Dönemin öne çıkan konusu Kıbrıs müzakereleri ve ulaşım ücretleri… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Dönemin öne çıkan konusu Kıbrıs müzakereleri ve ulaşım ücretleri…

Kıbrıs konusunda müzakerelerin başlama arifesinde, çok seslilik genelde bu konudaki haberlere yansıyan beyanatlardan izlenmektedir. Bir de verilen takvimlerin, taraflar arasında yapılmakta olan çalışmaların hızına uygun düşmeyeceği görülmektedir.

Müzakere zemini hazırlanırken, 4 Kasım Liderler toplantısı ve bilahare yılsonundan önce bir mutabakatın ve bütünlüklü çözüm çerçevesinde çalışmaların nihayetlenmesinin ve hatta sonucun Mart 2014’te halka referanduma sunulmasının, mümkün olabileceği gündeme getirilerek, Türk tarafı, bu müzakerelerin ucu açık olmaması hususundaki hassasiyetini ve gayretini ortaya koymuştur.
Liderlerin görüşmelerinden önce, Rum tarafının ısrarıyla her iki tarafın Görüşmecilerinin konuları belli bir noktaya getirmesi, bilahare Kıbrıs Rum temsilcisinin Türkiye Dışişleri ile ve Kıbrıs Türk temsilcinin de Yunanistan Dışişleri Bakanlıkları ile temas ve görüşme taleplerinin kabulü ve ortak metin gündemdedir. Ancak 4 Kasım kapıda iken, şimdilik çıkan sonuçlardan, iki taraf arası yeterli ve verimli görüşmenin gerçekleşmediği ve elle tutulur bir mutabakat metnine henüz ulaşılamadığı görülmektedir. Rum tarafı kendi görüşlerini içeren metni geciktirmiştir ve düne kadar ortak metin konusunda dahi, bir görüş birliğine gidilememiştir. Bu ağır tempo içinde nasıl bir sürece girileceği ve muhtemel takvimin çalışıp çalışamayacağı, merak konusudur.
Görüşmelerin olumlu sonuçlanması için niyetler çok önemlidir. Bu sürede Rum tarafı her gün yeni bir konuyu gündeme getirmiştir. En son gelinen aşamada New York’ta, BM GS ve ilgili yetkililerle yapılan görüşmeler nihayetinde olumlu beyanatlar verilmiş ve muhtelif kanatlardan tekrarlanmıştır.
Bu çerçevede henüz görüşmelere başlanmadığına göre, yakın takvim dolayısıyla kamuoyunda önce hazır bir plan üzerinde gizli bir mutabakat mı var ve ani bir çözüme mi gidilecek? gibi bir zaman beliren şüpheler, kanaatimce en son taraflarca yapılan açıklamalardan sonra, çok azalmış veya kalmamıştır.
Kıbrıs’taki tarafların Liderler seviyesinde karşılıklı olarak yaptıkları beyanatlara bakıldığında, özellikle Rum tarafının uzlaşmaya oturacak taraflar olarak, daha samimi ve daha dostane ifadeler ve ortak görüş ümitleri beklenirken, bunun yansıtılmaması olumlu beklentileri zayıflatmaktadır. Lider seviyesinde çözüm çabaları içinde diplomatik lisan kullanımında da açıklar vardır. Olumsuzlukları öne çıkarmada Rum tarafı sakınca görmemektedir.
Kıbrıs’taki taraflardan, bu dönemde Kıbrıs konusuyla ilgili çözüm çabaları yolunda ve bu safhada görüşler açıklanırken, dikkatli üslup kullanmak da çok önemlidir. Halen Türk tarafı daha yapıcı ve daha olumlu bir çizgi çizmektedir. Siyasi kademede, izlediğim kadarıyla özellikle Dışişleri Bakanı Ö. Nami’nin üslubu da bu yönde ve yapıcıdır. Uluslararası ilişkilerde diplomatik lisanı iyi kullanmak ve diplomatik ilişkileri geliştirmenin, sorunların çözümüne önemli katkı sağladığını unutmamalıyız.
Rum tarafı, dünyada BM üyesi bir devlet ve AB üyesi bir devlet olarak, güçlü pozisyonunda durduğu sürede, siyasi ve ekonomik açıdan bağlı olduğu bu güçlü camiadan ciddi bir telkin ve baskı almadığı sürece, işi aceleye getirmeye niyeti yoktur. En azından isteklerini mümkün olduğunca elde etmek yönünde pozisyonunu kullanmaya çalışacaktır.
Türkiye çözüm yönünde istekli olduğunu her vesile ile ortaya koymaktadır. Esasen orta doğuda ve doğu Akdeniz’de siyasi, ekonomik ve stratejik dengelerin korunması ve aleyhe bozulmaması bakımından ve en yakın coğrafik konumu ile Kıbrıs Türk halkı ve Devleti ile en yakın ilişkiler içinde olan Türkiye’yi, konu çok yakından ilgilendirmektedir ve ayrıca Kıbrıs’ın garantör Devletlerinden biridir. BM’ce kabul edilmiş çerçeve ve prensipler çerçevesinde BM gözetiminde hakkaniyete dayalı bir çözüme açık olduğunu ve destek vereceğini, Türkiye Hükümeti yetkilileri defalarca çeşitli şekillerde açıklamıştır.
Kanaatimce Kıbrıs Türk liderliğinin inisiyatifi arttırarak kaderci gibi değil de aktif bir pozisyon üstlenerek, dünyaya haksız davranan tarafı ekspoze etmesi gereklidir. Uluslararası camianın bu güne kadar Türk tarafına uyguladığı haksız davranışlarını, eşitlikçi bir düzeye getirmesi talep edilmelidir.
Sonuçta hayırlı bir sürecin başlamasını dilemekteyiz.
2- Ben bu hafta bir de Bayram’da uygulanan uçak bilet fiyatlarına değinmek istiyorum. İnsafsızlık derecesinde 30-40 dakikalık Antalya seferlerinin gidiş dönüş 630TL’ları bulması ve aynı seviyelerde diğer güzergâhlarda da bu rakamları bulması bir istismardır. Avrupa’ya 3-4 saatlik uçuşlar bile daha ucuz iken, her sıkışık dönemde, hafta sonlarında bayram ve öğrenci ve yolcu trafiğinin arttığı zamanlarda, KKTC’nin dışa yönelik tek ulaşım vasıtası olan uçak biletlerine yüklenen bu fiyatlar, halka karşı bir günah ve fırsatçılık olmaktadır. Bunu engelleyecek veya frenleyecek bir makam olmalı. Serbest piyasa ekonomisi bu değildir. KTHY batırıldıktan sonra rekabetin olmadığı ve monopolcülüğün bütün hızıyla hüküm sürdüğü ülkemizde devletin, hükümetin, koruyucu hükümlerini ortaya koyması gerekir. Ulaştırma Bakanlığının bu aşırı fiyatlara bir sınır getirmesi şarttır.


Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar