Akran zorbalığı diye bir sorunun farkında mıyız? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Mayıs 5, 2024
Köşe Yazarları

Akran zorbalığı diye bir sorunun farkında mıyız?

Barış UzunahmetBarış Uzunahmet

Ülkedeki eğitim gündemi ne yazık ki gündelik sorunların ötesine geçemiyor. Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı da bu gündelik sorunlarla uğraşmaktan esas meseleye gelemiyor bir türlü… Okullar açılalı biz daha kitapları, öğretmen eksikliklerini konuşuyorsak ortada bir sorun var demektir. Eğitimi öğretimi konuşamıyorsak hep bir şeyler eksiktir demektir.

Araştırma ve istatistik özürlü bir devlet olduğumuz için sorunların çözümü konusunda da tavrımız hep günübirlik kararlarla oluyor. Bu ülkede ilk ve ortaöğretimde 50 bin civarında öğrenci var. Bu öğrencilerin sorunlarını ne kadar biliyoruz, ne kadar ilgileniyoruz?


Mesela “akran zorbalığı” diye bir sorun var bütün dünyada… Yetkililerin kulak aşinalığı vardır elbette bu konuda…  Ancak resmi bir çalışma var mı? Yok. Olsaydı açıklanırdı diye düşünüyorum.

Bu sorunun bu ülkede ne kadar ciddi bir sorun olduğunu bilen, ilgilenen veya çözüm arayan bir yetkili var mı? Ondan da pek emin değilim. Biz bu ülkede bazı şeylerin varlığını bildiğimiz halde yokmuş gibi davranıyoruz. Eskiden evlerde tozu toprağı halının altına süpürülürdü görünmesinler diye şimdi o da yok. Bu ülkede artık sorunlar halı altına da kaldırılmıyor. Ulu orta duruyor, görülüyor, biliniyor ama kılını kıpırdatan yok. Sorunlar orta yerde duruyor.

Ülkede şiddet aldı başını gidiyor. Her gün gazetelerin ilk 3-4 sayfası şiddet olayları ile dolu. Tecavüz, intihar, cinsel istismar, soygun, adam yaralama, dolandırıcılık ve daha neler. Böyle bir ortamdan eğitim kurumlarının etkilenmemesi mümkün mü?

Toplumda şiddetin artık neredeyse normalleştiği bir ortamda okullarda akran zorbalığı da elbette vardır. Bu konuda iki önemli çalışma dikkatimi çekti. Birincisi Deniz Ergün’ün doktora tezi diğeri de Ayşe Özada’nin bilimsel bir makalesi…

Deniz Ergün’ün KKTC’deki ortaokul öğrencilerini kapsayan akran zorbalığı ile ilgili tez çalışmasında öğrencilerin %19.2’sinin akran zorbalığı kurbanı olduğu, %4.7’sinin zorba, %5.5’nin de hem zorba hem de kurban olduğu ortaya çıkıyor. Bu çalışmadan anlaşıldığı üzere %30 civarında öğrenci akran zorbalığı ile ilişkili… Bu ne demek? Her 100 çocuktan 30’u akran zorbalığı ile haşır neşir. Yani 30-35 kişilik bir sınıfta 9-10 kişi ya akran zorbalığına uğruyor ya da zorba durumunda…

Ayşe Özada’nın yaptığı çalışmada ise durum bunda farklı değil. Lise öğrencileri arasında yapılan çalışmada %9 öğrenci akran zorbalığı kurbanı, %7’si zorba, %5 de hem zorba hem kurban olduğunu görüyoruz.

Zaten dünyadaki eğilim de genellikle yaş ilerledikçe akran zorbalığının azaldığı yönündedir. Ancak hem ortaokullarda hem de liselerde yapılan bu iki çalışma da bize gösteriyor ki okullarımızdaki akran zorbalığı meselesi ciddiye alınmak zorundadır.

Akran zorbalığı okul disiplin kurullarının vereceği cezalar veya başka palyatif öneriler ile çözülmez. Zorbalık çocuklar arasındaki diyaloğu geliştiren, sevgi saygıyı artıran, barış eğitimi gibi, insan hakları dersleri gibi, derslerin öğretim programlarında yer alması ile önlenebilir. Çocukların duyarlılığını artıracak, duyuşsal öğrenmeye destek verecek derslere ihtiyaç vardır. Akran zorbalığı polisiye tedbirler veya cezalarla çözüleceğini zannetmek tozların halı altına süpürülmesi ile eşdeğerdir. Dolayısı ile ortaöğretimde bugünün koşullarına uymayan gelecekte gençlere pek de katkısı olmayacak dersler ve konular yerine çok daha yararlı aktiviteler konulması gerekir. Yoksa bu şiddet ve belirsizlik ortamında daha çok zorba yetiştiririz.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar