Toplu taşımacılık sistemi çöktü - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
KıbrısManşet

Toplu taşımacılık sistemi çöktü

Beksan Akandere: Toplu taşımacılıkta bir an önce kooperatifleşmeye gidilmeli ve ada genelinde tek şirket olarak hizmet verilmeli.

Beksan Akandere: Hiçbir hükümet politikasında toplu taşımacılık yer almadı. Sektörün gelişmesi için teşvik verilmeli.

Beksan Akandere: Bugün yalnız öğrenci taşımacılığı yapıp 170 eğitim günü hizmet verip de, 360 gün hayatını idame eden bir taşımacılık sistemi var. Bu değişmeli

Selda İÇER- HK Ajans

Bu hafta bayram arifesinde toplu taşımacılık sektörüne uzandık ve bu sektörün iddialı isimlerinden Beksan Bekir Akandere ile sohbet ettik. Akandere Travel Genel Müdürü Beksan  Akandere, dedesinin mesleği olan toplu taşımacılık konusunda, aile şirketine ciddi yatırımlar yaparak sektörün iddialı isimlerinden oldu. Dedesi 1950’lu yıllarda Luricina’da taksicilik yapan birisi. Kendisi de bugün üçüncü kuşak olarak, bir taksi ile başlayan şirket yolculuğunda, araba filosunu 120’lere çıkarmış. 71 yaşındaki babası Ramadan Akandere ile birlikte şirketi yöneten Beksan Akandere, toplu taşımacılık sektörünün arzulanan noktaya gelmesi için neler yapılması gerektiği konusunda da düşüncelerini dile getirdi. Hep birlikte artık ülkedeki ulaşım sorununu ortadan kaldırmak için toplu taşımada kooperatifleşmeye gidilmesi önerisinde bulunan Beksan Akandere, toplu taşımanın istenilen noktaya gelmesiyle bireysel taşıt kullanmanın azalmasıyla trafikte ölüm oranlarının düşeceğine de dikkat çekti. Lefkoşa’daki çalışma ofisinde gerçekleştirdiğimiz röportajımız sırasında Beksan Akandere, odasında dedesi ve babasının ilk ticari taksi ve otobüslerinin Luricina’da çekilmiş fotolarını bizlere gururla gösterdi. Beksan Akandere ile HK Ajans’tan Selda İçer konuştu. İşte detaylar…


Luricina’da başlayan macera

SORU:  Akandere Travel bir aile işletmesi. Üçüncü kuşak olarak sizler bu işletmeyi devam ettiriyorsunuz. Nasıl bir kararla devraldınız bu işi?

AKANDERE: Biz esas Akıncılar köyündeniz. Dolayısıyla 1950’li yıllarda o dönemde bireysel taşımacılık yoktu, araçlar yoktu. İnsanların Lefkoşa’ya gidip gelmelerini sağlamak için, özellikle de askerin ihtiyacını karşılamak açısından, dedem bir otobüs almıştı. Belli günlerde Lefkoşa’ya seferler düzenliyordu. 1963 yılında hadiseler başladığında babam henüz lise öğrenimini yeni bitirmişti. Babam da dedemin kurduğu bu işi devraldı. Tabii o dönemlerde sürekli bir çatışma ortamı olduğu için 1974’de kadar o yıllar bayağı bir sıkıntılı geçti. 1974’ten sonra, Akdoğan’a göç ettik. Babam, bir otobüsü ile Akdoğan-Lefkoşa seferini başlattı. Yanındaki iş arkadaşlarıyla birlikte 8 kişi idiler. Bizim o dönem Akdoğan’da kaporta boya dükkanımız da vardı ve ben de orda çıraklık yapardım. Her zaman arabalara, otobüs ve minibüslere bir ilgim olmuştur. İlkokuldan bu yana ben, her zaman birşeyleri elde etmek için çalışmayı öğrendik. Babamız bizi bu şekilde yetiştirdi.

Hem okudum,  hem çalıştım

SORU: Öğreniminizi ne üzerine yaptınız?

AKANDERE: Ben DAÜ Bankacılık ve Finans bölümü mezunuyum. Ben o dönemde okurken, üniversitenin, kreş, ilkokul  kolej taşımacılığı için ihalesine katıldım ve kazandık.. Üniversiteye giderken, aynı zamanda taşımacılık yapıyordum. Bu konuda bayağı zorlandım o dönem ancak, ilerleyen yıllarda iş hayatımda bunun çok faydasını gördüm.

Japonya’dan araç ithalatı

SORU: İş hayatınızda sadece taşımacılık sektöründe misiniz?

AKANDERE: 2000’li yıllarda uzak doğudan, Japonya’dan araç talebi vardı bayağı ülkede. Ben de internet üzerinden sürekli bir araştırma yapardım ve bağlantı kurdum Japonya ile buraya araç getirmek için. Babam önceleri bu konuda bana destek vermek için tereddüt etti ancak günün sonunda ilk kez, iki minibüsümü 2002 yılında kendi bağlantılarıma adaya getirttim. Daha sonra bu araçları gören hem meslektaşlarımız, hem de vatandaşlar, benden araç getirmem için talepte bulundular. Böylece  araç ithalatı sektörüne de girmiş oldum. Bir arkadaşım üniversiteyi bitirdikten sonra Japonya’ya gitmişti. Kendisi orada bir iş kurdu, Japonca öğrendi ve biz zaman içerisinde birlikte iş yapmaya başladık. O Japonya’dan araçları gönderiyor, ben de burada satıyorum. Akandere şirketindeki araçları da hep kendimiz getiriyoruz. Tüm bu deneyimlerden sonra 2005 yılında aktif olarak iş hayatına atıldım. İş merkezimizi de Lefkoşa’ya taşıdık 2007 yılında.

VIP taşımacılık

SORU: Turizm ve eğitim sektörlerindeki ağırlıklı çalışmalarınız nasıl doğdu?

AKANDERE: Günümüz şartlarına göre kendimizi geliştirerek, daha kapsamlı, yelpazeyi genişleterek kendi sektörümüzde hizmet vermeye başladık. Bunu da ülkemizdeki lokomotif sektörler olan turizm ve eğitim alanlarına kayarak yaptık. Onlara hizmet vermek çok daha karlı olacaktır diye düşündüm. Kendimizi onlara adapte ederek geliştirmeye başladık. Dolayısıyla, turizme hizmet edebilecek olan araçlara yatırım yaptık. Özel okulların ihalelerine katıldık. Özel kuruluşların personel taşımacılığı ihalelerine katıldık. Bu bağlamda kendimizi ada şartlarında geliştirerek en üst seviyeye taşımak için elimizden geleni yaptık. Ülkemizde casinolar da olduğu için VIP araçlar getirttik. Şu anda 8 adet VIP araç ile hizmet vermekteyiz. Bizler, daha çok transfer yönünden kendimizi geliştirdik, bir kişiden, 6 kişiye kadar aynı anda adanın dört bir noktasına,( Güney veya Kuzey fark etmez), hızmet verecek konumdayız. “Son dakika” hizmeti verebilecek de pozisyondayız. Önemli olan bir marka haline gelmektir.

 

Sektörün en iyisi olduğuma inanıyorum

SORU: Bu sektörde hizmet veren şirket olarak KKTC’de tek misiniz?

AKANDERE: Tek değiliz ama ben iddia ediyorum ki biz, gerçekten çok düzgün, verimli bir şekilde hizmet veriyoruz. Tek değiliz ama, en iyi olduğuma inanırım. İnşallah daha da iyi olacağız.

Toplu taşımacılığa gereken önem verilmiyor

SORU: Toplu taşıma sektörüne devlet tarafından gerekli desteğin verildiğine inanıyor musunuz?

AKANDERE: Toplu taşımacılıkta maalesef ki gereken destek bize verilmiyor. Biz bunu kendi öz kaynaklarımızla yapmaya çalışırız. Hatta sürekli şikayet ediliyor “ Toplu taşımacılık ülkede gelişmedi” diye. Ben bu bağlamda tamamen gönüllülük esaslarına bağlı olarak, sektöre atıldığım ilk günden, kendi birliğimiz olan Kar İş yönetim kurulunda hizmet vermekteyim. Amacımız, bireysellikten öte, toplu taşımacılığın ülke için çok önemli olduğunu fark ettirmek. Toplu taşımacılığın çok önemli bir misyonu olduğunu, kazaları önlemede, insanların hayatlarını daha kaliteli bir şekilde idame etmelerinde çok önemli bir yere sahip olduğunu, bu işin başında olan insanlara aşılayabilmek bizim için çok önemli. Maalesef ki, toplu taşımacılığa gereken önem verilmiyor. Toplu taşımacılığın yenilenmesi için gereken katkı sağlanmıyor.

SORU: Toplu taşımacılık yapan kişiler de kendi araçlarını ne yazık ki yenilemediklerini görüyoruz. Burada illa ki devlet desteği mi gerekir?

AKANDERE: Bu empatiyi yapabiliyorum aslında sizin gözünüzden baktığım zaman. Ama işin mutfağında ne yazık iş böyle değil. Çünkü bugüne kadar  toplu taşımacılığın gelişmesi için herhangi bir politika üretilmedi. Zaten hiçbir hükümet politikasında toplu taşımacılık yer almadı. Kaldı ki, hükümet politikasından önce, devlet politikası olarak gündeme gelmeliydi toplu taşımacılık. Bugün, gelişi güzel izinler dağıtılmamalıydı ki, verimli çalışılabilsin ve kendini yenileyebilsin sektör.

SORU: Sektörün kendini yenileyecek kadar kazanmadığını mı söylüyorsunuz?

AKANDERE: Kazanmıyor tabii ki. Çünkü esas toplu taşımacılık şu anda, bireysel taşımacılığa yöneldi. Maalesef bundan devletin de büyük geliri var( petrolden). “Yolda ne kadar araç, o kadar gelir” demektir devlet için. Dolayısıyla, bu mantıkla toplu taşımacılığın gelişmesi için bir imkan yaratmaları mümkün değil.

Bizlere teşvik verilmiyor

SORU: Seyrüseferlerde yeni düzenlemeye gidilmesinden bahsediliyor. Bu konuya yaklaşımınız nedir?

AKANDERE: Bu konuda bizim için ayrı bir sistem geliştirmeleri şarttır. Çünkü, bu yolları en çok kullanan bizleriz. Güney Kıbrıs’ta taşımacılığın gelişmesi için en son adım olarak kilometre başına teşvik verildi. Kilometre başına 3 euro, ulaşımın olmadığı noktalara teşvik veriliyor. “Bizde hiçbir teşvik yok” dediğim de budur aslında. Bu sistem nereye kadar gidecek. Ciddi bir sorundur ve tartışılması gerekir. Toplu taşımacılığa artık yönelmek şarttır. Bugün  yalnız öğrenci taşımacılığı yapıp 170 eğitim günü hizmet verip de, 360 gün hayatını idame eden bir taşımacılık sistemi var ne yazık ki. Bu yapının yeniden organize edilerek 365 güne yayılması gerekir. Belki Eğitim Bakanlığı’na hizmet veren okul araçlarının farklı noktalarda da kullanılabilme imkanının verilmesi gerekir. Çünkü siz de biliyorsunuz ki ülkemizdeki öncelikli sektörler turizm ve eğitimdir. Bugün üniversiteler yaklaşık 82 bin öğrenciye sahiptir ve hedeflenen rakam 150 bindir.

Sorunların bitmesi için kooperatifleşme şart

SORU: Sizin öneriniz nedir peki?

AKANDERE: Biz açıkçası, bugün Güney Kıbrıs’ta da, Türkiye’de de toplu taşımacılığa çözüm, kooperatifleşme ile bulundu. Bugün siz bölgesel kooperatifler kurarak , insanların bireysellikten öte, kurumsal yapıya kavuşmasına imkan verebilirsiniz. Tek bir isim altında bir şirket kurduğumuzu düşünün.  Bu devlet katkısı ile olur. Çünkü, eğer siz bunu kendiniz kurarsanız, yarın karşınıza rekabet kurulu çıkacaktır veya hükümet edenler yandaşlarına şirket dışında kişilerin hizmet vermesine imkan sunabilir. O nedenle bu devlet desteği ister. Güney’de yalnız bu yapıya kavuşmaları için 44 milyon euro teşvik verildi. Dolayısıyla taşımacılık yalnız bizim uhdemizde olabilecek, gelişebilecek bir yapı değildir. Devlet desteği derken sadece maddi anlamda söylemiyorum. Bugün ülkede bin 380 adet toplu taşıma aracı vardır.  Bunların yenilenmesi devlet için çok da büyük bir rakam değildir. Bunun yanında toplu taşımacılık turizm teşvik kapsamına da alınmalıdır. Uzun vadeli, düşük faizli kalkınma kredisi verilmelidir, eğer istenilen noktaya gelinecekse. Bizler, yeni jenerasyon olarak kendi öz eleştirimizi de yapıp, kendimizi yenilemeye hazırız. Her türlü katkıyı koymaya hazırız. Ancak ülkemizde bürokrasi ne yazık ki çok yavaş ilerliyor. Açıkçası, toplu taşımacılığa gereken önemi gösteren, bu konuda vizyonu olan bir yönetim görmedik. Toplu taşımacılıkta bir an önce kooperatifleşmeye gidilmeli ve ada genelinde tek şirket olarak hizmet verebilecek noktaya gelinmeli.

Toplum destek vermeli

SORU:  Son olarak neler söylemek istersiniz?

AKANDERE: Bugün bizim geçmişte yaptığımız bir araştırmada toplu taşımacılıkta kaza oranı yüzde 0.01 dir. Bu çok önemlidir. Toplu taşımacılığın insan hayatında ço önemli bir yeri olduğunu, aslında toplum olarak bizim hükümetlere bu farkındalığı hep birlikte, sektör temsilcileri olarak değil, toplum olarak yaratmamız gerektiği bir gerçektir. Toplumun da bu konuda bize katkı vermesini talep ediyorum. Çünkü, hep birlikte çözebileceğimiz bir sorundur. Sosyal farkındalık yaratmamız gerekir bu konuda. Gençlerimizin trafikte kaza yaparak ölmemesi için, hayatlarını daha kaliteli idame edebilmeleri için hep birlikte  hükümet edenlerden toplu taşımacılığın gelişmesi için gerekli farkındalığı yaratmalarını istiyorum. İnsanlarımızdan bunu rica ediyorum.  Bizler sektörün gelişmesi için her türlü katkıyı ortaya koymaya hazırız.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar