10 Bangladeşli kayıpmış… hiç de şaşırtıcı değil… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

10 Bangladeşli kayıpmış… hiç de şaşırtıcı değil…

Köş, MoreketMehmet Moreket

“Bir danışmanlık şirketi aracılığı ile getirilen 10 Bangladeşlinin kaybolduğu bildirildi”.

Aman ne tuhaf…


Bence haber değeri bile yok.

“Güney Kıbrıs’a kaçmış veya kaçırılmış” oldukları tahmin ediliyormuş.

Kaçırıldıklarını hiç sanmam. Resmen organize bir iş gibi görünüyor.

Baksanıza Bakanlık bizzat kendisi, “danışmanlık” şirketlerinin varlığından söz ediyor.

Ön izinle memlekete adam getiren bu kişiler, işverenlerin adlarını ve ihtiyaçlarını kullanıyor.

İş bulma amaçlı şirket kurmak yasakmış.

İşte bu tuhaf.

Çünkü, çalışma izni takibi yapan da var, muhaceret işi de yapan var, işçi getiren de. Gizli olanlar yanında, kapısına tabela asmaktan çekinmeyenler bile var.

Piyasada şöyle kısa bir araştırma yapılsa, isim isim kim oldukları bellidir.

Ama bu açıklamayı yapan devlet, bugüne kadar herhangi birinin yakasına yapışmış mıdır?

Hiç duymadık.

Güney Kıbrıs AB Zirve raporuna “Kuzey’den bir yıl içinde 3 binden fazla mülteci geçti” ifadesi koyduruyor.

Hiç kızmaya gerek yok. Belki bu sayı abartılıdır, belki Rumlar siyasi gailelerle söylüyorlar, ne isterse olsun; KKTC’ye üçüncü ülkelerden insan ticareti olduğu bir gerçek. Bunlara artık “mülteci” diyerek, işi hafifletemezsiniz. Bunlar yasa dışı göçmen.

Sadece güneye geçmek için de değil.

Okullara öğrenci getiren, işyerlerine öğrenci görünümlü işçi getiren, evlere temizlikçi, bakıcı getiren, gece kulüplerine kadın getiren aracılar dolu ortalık.

Bakanlık ne derse desin, kendisi, bu işin sadece onay kısmında.

İşverenler de bunu bildiklerinden, bu aracılarla ucuz eleman getirmeyi tercih etmekteler.

Yine Bakanlık, adaya gireni denetlemekte yetersiz.

Sadece Çalışma Bakanlığı değil, İçişleri Bakanlığı’ndan, muhacerete, oradan polise.

Öylesine bir rahatlık içindeyiz ki, 15 yıldır kaçak olduğu, ancak suç işlediğinde ortaya çıkanlar var.

Çalışma Bakanı denetim konusunda bir gayret içinde.

Ama asıl sorunu, Bakanlık içindeki kopukluk.

Birimler arasında sağlıklı bir veri iletişimi yok.

İş denetime gelmeden önce, mevzuatta bir boşluk varsa, o deliği kapatmak lazım.

Ama anlaşılan, bizim mevzuat delik deşik.

Öyle olunca da, birileri istihdam kılıfı altında insan ticareti yapabiliyor.

Dediğim gibi, olay sadece güneye adam kaçırma meselesi değil.

Bu insan tüccarları, her türlü yasa dışı işlerin aracılığını yapmaktalar.

“Yerli istihdamı artırmak”tan falan bahsederken, önce herkesin adaya keyfi bir şekilde işçi getirmesini önlemekten başlamak lazım.

Onun için de iş bulma kurumunun adam gibi çalışması gerekir.

Mesela, ülkede işten ayrılmış, bir sürü bakıcı olduğu halde, hala insanlar Türkmenistan’dan bakıcı getirebilmekte.

Neden?

Çünkü devlet çalışma izni biteni bulamıyor. Peşine düşemiyor.

Kaçak işçinin de, insan ticaretinin de, hepsinin kaynaklandığı yer muhaceret.

Ülkede kimin yaşadığını bilmezsen, olacağı budur.

 

YERİN KULAĞI VAR

BİZİM HABERİMİZ YOK:

Yunanistan Başbakanı Çipras, “Egemenlik haklarımızın ihlal edilmesini kabul etmeyeceğimizi açıkça ortaya koyarak, Türkiye ile açık iletişim kanallarını sürdürdük. Kıbrıs konusunda, çözüm istemeyen taraf olma lekesinden kurtulduk ve adil ve kalıcı bir çözüme çok yaklaştık.” dedi. Belli ki, bizim dışımızda, bizden habersiz birileri hakkımızda bir takım kararlar alıyor. Çipras, “Kıbrıs’ta kalıcı bir çözüme çok yaklaştık” derken vardır elbet bir bildiği…

 

TEMASLAR DİKKAT ÇEKİCİ:

İlginç bir diplomasi atağı var. Başbakan, güneydeki iktidar partisi başkanıyla görüşürken, Dışişleri Bakanı, güneyin müzakerecisiyle bir araya geliyor. Değişik kanallar bunlar… Sosyal temas dense de, konu Kıbrıs meselesi. Havadan sudan konuşmuyorlar ya. Akıncı-Anastasiadis görüşmesi öncesi, acaba bilmediğimiz bir hazırlık mı var diye düşünmeden edemiyor insan…

 

SENARYO İŞLİYOR:

Dörtlü koalisyon hükümetinin kuruluşundan itibaren dillendirilen UBP-HP koalisyonu bugünlerde yeniden konuşulmaya başlandı. HP’nin UBP ile hükümet kurmayışının sebeplerinden birisi olan Hüseyin Özgürgün’ün UBP kurultayında koltuğu bırakması halinde bu engel ortadan kalkmış olacak. O nedenle UBP kurultayında sadece başkan değil, belki de yeni bir hükümetin ilk harcı atılacak…

 

GÖZLER MECLİS’TE:

Geçen hafta muhalefetin salona girmemesi nedeniyle nisap sorunu yaşayan ve  toplanamayan Meclis bugün toplanıyor. Gündemde UBP milletvekili Aytaç Çaluda’nın  yasama dokunulmazlığının kaldırılması istemini inceleyen Komite’nin raporu var. Çaluda, daha önce olumsuz oy verdiği konuyla ilgili olarak kendi partililerine de dokunulmazlığının kaldırılması için olumlu oy kullanmaları çağrısında bulunmuştu. Meclis bugün toplanmayı başarırsa Çaluda’yla ilgili nasıl bir karar çıkacağını birlikte göreceğiz…

 

TEKSAS OLDUK:

Bu kadar küçük bir ülkede bu kadar çok suç inanılır gibi değil. Gün geçmiyor ki bir cinayet, tecavüz ve hırsızlık vakası yaşamayalım. Yıllar geçti ama biz hala ülkeye girişlerde gereken önlemi almayı başaramadık. Denetlemeyi bırakın, utanmasak gümrük girişinde vize değil vatandaşlık vereceğiz bu kişilere…

 

ONU DA KAYBETTİK:

Lezzet olarak dünyada en çok aranan patatesimiz de yavaş yavaş piyasadan kalkıyor. Son günlerde kilosu 10 lirayı bulan patates, alıcı bulamayınca hükümet Türkiye’den patates ithal edilmesine karar verdi. Bizim patatesimizle lezzet bakımından mukayese bile edilemez ama, fiyatı nedeniyle yakında marketlerin standlarında olacak. En kıymetli ürünümüzü de sonunda kaybediyoruz…

 

 ZİRVEDEKİLER

Levent Özadam: “Biz burada mahkeme kararını filan tartışmıyoruz… Gazeteler ve gazeteciler arasındaki lanet olası kavga ve tartışmaları hiç değil! Zaten günün sonunda göreceğiz ki biz meslektaşlar olarak birbirimizi yemekten bir gün yitip gideceğiz… Sektör tamamen tetikçilerin eline geçecek! Çalışanlar ise sadece birer soytarı… Kalk deyince kalkacaklar, otur deyince oturacaklar!

Tüm meslektaşlar gün gelecek sadece emir kulu olacak”…

 

DİPTEKİLER

Dimitris Hristofyas: Suçun büyüğü senin canım kardeşim. Kıbrıs sorununun çözülmesi elzemmiş, taksim ve iki devletle flört edenler, vatana ihanet edermiş. Halklar birleşmeli, federasyonu sağlamalıymış. Sadece kendisinin eline bunu sağlayacak kaç fırsat geçti. Annan referandumu, arkasından kendisinin başkanlık dönemi. O fırsatları nasıl elinin tersiyle itti. Değme milliyetçilere taş çıkarttı. Bugünlere gelinmesinde en büyük pay kendinin…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar