Başbakan tarafından, KTHY’ye ait CAS hisselerinin TCM Konsolide Fonu İnkişaf Sandığına 3,500,000 TL bedel karşılığı devri amacıyla Maliye Bakanlığınca yapılan ödemenin akıbetinin araştırılması amacıyla görev verilmişti.
Verilen görev yerine getirildi ve rapor hazırlandı. Üstelik, raporun kamuoyuyla da paylaşılması, çok güzel bir gelişme, şeffaflık açısından da çok yararlı. Yürekten kutluyorum.
Sonuçta, paranın akıbeti henüz belli olmamıştır! Para nerededir? Şirket tüzüğüne aykırı hareket eden kimdir? Bakalım polis ve savcılık, bu soruların yanıtlarına ulaşabilecek mi?
Bu şirket, eğer özel bir şirket ise, yani Hasan’ın kasap dükkanı veya Ayşe’nin bakkalı gibi muamele görecekse, ki rapordan bu sonuç çıkıyor.
Şöyle ki; “…konu Şirketin yapısı dikkate alındığında Devlete bağlı katma bütçeli ve döner sermayeli bir kuruluş veya kamu iktisadi teşebbüsü veya özel yasa ile oluşturulan kurum veya kuruluş olmadığı veya yönetiminin Devlet tarafından atanmadığı görülmektedir.”
O halde merak edilen konu, aşağıdaki astronomik miktar, bu “bakkal” ya da “kasap” dükkanına, neden ve hangi yasal yetki ile aktarılmış olduğudur?
“…son dört yıl boyunca Bakanlar Kurulu’nda 10 adet karar üretilerek, 3,148,643 TL, 262,000 Euro ve 11,320 Amerikan dolarının Çalışma Ruhsatı ücreti, havacılık mesuliyet sigortası, ticari sigortalar, personel ve araç tanıtım kartları, personel maaşlarına katkı adı altında şirkete aktarıldığı,…”
Bu paraları, bu özel şirkete, gereksiz bir şekilde aktarıp, kamu kaynaklarını boşa harcadıklarından dolayı, dönemin Bakanlar Kurulu, sebep oldukları zararı, ceplerinden ödeyecekler mi?
Bu merak konuma dayanarak sormak isterim; dün basında da geniş şekilde yer alan, Başsavcı’nın söylemleri sonucunda, bu ve benzeri durumları; “YOLSUZLUKTUR” diye nitelendirirsem, tekrardan ince ayar çekmesine sebep olur mu?
Olursa olsun!
Neredeyse, yaptığı rutin ve basit işlerden dolayı, Üstün Hizmet Madalyası(!) ile ödüllendirilecek olan Genel Müdür’e, son anda, altın madalya vermekten vaz geçerek, 20.000 TL para ödülü verenlerin, bu hoyratça harcamaları yanlarına kar mı kalacaktır? Bu para geri alınmayacak mı?
Raporda yer alan; “…KDV dahil toplam 1.788.925 TL katkının Değirmenlik Belediyesi’ne birikmiş olan borcun ödenmesi için verilmiş olduğu ancak bu ödemenin CAS tarafından belediyeye yapılmadığı,…” tespitinin altı boş durmaktadır. Bu para oraya değil de nereye gitmiştir? Bu parayı alıp da belediyeye yatırmayanları, Değirmenlik Belediyesi dava etmeyecek mi?
Seçim öncesi ya da seçim sonrası, gerekmediği halde personel alan, “önemli kişilere”, önemsiz olarak gördükleri halktan farklı ve ayrımcılık politikası güderek, kıyak adı altında karar üreten, kaynaklarını partizanlık uğruna peşkeş çeken, talimatla bir çırpıda 50 kişiyi “kafaya göre” işe alan “yöneticilerin(!)” yaptıkları YOLSUZLUK değilse bunun adı nedir?
Bu basit soruların ulaştığı sonuç, Başsavcı ne derse desin, ne tanımlaması yaparsa yapsın, en basit tanımlaması ile NORMAL bir sonuç değildir!
Siz adına ister YOLSUZLUK dersiniz, ister başka bir kelime icat edersiniz!
Başbakanlık Denetleme Kurulu doğru yolda ilerliyor. Tekrardan kutlar, böyle NORMAL OLMAYAN işleri ortaya çıkaran raporlarının devamını dilerim.
