Laf Ola Beri Gele Müzakere Olmaz! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Laf Ola Beri Gele Müzakere Olmaz!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Neymiş? Ne bir arada olabiliyorlar doğru dürüst ne ayrı kalabiliyorlar!  

       Nitekim dünkü yazımızda Rum tarafınıntakvimlendirmeye” karşı çıktığını yazarken, müzakerelerin de gitgide anlamını yitirdiğine vurgu yapıyorduk!


Neyse ki Sn. Akıncı ile Anastasiadis önceden kararlaştırılan program dahilinde yeniden bir araya geldiler! Neyi nasıl konuştuklarını bilmiyoruz, konuşacak neleri kaldığın bilmediğimiz gibi.

       ANCAK. Bu gidiş iyi değil çünkü sağlıklı değil! Laf ola beri gele görüşme olmaz! Kıbrıs sorunu gibi kökü derinlerde gövdesi devasa sorunlarıyla açıkta kalmış bir müzmin sorunu, “hadi buyurun kahve içmeye”  kabilinden keyfi müzakerelerle çözmek mümkün değildir.

Fakat öyle oluyor çünkü anlaşıldı ki “anlaşamadıkları için aşamadıkları sorunlar hâlâ olduğunca masada durmakta!”

Artık bunları Sn. Akıncı da sık sık tekrar eder oldu. Hatta “olmazsa olmazımızdır” demekte! Rum’un aksine her ne kadar Nisan ayı artık bitmiş sayılırsa da “Nisan ve Mayıs aylarının hayati öneminden” söz etmekte.

      Siyasi eşitliğin Türk tarafı için “olmazsa olmazı” olduğunu hatırlatmakta!

TC vatandaşlarına (bir imkânsızı zorlayarak) 4 özgürlüğün şart olduğuna vurgu yapmakta!

Güvenlik ve garantilerden ödün verilemez demekte. (Sadece bu “kırmızı çizgi” ile müzakerelerin tırnaklık ilerleme şansını bile yok!)

Cenevre’de elimizde tuttuğumuz yüzde 36’lık topraktan yüzde 29.2’e kadar inerek önemli bir adım  attığımızı hatırlatmakta.

       Ve olası çözümde her iki tarafın da kazançlı çıkacağını yeniden vurgulamakta! (Yazık ki inanamıyorum! Çünkü Rum’un kafası hâlâ  “na do kafa na do mermeridir!” Bu kafa değişmezse siyasi sorunu sadece “anlaşma maddelerine” sıkıştırılmış “müeyyide ve anayasal hükümlerle görüp değerlendirmek hiçbir işe yaramayacaktır! Eğer içinde “barışın ruhu ile o barışı yaşatacak “insanlık değerleri” yoksa “İncil ile Kuranı Anayasa, Haz. İsa ile Hz. Muhammed’i ortak devletin liderleri yapsanız kaç para eder ki!  İşte ispatı!

 


 

       SIRP ÇOCUKLARA REVA GÖRÜLEN  MUAMELE! (YAZIKLAR OLSUN!) Önce kendimi Kuzey’de yer alacak 23 Nisan etkinliklerine katılmak için adaya Güney’den giriş yapan o küçücük  öğrencilerin yerine koydum. Bir yeni  ülke görmelerinin kendilerini nasıl heyecanlandırdığını, hiçbir siyasi melanetin  bulunmadığı kalplerinin nasıl çarptığını, kendi yürek çarpıntılarımda yaşadım.. Yarınların barış ve özgürlüklerini yaşatacak bu çocukların daha şimdiden o dünyayı kurmak için bir araya gelmelerinin ne büyük bir olay olduğuna inancımın mührünü vurdum…

O DA NE? O küçük çocukların karşısında yaratılan bağnazlığa, ırkçılığa, düşmanlığa sarılı olaya  bakın! Sırp olmalarına karşın Kuzey’de kendileri gibi çocukların arasına katılıp gösterilerini yapmaktan  başka hiçbir amaçları olmayan bu yavrulara reva görülen o “insanlık dışı muameleye” bakın!

Neymiş efendim, AB üyesi değillermiş de vize almaları gerekirmiş de almamışlar da… “Hayır” dediler o Sırp çocuk kafilesini   gerisin geri gönderdiler! Belki ağlamışlardır daha ayak basmadan apar topar kovuldukları için adadan!

Türk tarafı benzeri bir olay söz konusu olsa asla yapmazdı bunu.. O çocukları  bağrına basar nasıl en iyi şekilde ağırlayacağının telaşına düşerdi! Fakat Güney’deki o “yetkililer”   Kıbrıs Türk’ü gibi değildi! Aksine “düşmanlıktan karalar bağladığı için kör olmuş gözleri, donmuş beyinleri ile “insanlığını da kaybettiği için  zulüm makinesi haline gelen yığındı!”

Güney’e sesleniyorum: “O sınır dışı ederken ağlattığınız çocukların ah’ları sizinle olsun!

 


 

ARTAN SUÇLAR! (ÖLDÜREN ÖLDÜRENE!)

İllegal olaylardaki artış canımızı fena halde sıkmış olsa da şunu anlıyoruz: Artık KKTC Kıbrıs Türklerinden ibaret bir “cemaat devleti” değildir! Ben bu yönümüze içimizdeki yabancı unsurları “ötekileştirmeden” bakıyor ve şunu düşünüyorum: Turizme kapılarımızı ardına kadar  açar, dünya ülkeleriyle ilişkilerimizi zorlama bir çabada da olsa “devlet” düzeyinde sürdürmeye çalışır, on dört tane üniversite sahipliğinde Japonya’dan Çin’den bile öğrenci  akışı sağlarken; bırakın  sosyoekonomik yapımızın bozukluğunu, fakat “neden illegal olayların küçük Teksas’ı olduğumuza şaşarım!” Ve o kendimize özgü hastalığımızı bir kez daha lök gibi alnı şakkımıza yapıştırırım.

Çünkü her zamanki gibi olayların ve gelişmelerin gerisinde kalan yönetimlerle yönetilmek talihsizliğinde kaldık da   ondan!”      Bizim bu ülkede  asıl üstesinden gelemediğimiz uyuşturucu, cinayet, kadın tacizleri, darp, dolandırıcılık falan değil;  Bunları zaptu rapt altına alacak yönetim erkine sahip olamamamızdır! İyi yönetilememektir!

CİNAYETLERE DİKKAT:  Mağusa ve Lefkoşa’daki son iki cinayet de “bizim dışımızdaki” insanların marifeti! Her ikisinin de  ortak paydası, kadına “mal” gibi sahiplik konması! Dolayısıyle “kaybetmek” üzerine gelişen  duygu iflasında “kıskançlık!”

Neyse ki  42 yıl sonra “aramıza katılan TC’ler için artık bu tip ‘erkek hakimiyetine’ dayalı bir aile kurgusu yok. Ortak anlayışta sürdürülen evlilikler var. “İş sahibi olabilmenin, okullaşmanın da bunda büyük katkısı var..” (Tabi bu tip araştırma ve değerlendirmeleri sosyologlarımız yapacaklar ama henüz bu konuda belirgin bir çalışma yok..”

       UZUN LAFIN  KISASI: Ülkenin kapılarını kimselere kapatamayız! Fakat o büyük eksiğimiz var ya. Denetim! O mekanizmayı  çok iyi çalıştırmalıyız ki “olduktan sonra değil, olaylar cereyan etmeden  önlenebilsin!”

 


 

       KISACA TAKILDIĞIM: (SALAMİS PİKNİK ALANI!) Yıllarca pisliğinden yakınıldı. Antik Salamis’in yüz karasıdır dendi! Fakat o pis alan asla “temiz” olmadı!

Sonunda özele kiraladılar ki temizliğini tertibini yapsın. Gittim gördüm. Bayağı da iyi olmuştu. Ne var ki akan kan damarda durmaz! Bu kez Kadınlar Birliğinin kanı kaynadı! “Yıllardır aman ne pis yer” derken, şimdi “vay siz nasıl olur da bu antik yeri özele peşkeş çekersiniz” diyorlar!

Tamam kardeşim. “Alır mısınız temizliğini üzerinize! Her pazartesi ekip kurup o alanı temizler misiniz? Öyleyse buyurun hiç tutan yoktur başlayın işe!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar