Biz çok farkında değiliz ama Ulusal Birlik Partisi’nde “İrsen Küçük sendromu” yaşanıyormuş.
“İrsen Küçük sendromu da nerden çıktı” diye sorduğunuzu duyar gibiyim.
Valla ben çıkartmadım.
UBP’lilerin çoğunluğunun abi olarak bildiği ve sevdiği bir tanıdığım anlattı.
Ben de hayretler içinde ilgi ile dinledim.
Bana anlatılanlara göre önce “İrsen Küçük sendromunu” anlatayım.
Malum, İrsen Küçük son seçimler öncesinin Başbakanı idi. Seçimlere de başbakan olarak girdi.
Dünya siyasi tarihinde benzeri var mıdır bilmiyorum ama bizde bir ilk yaşandı ve İrsen Küçük Başbakan olarak girdiği seçimde milletvekili olamadı.
Bir başbakan nasıl olur da milletvekili dahi seçilemez?
Sebepleri çok.
Bu sütun o sebepleri anlatmaya yetmez.
Ama en önde gelen sebeplerden birisi bence şudur;
UBP’de bütün adaylar İrsen Küçük’ün milletvekili seçilmemesi için adeta ittifak kurdular.
Yoksa UBP’nin desteklediği bir aday mutlaka seçilirdi.
Parti Genel Başkanı ve Başbakan’ın milletvekili dahi seçilememesi UBP’nin üst düzey yöneticilerinde zaman içinde travma yaratmış.
İrsen Küçük seçilmedi diye zil takıp oynayanları almış bir kara düşünce.
“Başbakanı kestiklerine göre acaba bizi de keserler mi…”
Tabi bu travmayı yaşayanlar bakan düzeyinde UBP’lilerdir.
Bir de aynı koltukta oturan Hüseyin Özgürgün.
Çok açıktır ki yapılacak bir milletvekili seçimine Hüseyin Özgürgün UBP Genel Başkanı ve Başbakan sıfatlarıyla girecek.
Peki, ya İrsen Küçük gibi o da kaybederse?
***
Bana bunu anlatana “öyle bir ihtimal yoktur” falan demeye çalıştım ama meğersem öyle değilmiş.
Hüseyin Özgürgün “İrsen Küçük sendromu” yaşıyormuş.
Sık sık, “ben İrsen Küçük değilim” deyip duruyormuş.
Kızıp öfkelendiğinde “İrsen Küçük’e yaptığınızı bana yapamayacaksınız” diye bağırırmış.
Yani anlayacağınız kendi ağzıyla söylüyormuş.
Ben yine de böyle bir ihtimali düşük olarak görüyorum ama hükümetin UBP kanadının hal ve gidişini de çok iyi bulmadığımı açıkça belirteyim.
Başbakanlığı almak ve CTP ile yaşanan icraat sorunlarını aşmak için DP ile hükümet kuran UBP icraat yapmayı bıraktı, menfaat dağıtarak ayakta kalmaya ve seçimlere hazırlanmaya çalışıyor.
O kadar ki hiçbir kural ve yasa tanımıyor.
Kalkınma Bankası’nda olanlar bunun en bariz örneğidir.
Bankayı batırma pahasına tüzük değiştirilerek, verilecek olan paranın yatırımda kullanılmayacağının farkında ve geri ödenmeyeceğini çok iyi bildikleri milyonları toslayarak kendilerince medya desteği kazanacaklar.
Parti içi kavgalarda hala etkili olduğu aşikar olan Eroğlu’nun gönlünü hoş tutmak için kamu arazisini kızına peşkeş çekilmesi noktasında ısrar ve inatla ilerliyorlar.
Tüm bunların başında da Hüseyin Özgürgün varmış.
Bizzat kendisi takip ediyormuş.
Hüseyin Özgürgün’ün sonu İrsen Küçük’e benzer mi bilemem ama bu yaptıklarıyla birebir İrsen Küçükleşiyor.
Menfaat dağıtarak seçim kazanmanın ustası İrsen Küçük idi.
Sonu herkesin malumudur.
Çünkü seçmen artık eski seçmen değil.
Umarım Hüseyin Özgürgün bu noktayı çok iyi anlar…
