Milliyetler ve azınlıklar meselesinin uluslar arası arenada tartışılmadık hiçbir yönü kalmadı.
Keşke Anastasiyadis, tarihteki milliyetler meselesine yaklaşımı ve çeşitli çevrelerin bakış açılarını irdeleyebilseydi.
Kıbrıs Türklerinin kafasına yeniden GARANTİLER konusunu sokan, Rum tarafınfdaki BAĞNAZ AKIMLARIN eylemlerinde hiçbir tedbir almayan Rum Yöneticileri oldu.
1963-1974 dönemlerinde, Rum faşistlerinin ve Kıbrıs Cumhuriyeti Devletinin izlediği ırkçı politikalar, sonuçta bölünmenin de tohumlarını atmıştı.
Bölgesel güç analizi yapmadan, Rum toplumunun ezici bir çoğunluğunun ENOSİS hayalinin peşinde koşturması, ona karşıt, TMT nin Türkiye’ye bağlanma politikalarını Türk toplumu içerisinde güçlendirdi.
İlerici Türk aydınlarının tüm iyi niyetli çabalarına rağmen, ENOSİS hayaleti toplumları tarümar etti.
ENOSİS HAYALETİ sonuçta, Yunanistan’ın, Kıbrıs Rumlarının lideri olan Makarios’u öldürmek istemesine kadar vardı.
Amerika, bu hayaletin ayak izlerinden giderek, önce Yunanistan darbesini teşvik etti. Daha sonra, Yunanistan darbede başarılı olamayınca, Türkiye kartını kullanarak, adayı fiilen ikiye böldürdü.
1974tten beri, fiili olarak devam eden bölünmeyi sona erdirme çabalarının tümünde, Rum tarafının, MAĞDUR TARAFI OYNAYARAK, uzlaşmaz bir çizgi izlediği kolaylıkla anlaşılabilir.
BM’in Kıbrıs için önerdiği TÜM PLANLARA HAYIR diyen Rum toplumu, uluslar arası arenada kendisini daima mazlum pozisyonda göstermede başarılı oldu.
ANNAN PLANI sürecinde ve son olarak Akıncı Anastasiyadis görüşmelerinde açığa çıkan en önemli gerçek, Rum toplumunun, Kıbrıs’ı yönetmek konusunda, Türk tarafıyla işbirliği YAPMAK İSTEMEDİĞİDİR.
SIFIR ASKER-SIGIR GARANTİ ancak Türk toplumuna GÜVEN VEREREK sağlanabilecek bir politikadır.
ELAM’ın ve diğer RET CEPHESİNİN Türk görmek istememe hayalleri devam ettikçe, bu politika, ancak GARANTİLERİN VE ASKERİN adada kalmasını sağlayabilir.
Bir de ANASTASİADİS’E sormazlar mı?
İngiliz üsleri ve İngiliz askerleri, NÜKLEER SİLAHLARI, ikide bir Orta-Doğu’ya müdahale eden uçakları, niye gözüne BATMIYOR…
Askersizleştirme ise, önce, ordan başlamayı niye önermiyorsun.
Neticede, ANASTASİADİS, son iki yılda izlediği politikalarla, Kıbrıs Cumhuriyeti karar verir, Yunanistan Uygular politikası yerine, Yunanistan Karar Verir,Kıbrıs buna uyar silik çizgisine dönüşten başka HİÇBİRŞEY BAŞARAMADI.
Kıbrıs’ta, 1963te ve 1974’te çok vahim şeyler oldu..İki toplumu yönetme iddiasında olanlar, Türk ve Rumları birbirine kırdırdı.
Sayıca çoğunlukta olan KIBRIS RUMLARI ve onları yönetenler, şimdiye kadar, azınlıkların GÜVENİNİ KAZANMA politikasında kocaman bir SIFIR ALDILAR.
Anastasiadis, 650 askerin kalmasını değil, 40 BİN TÜRKİYE ASKERİNİN adada kalmasını sağlayan bir lider olarak, tarihin karanlık sayfalarında yer almayı nerdeyse GARANTİLEMEK ÜZEREDİR..
SIFIR ASKER, SIFIR GARANTİ POLİTİKASININ SONUCU BUDUR.
