Darbe ile ilgili naif bir gerekçe (mi?) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazar, Mayıs 5, 2024
Köşe Yazarları

Darbe ile ilgili naif bir gerekçe (mi?)

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

Obama 2009 Ocak ayında yönetimi devraldığı gün, ABD’nin stratejik önceliğinin ‘’Asya Pasifik’’ olduğunu söylemişti.

‘’Asya Pasifik’’ demografik verilere dayalı, ekonomi öncelikli ve Çin’i tehlike olarak gören bir tercihti.


Obama ayni konuşmada, bir başka konuya daha spesifik olarak değinmişti.

ABD’nin enerji ithalatını azaltacağını ve bunu da içeride kaya gazına ar-ge yatırımlarına öncelik vererek yapacağını da eklemişti.

Olası iç ve dış tehditler ABD’ye yapılmış gibi sayıp öncelik vereceği ülkeleri de ‘’Asya Pasifik’’ tercihine uygun olacak şekilde Çin ve Kuzey Kore’ye karşı Japonya ve Güney Kore olarak belirledi.

Bu listede Rusya’ya karşı da stratejik öncelik olarak İngiltere’nin de parçası olduğu Avrupa Birliği yerini korudu.

İsrail?

Listede yer almadı.Onunla ilgili sessiz kalındı.

Asya Pasifik önceliği, enerjide dışa bağımlılığı azaltma ve kaya gazına yönelme, Ortadoğu ile birlikte İsrail’in de öncelik olarak geri plana düşmesi anlamına geliyordu.

Bu tercihlerin ABD’nin askeri ve ekonomik kaynak kullanımı öncelikleriaçısından İsrail için ne anlama geleceğini görmek için Ortadoğu uzmanı ya da siyaset bilimci olmaya gerek yoktu.

Bunun yaratacağı zafiyet algısı bölgede ‘’Arap baharı’’ ile alevlenen Müslümanlar arası mezhep savaşı ile dağılan İsrail’in izolasyonunun tekrar oluşmasına sebep olması anlamına gelecekti.

Obama başkanlığı süresince çeşitli defalar medyaya da yansıdığı üzere İsrail ve Musevi lobisi ile arası hiçbir ABD Başkanlığı döneminde görülmediği kadar kötü olmasının sebebi de buna dayandı.

Zaman zaman gelinen nokta diplomatik teamülleri ve durumu kamuoyu önünde idare etme noktasını da geçti.

Musevi lobisine yakın kaynaklar, Obama’yı babasının Müslüman olmasından dolayı etki altında kaldığını, ‘’esas radikal İslam Beyaz Sarayda’’ diyecek derecede eleştirilmesine yol açtı.

ABD’nin Obama liderliğinde stratejik önceliğini değiştirmesi ‘’üst akıl’’ tarafından büyük bir ihanet olarak nitelendirildi ve 8 yıl boyunca da Obama’nın elini kolunu bağlamak için her şey yapıldı. Bunda da özellikle son dönemde ciddi mesafe alındı.

****

Şimdi bunları niye yazdım?

15 Temmuz’un arkasında ‘’üst akıl’’ öncülüğünde ABD var denildiğinde, belki bizim açımızdan sonucu değiştirmez ama ‘’hangi ABD’’ diye de sormakta fayda vardır.

Bu darbe girişimi ABD’nin kendi dış siyasetindeki önceliklerini belirleme çekişmesinin, güç ve kaynak paylaşımının da bir parçası olabilir.‘’Üst aklın’’, dolaylı olarak ABD yönetimine ve yönetime destek veren kesimlere öncelikler ile ilgili yaptığı bir uyarı olabilir bu darbe girişimi.

15 Temmuz darbe girişimini yalnızca FETO örgütlenmesi sonucu Türkiye’ye bir şeyleri kabul ettirmekle ve demokrasiyi askıya almakla sınırlı tutmak sonucu değiştirmese de resmi eksik okumak olabilir.

Bu darbe girişiminin bir noktaya kadar başarılı olabileceğini tahmin ederek ve FETÖ’yü deşifre ettirerek Ortadoğu’da dengelerin ABD’nin aleyhine gelişeceğini göstermek için de pekâlâ yapılmış olabilir.

Darbe girişiminin hemen sonrasında böyle bir kalkışma nasıl başarılı olabilirdi dedirten ve bunun altında bit yeniği arattıran görüntüdeki sebep de belki de içte değil dışarıda aranmalıdır.

İhanete uğradığını ve Hillary Clinton’un seçilmesiyle de bunun değişmeyeceğini düşünen ‘’üst aklın’’ ruh halinin yansıması bu hain kalkışmaya sebep olmuşolabilir.

Yaşanan travmayla Türkiye’nin, bölgedeki Rusya-İran ittifakınayaklaşacağını öngörmek de büyük bir kehanet olmasa gerek. Kasım ayında seçilecek yeni Başkan ve yönetime bu tarihi ittifaka kayıtsız kalmaması ve Obama’nın belirlediği stratejik öncelikleri, İsrail ile ilişkileri tekrar gözden geçirmesi için zemin hazırlaması hedeflenmiş olabilir.

Bu durumda orta vadede Türk-Kürt-İsrail ekseninde bir denge kurup bölgeden çekilme niyetiyle yola çıkan Obama’nın planının tamamen rafa kaldırılması hedeflenmiştir. Ortadoğu’da, yanlarına Türkiye’yi de çeken Rusya-İran lehine bozulan denge karşısında yeni ABD yönetiminin her şeyi tekrardan gözden geçirmesi için fırsat sağlanmış olunacaktır.

İsrail ve Musevi lobisinin istediği ABD’nin Ortadoğu’da tüm askeri ve ekonomik gücüyle hem stratejik hem de günlük gelişmelerde aktif olarak kalmasıdır.Obama ise en azından Başkan olduğunun ilk yıllarında, Ortadoğu’da kendi fiili etkisini azaltma hedefiyle birlikte Türkiye’ye bu kapsamda önemli görev vermek istemişti.

Obama yönetimini ‘’üst akılın’’ etkisinde darbeye karşı üçüncü bir taraf  olarak gösteren bu tabloya inanmayı naif bir yaklaşım olarak silip atmazsanız, darbe girişiminin odağında yalnızca Türkiye’nin olmadığı başka hesaplaşmaların da olduğu sonucu da çıkar.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar