Bit yeniği aramak... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Bit yeniği aramak…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Crans Montana zirvesi öncesi gelen açıklamalar aslında insanda umut bırakmadı…

Önce Mont Pelerin’de iki kez, sonra tüm garantörlerin de katılımıyla Cenevre, ardından kopmalar, yeniden düğüm atmalar falan bugüne geldik.


Geçen Ocak ayında da yine şimdiki gibi İngiltere, Türkiye ve Yunanistan Dışişleri Bakanları da katılmıştı.

BM Genel Sekreteri Guterres o gün, garantör ülkelerin de bir araya gelmesinin önemine vurgu yapmış, bunun tarihi bir toplantı olduğunu söylemişti…

Ne bilsin Guterres, bulunduğu ortama şöyle bir bakmış, Anlaşmaya ulaşmak için sıkı çalışıyoruz. İki toplumlu, federe devlete çok yakınız” bile demişti.

Zirvenin ilk iki gününde “Mülkiyet, Yönetim ve Güç Paylaşımı, ekonomi ve AB konuları görüşülmüştü. Son gün de taraflar haritalarını sundu. Haritalar, iki tarafın harita uzmanlarının kontrollerinin ardından BM’nin çelik kasasına alınarak kilitlendi. Diğer detaylar Kıbrıs’ta sürecek toplantılarda ele alınacak dendi, ama arkası gelmedi.

BM’sinden garantörlerine ve AB üst düzey yetkililerine kadar tüm taraflar en üst protokolle toplandılar… Buna rağmen, zirve bittiği anda sanki böyle bir zirve hiç olmamış gibiydi.

Sonra yeniden başlandı, Cenevre’de varılan mutabakatların hilafına açıklamalar oldu. Yeni yeni unsurlar ortaya çıkarıldı. Kısacası onca emeğe karşın, yine ciddi bir zaman kaybı yaşandı.

Bence sadece zaman kaybı değil, güven kaybı da oluştu.

Eğer BM bir kez daha böyle bir işin içine girdiyse, bu sondur.

Türkiye, İngiltere, Yunanistan Dışişleri Bakanları’nın, AB ve BM yetkililerinin bizzat katıldığı bir toplantı daha akamete uğrarsa, bu sadece bizim açımızdan yeni bir hayal kırıklığı olmaz.

BM için de ciddi bir itibar kaybı olur…

İnsanlar maskara değil sonuçta.

Açılıştaki kriz beklenendi. Rum heyeti “garantiler ve güvenlik” ana konu olacak, bununla başlayacak ısrarlarını oradada sürdürünce, “dur” dendi…

Gelen haberleri dikkatle incelediğimde, gerçekten de ilk aşamada krizin kararlılıkla savuşturulduğunu gördüm. Onlar, ‘önce bu iki konu halledilsin, sonra diğerlerine geçilsin’ deseler de, güvenlik ve garantilerin her sabah, tüm garantörlerin de katılımıyla, diğer konulardaki toplantılara paralel bir şekilde yapılacağı açıklandı.

Rum resmi haber ajansı, “güvenlir kaynaklar”ın, bir kriz olduğunu yalanladıklarını, sadece tarafların bilinen görüşlerinin ortaya konulduğunu bildirdi.

Kathimerini ise, Havadis’in geçtiği, ‘Rumlardan kaynaklanan kriz” haberinden Rum heyetin rahatsızlık duyduklarını duyurdu.

Ama altında kalmadılar, tüm dışişleri bakanlarının katılımıyla yapılacak toplantıyı, BM’nin mekik diplomasisine çevirdiler.

Bunca yıldır hem kendi tutumumuzu hem de onları iyi bildiğimi iddia edebilirim.

Ve kendilerine, özellikle de Rum-Yunan tarafına kalsa, bu işin asla olmayacağını da bilirim.

Yine her zaman söylediğimi söyleyeceğim, eğer Kıbrıs’ın dışındaki taraflar anlaşma konusunda gerçekten kararlıysalar, çıkarları artık anlaşmadan yanaysa, bu iş olur.

Değilse, bu toplantı da arşive manşet olur kalır…

BM’nin de yakın gelecekte bir daha böyle bir insiyatif kullanmayacağı kesinleşir….

Son satırlarımı yazdığım anda, Eide’nin açıklaması geldi. “Başarı, kapsamlı bir çözüm çıkmasıdır bu zor olmakla birlikte mümkün olabilir. Bu olmazsa bir çerçeve anlaşması ya da tıkanan konularda ilerleme de başarı olarak not edilebilir”.

Haydi başka kapıya…


YERİN KULAĞI VAR

YENİ DEVLET VE 1960:

1960 cumhuriyeti’nin baştan sakat olduğu yönünde bir arkadaşımın yorumu vardı dün sosyal medyada. Arkadaşım, 60 cumhuriyetinin adaya barış getirmek amacıyla değil, güç savaşlarının bir sonucu olduğunu, denge unsuru olarak yaratıldığını söylemekteydi. Aksini kimse iddia edemez. Ha, bir tek o cumhuriyetin üstüne oturan Rumlara yaradığı söylenebilir.Tam bunları düşünürken, bir de ne görelim, Yunan Dışişleri Bakanı Kocias, dün zirvedeki konuşmasında “Önce kurulacak devletin şimdiki gibi çağdışı bir sömürge artığı mı olacağı, yoksa çağdaş bir devlet mi olacağına karar vermemiz lazım” demez mi… Kocias anlaşma karşıtı olduğu bilinen biri. O’nun kastettiği, garanti ve tek yanlı müdahale sistemini ortadan kaldıran yeni bir durum yaratmak… Ama bu sözleriyle en büyük şoku Rum heyetine yaşattığı kesin…

 

BEKLENEN OLDU:

Carns Montana zirvesi öncesi Rum tarafının bir kriz çıkaracağı bekleniyordu ve öyle de oldu. Rum ve Yunan tarafının,  garantiler konusunda ilerleme sağlanmadan diğer başlıklara geçilmemesi isteği kısa bir süreliğine bile olsa krize neden oldu. Her ne kadar kriz aşılsa bile Rumların niyeti zirvede bir sonuç almaktan ziyade, kendi önceliklerini masaya yatırıp, alacaklarını almak ve ardından da türlü bahanelerle zirveyi dağıtmak.  BM de bu kadar rezil olduktan sonra, hala gerçeği görmez mi?

 

ARADA KAYNADI:

TC Başbakan Yardımcısı Türkeş’in KKTC ziyaretindeki gündemi, toplumlararası görüşmeler nedeniyle kaynadı gitti. Ancak zirve sonrası hükümette ciddi sıkıntıların yaşanacağı, erken bir seçimin gündeme geleceği ciddi ciddi konuşuluyor. Hele de hükümetin protokolde yer alan maddeleri hayata geçirmekteki isteksizliği,Türkiye’de hoş karşılanmıyormuş. Kısacası Türkiye gidişattan memnun değil. Herhalde vatandaşın memnuniyetsizliğini de gördüler. Hele son arazi kiralamaları, Ercan konusu işin tuzu biberi olmuş diyorlar…

 

ESKİLER NE OLACAK:

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ersan Saner, özelde çalışan erkeklerin de askerliklerinin emeklilikten sayılacağını, yasayı değiştirdiklerini söylemiş. Adaletten de söz etmiş Sayın Bakan… Peki o zaman, kırk küsur yıldır bu adaletsizliğe maruz kalanlar ne olacak? Ölenler hakları gaspedilerek öldüler, ya bu yasadan önce emekli olup da hayatta olanlar? Kimden soracaklar bu adaletsizliğin hesabını..?

 

AYNEN GERİ GÖNDERECEKLER:

Bugünlerde bunu sık sık düşünüyorum, bizim rejimimiz sakat. Adına demokrasi diyoruz ama, denetim mekanizması çalışamıyor. Bakın Cumhurbaşkanı Akıncı Din İşleri Yasası’nı bir kez daha görüşülmek üzere Meclis’e geri göndermiş. Daha önce de başka yasaları iade etmişti. Ama ne oldu, noktasına dokunmadan aynen geri gönderdiler. Bunu da öyle yapacakları kesin. Yaptıkları ne kadar sakat olursa olsun, iktidar gücünü elinde bulunduranları yanlışlıklarından döndüremiyorsunuz.

 

HANİ DE YIKACAKTI:

Tamam bu ülkenin yatırıma ihityacı var. Yabancı yatırımcıların ülkeye gelip yatırım yapmasını teşvik etmek gerekir, onu da anlıyorum ama, bu ülkenin yasaları var ve kim olursa olsun bu yasalara uymak zorundadır. Ne yazık ki bizde, yasalara uymak yerine bizzat hükümetler tarafından yasalar bu yatırımcıların isteklerine uydurulmak isteniyor. Sıkıntı da burada başlıyor. Örneğin iki katı kaçak olan Karaoğlanoğlu’ndaki otel. Emirname değişikliği olmazsa kaçak katları, Haziran ayı sonunda yıkacağını kendisi açıklamıştı. Yarın son gün, yıkmak bir yana inşaat son hızla devam ediyor…


ZİRVEDEKİLER

Mete Tümerkan: “Durum artık çok net. Rum-Yunan tarafı Kıbrıs Konferansı’nın verimli bir çalışma ortamında başlamasını ve sonuç üretmesini istemiyor. Çünkü niyetleri Kıbrıslı Türklerle eşit koşullarda bir ortaklık kurmak değil. Bunun da açığa çıkmasını istemiyorlar. Bunun için de her türlü oyunu oynuyorlar. Böyle başlayan bir konferanstan sonuç çıkmasını beklemek fazla iyimserlik olur…”.


DİPTEKİLER

Zorlu Töre: “Crans Montana’da yeni konferans. Boşuna nafile gayretleri. Sayın Akıncı çok çok aldandı. Halkımıza da umutlar verip aldatmaya çalıştı. Bütün başlıklarda aşırı derecede taviz verildi. Mülkiyette, toprakta verilenler Kıbrıs bir Helen adasına dönüşür. Garantilerin sulanması kesindir. Yönetim ve güç paylaşımında avantaj Rumlara verildi. Sayın müzakerecimiz al verden söz ediyor yine…Verici ve teslimiyetci bir zihniyete sahip…”.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar