Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Mayıs 5, 2024
Ekonomi

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

Emre Değirmencioğlu’ndan günlük ekonomi yorumu

emre-degirmenciogluEkonomi Kordinasyon Kurulu’nun (EKK) bugün yeniden Başbakan Yıldırım başkanlığında toplanacağı açıklanmıştı

 


EKK’nın Cuma günü ardından bugün yeniden toplanacak olması, kurul içerisinde görüş ayrılığı olduğu şüphesi uyandırıyordu

 

Tanım itibarı ile icra görevi olmayan EKK’dan çıkacak tavsiye kararı ardından yarın TCMB’nin neler yapabileceğini takip edeceğimizi umuyorduk

 

Ancak, sabah erken saatlerde bu satırları yazarken, Reuters’in haberine göre EKK toplantısının iptal edildiği haberini görüyoruz

 

Yarın TCMB’den gelecek her türlü aksiyonun yetersiz kalabileceğini düşünmeye başladık

 

Ø  Piyasa Özeti ve Yorumu

 

Türkiye cephesinde son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bir yansıması olarak Türk Lirası’nın Dolar karşısında yaşadığı keskin değer kaybı herkesin ortak paydası olurken, imdada TCMB’nin yetişmesi bekleniyor. Hain darbe girişimi öncesine göre, darbe girişimi ile Moodys’s’in not indirmi arasındaki zamana göre; Moodys’den Trump’ın seçilmesine kadar ve hatta Trump’ın seçilmesinden sonraki zaman aralığından baktığımızda bile Türk Lirası’nın gelişmekte olan ülke para birimlerinden negatif ayrıştığını görüyoruz. Yani daha basit bir anlatımla, TL satıp Meksika Pezosu alan veya Brezilya Real’i alan yatırımcı bile Temmuz öncesinde beridir para kazanıyor. Dün itibarı ile Brezilya Realine göre Türk Lirası’nın dolar karşısında sergilediği yılbaşına nazaran performans negatif anlamda % 31 seviyesine yükseldi. Yani TL, Real’den % 31 daha kötü performans sergiledi. Bu gelişmelerin sebeplerini aylardır bu satırlarla irdelemeye çalışıyoruz. Elbette dün bültenimizde de belirttiğimiz üzere, ekonomi sosyal bir bilim dalı ve temelinde insan var. Piyasa denen olgunun ise psikoloji ve ruh hali ile pek çok noktada kesiştiği düşünülürse, son dönemlerde peş peşe cereyan eden gerek güvenlik, gerek siyasal, gerekse diplomasi anlamında açılımlar, TL’nin gelişmekte olan para birimleri arasında (çirkinlik yarışmasında) son sıraya itti. Yukarda da söylediğimiz üzere, şimdi ise, TCMB’nin gelip de tekrar kurtarıcı olması bekleniyor. Neyle mi? Bir kere aşağıdaki grafikten de görüleceği üzere, TCMB’nin elinde cephane anlamında yeterince rezerv yok. TCMB’nin brüt rezervlerinden hareketle, altın dahil net rezervleri 32 milyar dolar düzeyinde. Altının da çıkarılması durumunda 15-16 milyar dolar civarında bir rezerv olduğunu görüyoruz. TCMB’nin 28 Ocak 2014 gece yarısı agresif faiz indirimi öncesindeki döneme gidelim. Aralık ayında siyasi istikrarın sarsılmasına paralel döviz kurunda yaşanan sert yükselişe paralel ilk etapta döviz satım ihaleleri akabinde ise doğrudan müdahale ile kabaca 8 milyar dolar rezerv harcayan TCMB’nin piyasaya karşı savaşta yetersiz kalarak faiz oranlarında 500 puan civarında artışa gitmişti. Şimdi içinde bulunduğumuz günlerde de sıklıkla TCMB’nin müdahale etmesi tartışılıyor. Gelinen nokta ve yaşanan süreçler aslında TCMB’nin sorunu değil. TCMB’nin ekonomik yavaşlamaya karşı son 8 toplantının 7sinde 250 baz puan faiz indirmesi ve Ekim toplantısında ara vermesi, ekonomik aktiviteyi canlandırmak için iyi bir manevra olarak kabul edilse de, içinde bulunduğumuz dönemlerde ihtiyaç olması durumunda geniş faiz koridorunun esnekliğinden yoksun bir şekilde savaşa giriyor. Rezervlerin kıtlığı ve devamında ekonomik aktivitenin yavaşlama emarelerinin açıklanan sanayi üretimi gibi verilerle neredeyse netlik kazanması ardından faiz silahının da etkin kullanılamayacağı anlaşıldığından, TCMB’nin yarın sonuçlanacak olağan toplantısında ne adım atarsa atsın yeterli kalamayabileceğini düşünüyoruz.

 

Bugün düzenlenecek olan ve icra yetkisi olmasa da, Başbakan Yıldırım başkanlığında Cuma günkü ilk toplantı ardından yeniden toplanacağı dün açıklanan EKK’nın, Yıldırım’ın İstanbul toplantısı nedeniyle iptal edildiğini görüyoruz. Gözler artık yarın sonuçlanacak TCMB’nin olağan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Analistlerin büyük bir kısmı, TCMB’nin politika faizi olarak ilan ettiği bir hafta vadeli repo ihale faizini % 7,50 seviyesinden teknik bir ayarlama ile % 7,75 seviyesine çekmesini; borç alma faiz oranını % 7,25 ; borç verme faiz oranını ise % 8,25 seviyesinde sabit tutarak simetrik faiz koridoru hedefine ulaşmasını ve bu bağlamda aylardır devam eden sadeleştirme adımının da tamamlanmasını bekliyoruz. Her ne kadar politika faizinde 25 baz puan artırım teknik bir hareketin ötesinden bir anlam taşımayacak olsa da, TCMB’nin üzerindeki baskıyı kısmen de olsa kırarak “faiz artırması” ve devamında toplantı ardından yayımlanacak politika metnine de gerekli  görülmesi durumunda önümüzdeki aylarda her iki yöne doğru gerekenin yapılacağı yönünde güçlü ibarelerin konulması bir miktar da olsa kur üzerinde iyimserlik yapabilir. Ancak, yukarıda da ve günlerdir anlatmaya çalıştığımız üzere, mesele TCMB’nin meselesi değil. Bu nedenle hastalığı da tamamen TCMB’nin tedavi etmesini beklememek lazım. Darbe girişimi ardından bozulan beklentiler, algının bozulması ile yurtiçi yerleşiklerin döviz satışlarının son haftalarda durulması, not indirimi ile Türkiye’den çıkan fonların devam eden döviz talepleri, bunların yanısıra OHAL kapsamında gazeteci ve milletvekillerinin tutuklanması, iç ve dış güvenlik endişeleri, piyasaların ekonomi odaklı reform takvimi ve kalıcı büyüme politikaları beklentisi ancak gündemin devamlı hükumet modeli, seçim, referandum, anayasa değişikliği, idam, cinsel istismar, üst medeniyetler olarak görülen ve Türkiye’nin ihracatında cari fazla verdiği Avrupa ile bu nazik süreçte diyaloğun sorgulanması, dünya demokrasi endeksinde 93. olan Kırgızistan, 132. olan Rusya, 136. olan Çin, 140. olan Kazakistan, 158. olan Tacikistan ve 159. olan Özbekistan’ın imrenilen Şangay Gürühunun alternatif olarak görülmesi… Bu maddeler daha da uzatılabilir. Demek istediğim mesele sadece TCMB’nin meselesi değil. Sınırlı döviz rezervlerini heba etmek veya 25 baz puan faiz artırımı ile de bu işin sonuçlanmasını beklemek pek de bana inandırıcı gelmiyor. Gündemin mutlak surette sakinleşmesi / normalleşmesi ve beraberinde biraz sukutun sağlanması gerekiyor.

 

Yeni gün başlangıcında Asya piyasalarında ılımlı bir seyir var. Dün gece deprem yaşayan Japonya’nın Nikkei endeksi % 0,3 yukarda işlem görürken, geriye kalan ülkelerin endekslerinde daha belirgin bir alım isteği görüyoruz. Makroekonomik veri programı zayıf görünüyor. EKK toplantısının iptal edilmesi öncesinde 3,3550 seviyelerinde işlem gören USD/TL kuru, bu satırları yazarken toplantının iptal edilmesi ardından 3,37 seviyesine doğru yaklaştı. Artık yarın TCMB’den gelecek kararları hep birlikte izleyeceğiz. Yukarda da anlatmaya çalıştığım üzere, TCMB’den gelecek her türlü aksiyonun yarın yetersiz kalabileceğini düşünüyoruz.

 

Ø  Merkez Bankası rezervleri

Kaynak: TCMB

 

İktisatbank’ın sunduğu avantajlı döviz kurlarını piyasa ile eş zamanlı ve 24 saat kesintisiz takip etmek için lütfen tıklayınız.

https://www.iktisatbank.com/doviz-kurlari

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar