Elif Hanım (Sait Hoca’nın Opereti) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Poli

Elif Hanım (Sait Hoca’nın Opereti)

Avukat Ahmet Sait Hoca Efendi  1916 ve 1938 yılları arasındaki dönemde Kıbrıslı Türkler arasında  ileri gelenlerinden biridir.

Aslen Aynikola (Esentepe) lıdır.


Baf eteklerinde yer alan bu her tarafı ağaçlık ve sulak köyde 1881 yılında doğar Sait Hoca.

Henüz çocukluğunda okumaya çok meraklı olduğu anlaşılır.

Baf’ta medreseye gider ve okuldan 20 yaşlarında mezun olur.

Sait Hoca din bilgilerine ilgili olmasına rağmen ilim ve bilim yolundan da ayrılmaz.

Özellikle astronomiye meraklıdır.

Bu konuda bulduğu bütün kitapları okur.

Bir ara Limasol Rüştiyesinde birkaç yıl öğretmenlik yapar. Daha sonra Lefkoşa’da İdadiye atanmayı başarır.

36 yaşında Akile Hanım ile evlenen Sait Hoca, Gazeteci ve Yazar Semih Sait Umar’ın babasıdır. Ziynet isimli bir de kızı olmuştur.

Lefkoşa’da yaşamını sürdürürken gazetelerde yazılar yazan Sait Hoca’nın bu dönemlerde ismi iyice yayılır.

Daha sonra İstanbul’da hukuk tahsili yapar.

İngilizce dilini belirli bir yaşta öğrenen Sait Hoca avukatlık çalışmalarını bu dilde yapar ve dönemin Valisine çeşitli dilekçeler yazmanın yanında, kimi İngiliz yazarlarının klasik eserlerini Türkçeye çevirir.

Kavanin Meclisi üyeliği ve Müftülük görevlerinde de bulunan Sait Hoca1938 yılında hayata veda eder.

Mezarı Esentepe’de kendi vasiyeti üzerine ve dönemin Valisinin onayı ile evinin bahçesine gömülür.

Sevgili Hocamız rahmetli Ergin Birinci’nin ölümünden önce kaleme aldığı “Sait Hoca  (1881-1938)” adlı kitabı, bir dönemin aydınlarından ve ileri gelenlerinden biri olan Sait Hoca’nın hayatını anlatılıyor.

Ergin Birinci’nin basımını göremediği bu kitabı ailesi tarafından derlenip kitaplaştırılmıştır.

Biz de bu kitaptan yararlanarak Sait Hoca hakkında kısa bir bilgi vermeyi ve onun kaleminden çıkan bir operetin hikayesini aktarmayı uygun gördük.

Bu operet Eğitim Bakanlığı tarafından da yayınlanmıştır.

Çağdaşlığa, ilim ve bilime, gelişmişliğe, sanata ve kültüre örnek gösterilecek bir din adamı varsa, bunlardan biri de Sait Hoca’dır.

Söz konusu kitabı kaleme alan Ergin Birinci onun hakkında detaylı bilgiler aktarırken şunları belirtir:

“…Bana bilgi verenlerden birisi de Ahmet Savalaş Hoca idi. Savalaş Bey Sait Hoca’yı çok iyi tanıyanlardan birisi ve o dönemin canlı tanıklarındandı.

Sait Hocanın faaliyetleri, Milli Kongrede Müftü seçilmesi, Müftü olarak Lefkoşa’da karşılanışı, ve gazetelerde yayınlanan önemli makaleleri ile ilgili olarak bana verdiği geniş bilgilerden sonra şunu da ilave etti: Kıbrıs’ta Türkler ve Rumlar arasında tek bir filozof yetişmiştir. O da Sait Hoca’dır.

 

 

Şiir de yazan Sait Hoca’nın “Tebrik” adlı kısa dörtlüğü şöyledir:

Sevgilim! Yeni yılın senin için bahar olsun.

Güller goncalar açılsın, her yanın Gülizar olsun

Solmasın hanende bağ-ı hanın goncası

Her zaman, her yılın müebbet olsun

“Elif Hanım” adlı operetinin hikayesi ise aşağıdaki gibidir:

ELİF HANIM

Osmanlı Nafiya Nazırı (Bayındırlık İçişleri Bakanı) Cihan Bey padişahlıktan bir ay izin arak İstanbul’dan Anadolu’ya bir tren gezisi yapma kararı alır, bu seyahate kızı elif de katılır. Nu seyahatte birçok şehirler yanında bazı madem ocakları ile madem mekteplerini de ziyaret ederler.

Bir maden şehri ve seyahatin son merhalesi olan Zonguldak’ta maden mektebinde okuyan Kıbrıslı bir genç tanışırlar.

B u genç burada Kıbrıs Amyanto Maden Şirketi tarafından burslu olarak okumaktadır. Şafi adlı bu genç okulunu bitirdikten sonra ülkesine dönecek ve okumasını deruhte eden şirkete hizmet verecektir.

Nafiya Bakanı Cihan Bey Kıbrıslı Şafi’nin ta Kıbrıs’tan tahsil için Zonguldak’a gelmesine son derece memnun olur ve onu bu hareketinden över.

Şafi,  Bakan Cihan Bey ve kızı Elif ile yakinen ilgilenir ve okulu ve madenler hakkında onlara geniş bilgi verir.

Bu arada Şafi ile Bakan kızı Elif arasında sanal bir aşk ve muhabbet hisleri uyanır. Ancak istemeyerek de olsa ayrılırlar.

Kız İstanbul’a döner Şafi ise okuluna devam etmeyi sürdürür.

Seyahatini tamamlayan ve Zonguldak’tan ayrılarak İstanbul’a dönen Elif, Şafi’yi unutamaz ama aşkını da kimseye söyleyemez. Üzüntüden yataklara düşer, doktor kontrollerine girer.

Annesi Elif’in rahatsızlığından son derece müteessir olur.

Eve başka doktorlar da çağırır lakin kızında iyileşme yerine her geçen gün daha vahim durumlar hasıl olur.

Nihayet kızı kontrol eden doktorlardan biri olan Tufan Bey, Elif’in aşık olduğunu ortaya çıkarır ve anne ile babayı bu konuda uyarır.

Anne baba kızlarını bu dertten kurtarmak için onu namuslu, muteber ve asil bir gençle evlendirmenin yollarını arar.

Bu konuyu kızlarına da açarlar. Lakin Elif sözünü dahi ettirmez ve tüm önerileri reddeder.

Bu kez dostlar ve doktorlar tebdili hava önerirler.

Avrupa seyahati uygun görülür.

Lakin Elif Kıbrıs seyahati yeğler. Önerisi kabul edilir ve anne ve babası ile beraber Kıbrıs’a bir seyahat düzenlenir.

Kıbrıs’ta Karlıdağ sayfiyesine konuk olurlar ve Elif Şafi’yi aramaya koyulur.

Kısa bir zaman sonra aracılar vasıtası ile Şafi’ye ulaşılır ve bir araya gelirler.

Elif ve Şafi aşklarını birbirlerini itiraf ederler.

Lakin Kıbrıs’ta geçen güzel günlerin ardından ayrılık zamanı gelir çatar.

Aşıklar birbirlerinden ayrılamazlar.

Ebeveyinlerini de ikna ederek Şafi’nin de kendileri ile beraber İstanbul’a gelmesini sağlarlar.

Bir süre sonra ise baba bir komplo kurarak Şafi’yi gerisin geriye Kıbrıs’a gönderir.

Şafi’nin İstanbul’dan ayrılışı karşısında Elif deliye döner.

Tekrar hastalanıp yataklara düşer.

Bu durumda anne ve baba gene kuşkuya düşer. Bu ahval karşısında baba Şafi’yi tekrar İstanbul’a getirmek mecburiyetinde kalır.

Lakin korkunç bir planı da yürürlüğe koyar.

Kötü kalpli baba doktor arkadaşlarını devreye sokarak, Şafi’ye muzir ilaçlar verdirir ve onun hasta olmasın ı sağlar.

Hatta Şafi ölmek derecesine gelir.

Şafi’nin günden güne erimesi karşısında Elif endişelenir.

Anne babasından gizli olarak başka bir doktor çağırarak sevgilisini kurtarır.

Tufan Bey isimli bu doktor hem Şafi’yi sağlığına kavuşturur hem de Elif’in babası Cihan Beyi ikna ederek tasarladığı korkunç plandan vazgeçmesini sağlar.

Genç sevgililerin de kavuşmasına tavassutta bulunur.

Böylece Elif Hanım opereti mutlu bir sonla bulur.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar