Rum tarafının bilmesi gerekenler - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Rum tarafının bilmesi gerekenler

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Evvel emirde Rum tarafının “tek başına adanın sahibi olmayacağını” idrak etmesi gerekir!

1974’de Barış Harekâtıyla birlikte artık Enosis rüyasının bir daha hortlatılamayacak şekilde tarihe gömüldüğünü de kabul etmesi gerekir!


Ve de bu adada bir federal sistem oluşacaksa bunun “Türk ve Rum halklarının” eşitlik ilkesinde gerçekleşeceğini bilmesi gerekir..

Bir şeyi daha bilmelidir: “Ne Yunanistansız bir Güney (ki içinde kanındadır)  ne de Türkiye’siz bir Kuzey olamayacağını!

ÖTE yandan: Kıbrıs Türk halkının siyasi inisiyatifi ile askeri gücünü de aşan fakat o askeri güçle inisiyatifi Türkiye’nin yüklendiği gerçeklerde oluşan  bir diğer konu ise Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarıdır..           Eğer Rum tarafı elde edeceği gazı Türk tarafıyla hakçasına paylaşmazsa, Münhasır Ekonomik bölgelerde  çok maraza yaşanacak hatta olay bir  siyasi dünya meselesi haline gelecektir!

VE gelelim son günlerin federasyon tartışmalarına! Önce bu federasyon, uğruna ölünecek Leyla değildir!

Kıbrıs’ta şu anda (tartışması yapılasa da) siyasi çözüm konusunda “çok seçenek vardır.” Bunu Çavuşoğlu da “tüm seçeneklere açığız derken” hatırlatıyor ki bizatihi Anastaasiadis’in “desantralizasyon” dediği “konfederal sistemden,” iki ayrı devlete kadar yollar açıktır..

BUNLARIN tümünün de  de Rum’un kafasında oluşturacağı “çözüm kararlılığının” kapsamı içinde   öncelikle erginliğe ulaşmaları gerekir.. Şu anda Rum tarafının böyle bir kararlılıkla çözüme yakın ve yatkın olduğunu söylemek hayaldir! Çünkü hâlâ peşinde koştuğu çözüm “tüm adaya çoğunluk  egemenliğini sermektir!”

TÜRK tarafının  pek tabi olarak,  böylesi bir çözümü amaçlayan her seçeneğe  cevabı, “yağma yok” olacaktır..

Artık hem Güney’in hem de Kuzey’deki bazı fanatik “federasyoncuların” da bilmesi gerekir. En az Rum toplumu kadar Türk halkının da bu adada “devlet olma, kendini  devlet olarak yönetme hakkı vardır..”

Ötesi çözüm  lafları ve arayışları  lâf’ı güzaftır, hayaldir, rüyadır!

**********

SORUYORUZ: “HANGİ UBP İKTİDARI İLE?”

Halkı alıştırdıklarından olmalı Erhürman hükümetine baktıkça, “bir erken seçime gider miyiz” diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz!

Ancak şu anda bir erken seçim olsa Tatar’lı UBP’nin yanına alacağı tek bir siyasi partiyle hükümet kurabileceği olasılığı gitgide artıyor..

Doğrusu Tatar beklenmedik bir performansla hemen her gün hem sosyal medyada hem de toplum katlarında kendini “iddialarıyla” halkın takdirine sunuyor, tutun ki “politikaya hem aktivite hem de heyecan” katıyor..

Sloganları yerli yerinde kullanıyor.. Ve hem  sosyoekonomik hem de siyasi sorunla ilgili görüşlerini “kıvırmadan dolandırmadan” ortaya koyuyor…

PEKİ ama şimdilerde Tatar’lı UBP’den yansıyan bu yeni imaj hatta reformist görüşlerle harmanlanan sosyoekonomik tasavvurlar, seçim sonrası bir UBP yada koalisyon  iktidarında,  “kuvveden fiile geçecek mi?”

ÇÜNKÜ! Eğer bugün artık hükümetlerin ancak dörtlü koalisyonlarla kurulabildiği gerçeklerde bile sorunların altında kalınıyorsa..

Tüm kurumlar dökülüyorlarsa!.

Kamu  görevlileriyle kamu hizmetleri eski hamam eski tas sürünüyorlarsa!

Eğitim, sağlık, trafik, çevre gibi sorunlar kanayarak devam ediyorlarsa…

Bu  sorunların sorumlusu ayni zamanda popülizmin de mucidi olan.. “Yolsuzlukların” mimarı..                   Kamuda “çürümüşlüklerin” sorumlusu.. “Bırakın yapsınlar  bırakın gitsinler” diyerek “çarpık yapılaşmaların” azdırıcıları..

Her mahallede bir üniversite oluşturulmasına cevaz vererek yüksek öğrenimin yozlaştırıcıları…

Gibilerinden  yığınla toplumsal sorunlar,  anaları olan  UBP iktidarları dönemlerinde doğmadılar mı?

O zaman Ersin Tatar’a sorma hakkımız da doğar.  Şöyle ki:   “Belki hedefin güçlü ekonomi, güçlü halk (zaten bunlar yaratılırsa elbette devlet de güçlü olur) dolayısıyla “güçlü devlet” ilkesini hangi UBP “temelleri” üzerine inşa edeceksin?

Devraldığın UBP temelleri üzerine mi? Ki şimdilerde “yolsuzluklar” silsilesinde uzayıp giden tren yolları gibidirler..)

Yoksa bu halka “yepyeni bir UBP mi vaat ediyorsun. Hem siyasi hem de sosyoekonomik yönden..”                        EĞER bu adada “devlet” olma iddiasındaysak önce (en azından) anayasal bağlamda devlet olacağız ki “her seçim sonrası “yönetim açmazlıklarından” kaynaklanan sukûtu hayaller yaşamayalım..

Kısaca  UBP’e neşter vurma zamanı çoktan geldi ve geçti bile!

                  **********

KISACA TAKILDIĞIM: (ÖZERSAY NE DEDİ!)

Çalmadan da çırpmadan da hükümet olunup hükümette kalınabilinir”dedi Özersay.

Özersay’ın bu lafı taşı gediğe koyma yönünden öncesi yönetimlere verilen cevap yönünden (ki tenzih ettiğimiz çokları vardır) tam puanı hak ediyor.. Fakat:

Önce bu iddialı  “lafı”  sarfetmek için vakit henüz çok erken değil mi? Ki hatırlatayım  havada  erken seçim kokuları da yok ki beraberinde nice alavere dalavereleri getirsin!

Bir diğeri de şu: Kolay mı dört siyasi parti bir aradayken malı götürmek! Hele de gözler gözlere bakıp bakıp falso ararken!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar