Sendikal Platform EYLEM yaptı! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Kıbrıs

Sendikal Platform EYLEM yaptı!

Sendikal Platform EYLEM yaptı!

Sendikal Platform’da yer alan bazı sendikalar Cumhuriyet Meclisi önünde dün eylem gerçekleştirdi.

“Hakların sürekli budanmasına, eşel mobilin kaldırılmasına, hayat pahalılığının hiçleştirilmesine, asgari ücretin sefalet ücretine dönüştürülmesine, işsizliğe, güvencesiz çalıştırılmaya, özelleştirmeye, taşeronlaşmaya, kamu kurumlarının ve belediyelerin batırılmasına, kamusal hizmetlerin niteliksizleştirilmesine, paralı hale getirilmesine, göç yasasıyla yaratılan eşitsizlik ve adaletsizliğe, toplu sözleşme düzeninin bitirilmesine, özel sektörde sendikasız ve toplu sözleşmesiz köle gibi çalıştırılmaya son verilmesi” için yapılan eylemde hükümetin emekçi kesimin sorunlarına çözüm bulması, yapamıyorsa istifa etmesi istendi.
Eylem için saat 11.00’de Meclis önünde toplanan ve sayıları “yüzlerce” ile ifade edilebilecek kalabalık davul, düdük, pankart, döviz ve sloganlarla, hükümet icraatlarını protesto etti.


Bıçaklı: Para yoksa bulacan canım
TÜRK-SEN Başkanı Arslan Bıçaklı eylemde yaptığı konuşmada, “dün Göç Yasası ve Özelleştirme Yasası’na karşı dışarıda eylem yapanların, kendileriyle birlikte Anayasa Mahkemesi’ne başvuranların bugün Meclis koltuklarında oturduğunu” savunarak, Meclisteki milletvekillerine seslendi ve “Artık yağma yok. Ya camiye, ya kiliseye tapacaksınız, ya emekten ya sermayeden yana olacaksınız” dedi.
Bıçaklı, emekçiye “kaynak yok” denildiğini, fakat bir günde sermaye kesimine 300 Milyon TL’lik vergi affı, 4 siyasi partiye 8.5 Milyon TL katkı ayıran bir devletin bu bahaneye sarılamayacağını kaydetti ve “Para yoksa bulacan canım; bulamazsan gidecen canım” ifadelerini kullandı.

Kaptan: Bu sefere polis de sizi kurtaramayacak
KTAMS Başkanı Ahmet Kaptan, “yüzünü halktan kaçırıp, (TC) Elçiliğe dönenlerden, emekçiye, narenciyeciye, memura, öğretmene, doktora ve halka “yok” diyerek sermayeye kapı açanlara hesap soracakları günün geldiğini” ileri sürdü.
“70 saat çalışan emekçiyi aramayan Çalışma Bakanını, gece 03.30’da hastanede sıra numarası almak için bekleyen yaşlı insanları sormayan Sağlık Bakanını, meydan ve havaalanlarını satışa koyan Ulaştırma Bakanını, koltuk başına 135 Euro ödeyen Turizm Bakanını, “Ekonomiyi dizginleyeceğim” diyen Ekonomi Bakanını, “Mali disiplin” diyen ve sonra “Bisikletten düşen” Maliye Bakanını ve bunların hepsini bir araya getirecek Başbakanı bulacaklarını ve Meclise gelmeyen milletvekillerinin nerede olduklarını soracaklarını”  öne süren Kaptan, bugünkü eylemin sadece bir uyarı niteliğinde olduğunu ifade etti.
Kaptan, “Mesajı almazsanız, paranız da var bileti kesin ve ülkeyi terk edin, çünkü sizi bu önümüze dizdiğiniz polis de kurtaramayacak” dedi.

Gökçebel: Reform diye diye çantadan keklik çıktı
KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel, polisin Meclis önünde oluşturduğu güvenlik şeridine dikkat çekerek, “Ortada bir suç var ki burada polis var, hakkınızı gasp edip, (Meclistekiler) emeğinizi çalmak için buradadırlar, bütçeyi geçireceklermiş, hırsızlık yapıyorlar” iddiasında bulundu.
Milletvekili kesimini çok iyi tanıdıklarını, koltuğa ve menfaate yapışıp bırakmadıklarını bildiklerini kaydeden Gökçebel, sözde “Kamu Reformu” adı altında yapılmak istenenin, AKP dayatması olduğunu, tüm kamusal hizmetlerin değersizleştirilip, kamuda çalışacak doktor ve öğretmen bırakılmaması hedefinde olunduğunu savundu.
İşsizi Asgari Ücretliye, Asgari Ücretliyi memura, memuru doktora, doktoru öğretmene kırdırmaya çalışanların, aynı yerde çalışan öğretmeni 5 yasayla böldüğünü ileri süren Gökçebel, “Reform diye diye çantadan keklik çıktı” diyerek, “reform” denilenin hakların tek tek budanması olduğunu, kamuda iş ve maaş garantisi olan insanların örgütsüzleştirilmeye çalışıldığını iddia etti.

Usar: Konu Göç Yasası olduğunda imzalıyorsunuz
TIP-İŞ Başkanı Dr. Sıla Usar, ülkenin kalbinin Meclis önünde attığını, görmeyen gözlere, işitmeyen kulaklara ve anlamayanlara anlatmak için sonuna dek direneceklerini söyledi.
Meclisin kendi yaptığı yasaları muğlâkta bıraktığını uygulamadığını, meclisteki milletvekillerininse kendi sorumsuzluklarını hekimlerin ve çalışanların boynuna astığını savunan Usar, “Biz suçlu değiliz, emekçiyiz. Sizin göreviniz yasa yapmaktır, söz konusu Göç Yasası olunca ya da Mali Protokol olunca hemen geçiriyor, imzalıyorsunuz” görüşünü öne sürdü ve hak budanmasının kaldırılması konusunda hükümet edenleri ağır davranmakla eleştirdi.
Genel Sağlık Sigortası’nın bir reform olmadığını ve sağlıktaki tüm sorunları çözmeyeceğini söyleyen Usar, faturanın yine emekçiye ve çalışana kesileceğini, sistemin bir yıl süreyle başka bir ülke tarafından finanse edilecek olmasının da Devletin sağlıktan elini eteğini çekmesi ve sağlığın özelleşmesi anlamına geleceğini savundu.

Elcil: Oyun mu oynuyoruz?
KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil çalışanlara “iş yapmıyorlar, para istiyorlar” şeklinde yakıştırmalara atıfta bulunarak, “Biz para değil, bu ülkede onurumuzla yaşamak istiyoruz” dedi.
Ekonominin fuhuşa, kumara, kara para aklanmasına dayandırıldığını, Kıbrıs insanına “tembel”, “besleme” gibi yakıştırmalar yapıldığını, ülkedeki işbirlikçilerinse bu söylemlere kulak vererek ülkeyi yok oluşa sürüklediklerini ileri süren Elcil, “Bu memleket bizimdir biz yöneteceğiz” dedi.
Maliye Bakanı Birikim Özgür’e babası Özker Özgür”ün sözlerini hatırlatmak istediğini belirten Elcil, Özker Özgür’ün “davul bizim boynumuzda ama tokmağı başkasının elinde” sözüne atıfta bulunarak, TC-KKTC ilişkilerini “tahterevalli” örneğiyle ele alan Özgür’e yönelik “Sen bisiklet sürmeyi bile öğrenemedin Birikim’ciğim, oyun mu oynuyoruz?” dedi.

Yalınkaya: Bu zihniyetten çözüm beklemek abesle iştigal
BES Genel Sekreteri Mustafa Yalınkaya konuşmasında, belediye çalışanlarından 10 gün mühlet isteyen ve ardından “ya maaş kesintisi, ya işten durdurma” önerisi sunanlarla, Lefkoşa Türk Belediyesi’ni batıranlardan henüz hesap soramayan zihniyetin aynı zihniyet olduğunu savundu.
Yalınkaya, dayatılan paketlerin hep çalışanın aleyhine olduğunu söyleyerek, LTB özelinde batırılan, hortumlanan belediyelere çözüm bulamayan zihniyetten, çözüm beklemenin abesle iştigal olacağını ileri sürdü.
Emin: Desteklenen, sanayi ticaret odalarıyla kumar-fuhuş turizmi
GÜÇ-SEN Başkanı Erol Emin, hükümetin vatandaş ve emekçiler yerine Sanayi ve Ticaret Odalarını, kumarhane ve fuhuş turizmini desteklediğini iddia etti.
Kaynakları söz konusu noktalara aktaranların, Meclisteki milletvekilleri olduğunu savunan Emin, ülkedeki orman arazilerinden ağaçların kesilip otel yapılması için verildiğini, yatırımcılara gümrük muafiyetleri getirildiğini belirterek “Yeme de yanında yat” şeklinde konuştu.
Kamu emekçilerine, gümrükçülere, Göç Yasası mağdurlarına, Erenköy Belediyesi’nde işsiz kalacaklara sahip çıkacaklarını vurgulayan Emin, kavganın süreceğini sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından meclis önündeki eylem sona erdi.

***
Eylemciler ne dedi? Eylemciler ne dedi? Eylemciler ne dedi?

 

Özgür Çelik:
“Göç Yasası, çocuklarımızın ve toplumun geleceği ile oynayan iş barışını, toplumsal huzuru, refahı engelleyen sonucunda da Kıbrıs çözümünü engelleyen bir yasadır. Eğer mutlu bir çalışma ortamı olmazsa, gelecek kaygısından yoksun olan bir toplum olmazsa çözüm de insanların hür iradesinden uzak olur. Göç Yasası’nın anlamı Kıbrıs Türk toplumunun bütün unsurları ile ipotek altına almak onları, hiçsizleştirip, kontrol atında tutup her zaman muhtaç hale getirmektir. Bizim direncimiz bununla ilgilidir, mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Toprak Altay:
“2010 yılından beri bize dayatılan ve bizce Anayasaya da aykırı olan bu Göç Yasası’nın eşit işe eşit ücret olayını ortadan kaldırdığı ve toplumun geleceğine ipotek koyduğu için biz bu yasa yürürlüğe girmeden önce başladığımız mücadelemize halen devam ediyoruz. Sendikal Platform’un da almış olduğu karar doğrultusunda önce bölgesel olarak sonra da belki ülke genelinde bu yasa ortadan kaldırılana kadar eylem ve grev yapmaya devam edeceğiz. Hükümet Göç Yasası’nda geri adım atana kadar eylemlerimize devam edeceğiz.”     

Ahmet Kaide:
“Göç Yasası çalışma huzurunu bozmakta ve toplumsal refahı engellemektedir. Yasa yürürlüğe girmeden önce sendikal olarak başlattığımız mücadelemizi şuanda da devam ettirmekteyiz ve 2010 yılından beri topluma dayatılan bu yasa ortadan kalkana kadar da mücadelemizi sürdürme kararındayız. Bu anlamda sendikamızın aldığı kararlar doğrultusunda hareket edeceğiz. Gerekirse bu hususta günlerce grev veya eylemler gerçekleştireceğiz.”

Rıdvan Koral:
“Ülke genelinde bir mağduriyet vardır. Göç Yasası kapsamında olan yani 2011 yılından sonra işe girmiş olan kişilerle 2011 yılından önce işe girmiş olan kişiler aynı işi yapıyor olmalarına rağmen aynı maaşı alamamaktadır. Biz eşit işe eşit ücret yani adalet istiyoruz. Bu yüzden mücadele ediyoruz ve bu haklı mücadelemizi sonuna kadar sürdürme kararındayız.”

Serdar İmamoğlu:
“Göç Yasası maaşlardan tazminatlara kadar çalışanlar arasında birçok eşitsizliği doğurmaktadır.
Dolayısıyla Göç Yasası’na karşı durmaktayız. Amacımız Göç Yasası ile çalışanlar arasında oluşan eşitsizliği ortadan kaldırmaktır. İnşallah yetkililer de bize anlayış gösterir ve bu yasa ortadan kaldırılır. Aksi halde çalışma hayatında huzur kalmayacak ve iş barışı büyük hasarlar alacaktır.”

Kemal Öznacar:
“Göç Yasası, süreç içerisinde çok ciddi sıkıntılar doğuracaktır. Bu yasanın getirdiği eşitsizlik ve adaletsizlik nedeni ile çalışanlar bölünmeye doğru gitmektedir. Tehlikeyi zamanında önlemek gerekmektedir. Bugün en basit örneği ile eski çalışanlar toplanıp öğle yemeklerine giderken Göç Yasası kapsamında işe giren bir kişi bunu yapamıyor ve kişi demoralize oluyor ve kötü moralini çalışma yaşamına da yansıtıyor. Bizler bunu istemiyoruz ve adalet istiyoruz. Adalet sağlanıncaya kadar da mücadelemizi sürdürmekte kararlıyız.”

Hakan Kahraman:
“Göç Yasası’na ‘Hayır’ diyoruz, Yasanın gelecekte önümüze koyacaklarını önceden görebiliyoruz. Üç-beş yıl sonra Göç Yasası’na bağlı olarak maaş dengesizliği daha belirgin olarak ortaya çıkacak. Eski çalışanlar Göç Yasası altında çalışanları yukarıya çekemeyecekleri için dolayısıyla eski yasadan çalışanları Göç Yasası altına çekmeye çalışacaklardır. Bunu da hiç kimse istemez. Kimse haklarının budanmasını istemez bu sebeple mücadelemizi vermekteyiz ve sonuç alana kadar da mücadelemizi sürdüreceğiz.”

Hasan Çek:
“Göç Yasası kazanılmış haklarımızı geri götürmeye çalışan bir yasadır ve maalesef bu yasa bürokratları milletvekillerini, yargıçları ve üst düzey yöneticilerini kapsamamaktadır. Onlar kendilerini bu kapsamdan çıkarmışlardır. Göç yasası açıkça görüleceği üzere sadece alt kadrolarda çalışan memur kesimi hedef alan bir yasadır. Maaşların sistemli artışının engellenmesi, öğretmenlerin yıllar önce kazandıkları eğitim yılı hazırlık ödeneğinin bir şekilde kamu maliyesi tarafından budanmaya çalışılması ve buradan 2 milyon TL’ye yakın geri döndü yaratılmaya çalışılması bizi eylem ve grevlere zorluyor.”

Elif Anıl Uyumsal:
Göç Yasası’na ‘Hayır’ diyoruz çünkü gün geçtikçe elimiz zayıflıyor. Çocuklarımıza güzel bir gelecek göremediğimiz için mücadele ediyoruz. Göç Yasası eşitsizlik ve adaletsizlik yaratmaktadır. Bir ülkede öğretmenler, polisler adaleti sağlayacağına göre önce eşit maaş dağılımı yapılması lazım. Yeni işe giren öğretmenlerin hakları budanırken eski öğretmenlerimizin hakları budanırken doğal olarak arkadan gelen neslin, çocuklarımızın bu ülkede kalıp mücadele etmelerini bekleyemeyiz.”

Salih Ayyıldız:
“Eğitim sisteminde olan sıkıntılar ile ilgili grev yapıyoruz. Sınıf Geçme Tüzüğü değişti, onda çok büyük bir hata var. Müfredatlarda sıkıntı var. Ben matematik öğretmeniyim ve okulda verdiğimiz matematik dersinin müfredatı bile tam belli değildir. Eğitime aktarılan kaynak yetersiz. Göç yasası ise öğretmeni iki bölmüştür. Maaşlarda uçurumlar oluştu bu hiç hoş bir durum değil ve bu yasa kapsamında çalışan öğretmenlerin çok büyük mağduriyetleri vardır. Bu mağduriyetlerin en kısa sürede ortadan kaldırılmaları gerekir.”

Tunç Tağmaç:
“Anladığımız kadarı ile geçmişteki hükümet de şimdiki hükümet de öğretmenlerin haklarını budamak için bir yerlerden aldıkları komut dahilinde uygulamadadırlar. Biz de bu gasp edilmeye çalışılan haklarımız ve ileriye götürülmesi gerekirken daha da geriye götürülen haklarımızı tekrar kazanmak için mücadele etmekteyiz. Biz öğretmen olarak her zaman güçlüyüz, çünkü birlikteyiz ve bunu eylemlerimiz ile bir kez daha dile getirmeye çalışacağız.”

***

***

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar