’dür. Orada ciddi bir üniversite geleneği olduğu görülmektedir. Bize yardımcı olmaya çalışan üniversitelerimiz de vardır ancak çekinceleri şudur; “bu olması gerekir ama niçin sadece ben yapayım? Diğerinden de alabilecek misiniz?” Bu soruyu sormakta haklıdırlar ama birisi suç işliyorsa, kendilerinin de suç işlemeleri haklı görülmez. Bazı üniversiteler ise, “bu durum beni ilgilendirmez, öğrenci sigortalanmak istiyorsa gitsin kendisi olsun” der. Bu da kabul edilebilir değildir. Yasaya itirazları varsa giderler ve itirazlarını yaparlar. Ama önce öderler.

Sonuçta bir tek ODTÜ’mü ödüyor?

ODTÜ, kurulduğu ilk günden itibaren kesintisiz ve tam olarak ödeme yapan tek büyük nüfuslu tek okulumuzdur. Öte yandan yeni kurulan ve öğrenci sayısı az olan daha başka üniversitelerimiz de vardır ki onlar da yasaya uymaktadırlar. Ancak öğrenciden para toplayan fakat durumu bir miktar hologram alarak idare etmeye çalışan orta ve büyük ölçekli üniversitelerimiz vardır ki, onların satın aldıkları hologram sayısı ve dolayısı ile yaptıkları katkı çok sınırlıdır ve yıldan yıla azalmaktadır. Öte yandan ödeme yapmayıp bu konuyu her gün farklı bir yönden gündeme taşıyıp çalışmamızı önleyenler de vardır. Bu durum çok rahatsız edicidir

Üniversitelerimizin ve oralarda eğitim alan öğrencilerimizin ne derecede önemli olduklarının hakkını veriyoruz. Ancak biz bu sağlık hizmetini vermek zorundayız. Sürdürülebilir bir hizmet verebilmek için ise,  mevcut yasalar çerçevesinde hareket edilmesi ve sağlık sigortası sisteminin her yönüyle uygulanması gerekmektedir.

7 yıldan beridir yasaya uymayan üniversiteler var. Konuyu yargıya taşımayı düşünüyor musunuz?

 Şu anda enerjimizi sistemi oturtmak üzerine harcıyoruz. Temaslarımız görüşmelerimiz devam ediyor. Kamu alacakları konusu devletin peşini bırakmayacağı bir konudur. Bu konu yargıda çözülecek bir konudur. Biz hangi üniversitenin halihazırda Sağlık Fonu’na ne kadar borcu olduğunu  hazırlama sürecindeyiz. İsteyen okullara bu listeleri veriyoruz. Bunların bir kopyasını ise Maliye Bakanlığı’na veriyoruz vereceğiz . Oradan gereği mutlaka yapılacaktır. Dediğim gibi yükümlülüklerini tam olarak yerine getiren okullarımız var onlara teşekkür ediyoruz ancak yerine getirmeyenlerle ilgili temaslarımız devam edecek. Bu sorunu çözmek zorundayız.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar