Yürütülen Formatla Çözüm Olmaz - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Yürütülen Formatla Çözüm Olmaz

Erdoğan ÖzbalıkçıErdoğan Özbalıkçı

1963’te başlayan toplumlararası çatışmalar, 1968den beri farklı tonlarda, BM nin önderliğinde çözümlenmeye çalışılıyor.

        1974 -15 Temmuz Yunanistan Darbesi, ardından gelen Türkiye’nin askeri müdahalesi  Kıbrıs sorununda önemli değişiklikler yarattı.


        Ada’da karma olarak yaşayan Türk ve Rumlar, fiili olarak bölündü.Rumlar Güney’e, Türkler ise Kuzey’e taşındı.

        Güney Kıbrıs, Uluslar arası Arenada, tanınan bir devlete sahip olurken, Kuzey Kıbrıs, sadece Türkiye’nin ekonomik olarak desteklediği, ancak tanımadığı  bir yapıya kavuştu.

        Güney, Kıbrıs’ın idaresinde Türklerle yönetimi paylaşmamada ısrar ettikçe, Kuzey de içinde bulunduğu yapıda, Rum mallarını yağmalayarak, Türkiye’nin gönderdiği kaynakları dağıtarak varlığını sürdürmeye devam etti.

        Kıbrıs’ın fiili olarak bölünmesi, bu yapının devamında menfaati olan insanlar da yarattı.

        Güney Kıbrıs’ta, özellikle Baf, Leymosun ve Larnaka’da turizm alabildiğine gelişirken, bu işletmelerin sahipleri, bir çözüm durumunda, kazanç yerine kayıpları olacağını düşünerek, çözüm karşısında yer aldılar.

        Kilisenin kışkırttığı milliyetçi ve dini duygular da, Rum toplumunu, Türklerle yönetimi paylaşmama  noktasında ısrarlı olmaya itmektedir.

        Kuzey’e gelince, bir çözüm durumunda, yağmaladıkları Rum mallarının bedelini ödeme noktasında çekinceleri olanlar, milliyetçiliği alabildiğine kışkırtarak, çözüm cephesinin karşısında yer almaktadırlar.

        2004 referandumunda, Rumların HAYIR’ının ardında, Türklerle yönetimi paylaşmamak belirleyici iken, Kıbrıs Türklerinin  EVET’inin ardında, Türkiye’nin Denktaş’ı ekarte eden çözümcü politikasının etkisi vardı.

        Akıncı ve Anastasiadis’in  önderliğinde, BM nin kontrolünde yapılan görüşmelerin, Kıbrıslıların kontrolünde ilerlemesi formatı, gerçekçi olmayan bir formattır.

        Kıbrıs sorunu uluslar arası bir sorun olduğuna göre, bu sorunun çözümü de uluslar arası güçlerin müdahalesiyle gerçekleşebilir.

        Bu sorunun Haziran ayı ile birlikte yeniden tartışılması ve Eylül’de bir referanduma gidilmesi haberleri yaygınlaşırken, formatın değişmemesi durumunda, bu yeni sürecin de başarısızlığa uğrayacağı kesindir.

        Geçtiğimiz aylarda, GARANTÖR ÜLKELERİN toplanması aşamasında, Yunanistan Dışişleri Bakanının , Kıbrıs’tan beklediği payı alamaması üzerine toplantıyı sabote etmesi unutulmamalıdır.

        Kıbrıs Sorununda, Enerji Nakli konusunda çıkarları olan büyük şirketlerin, Amerika üzerinden belirleyici baskısı olmadan, bu sorunun çözümlenmesi mümkün değildir.

        Amerika, gerek Türkiye, gerekse Yunanistan üzerine, baskı yapabilecek tek güçtür.

        Türkiye, Doğu Akdeniz’deki enerji oyununda söz sahibi olmak için, Kıbrıs’ta çözümden yanadır. Yunanistan da, bu konuda, bir pay alması durumunda, Garantör Ülkelerin toplantısında daha uzlaşmacı bir rol oynayabilir.

        BM ye gelince, BM görüşmelerde, PLAN SUNMA ve TAKVİM konusunda net politikalar izlemezse, Rumlar ve Türkler, bu konuyu 50 yıl daha, kendi aralarında PASLAŞARAK SÜRDÜREBİLİRLER.

       

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar