Yine nüfus... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Yine nüfus…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Tartışa tartışa bir rakam alabildik.

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, dün Meclis’te ülkedeki KKTC yurttaşlarının sayısının bugün itibarıyla 252 bin 497, geçerli izinlilerin 121 bin 802, toplam nüfusun da 374 bin 299 olduğunu söyledi.


Tabii bunlar 2011 Nüfus sayımı sonrası kayıtlara bakılarak elde edilen bir rakam.

Bunu sayım sonucu olarak kabul edelim.

2011 sayımının 2012’de açıklanan resmi sonucuna göre, sürekli ikamet eden nüfus 294 bin 396’di.

Yani o günden bu yana sadece 80 bin kişi mi artmış?

Bundan iki yıl önce Sağlık Bakanı Faiz Sucuoğlu televizyonlarda 650 bin sayısından bahsediyordu. Sonra her kafadan bir ses çıktı.

Dahası, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, geçen Ocak ayında yani iki ay önce bir televizyonda, nüfusu 350 bin olarak açıklamıştı.

Neye dayanarak söylemişti bu rakamı bilmiyoruz.

Eğer doğruysaydı, 2 ayın içinde nüfus 24 bin artmış mı oldu.

Kafam karıştı…

Tabii bir de yaşadıklarımız var.

De facto nüfusun çılgın gibi arttığını görüyoruz. Konut kiraları, taşıtlar, doluluk…

Yani bunlar resmi rakamlarsa, bu sonuç, ülkede kaçak yaşayanlarının sayısının da dehşet olduğunu düşündürmüyor mu? Hani polis elini nereye değse kaçak çıkıyor ya…

Diğer yandan, 2018’de son genel seçimler öncesi YSK tarafından açıklanan KKTC yurttaşlarının sayısı var ki, bu da 230,747

Bakan’ın açıklamasına göre, bu sayı da bir yılda 22 bin kadar artmış.

Bu da çok düşündürücü.

Bir yılda böyle bir artış olabilir mi?

Yani 22 bin yeni yurttaş mı var?

Dön dolaş yine net, inandırıcı bir sonuç çıkmadı.

Halimize bakar mısınız?

Her kafadan bir ses çıktığı, sürekli değişik rakamlar verildiği için, güvenimizi kaybetmişiz.

Boş verin, bir süre daha böyle devam edecek.

Çünkü yeni nüfus sayımı için ayrılacak kaynak yok…

KINASAN KAÇ YAZAR…

Avrupa Birliği, Trump’un bir oldu-bittiyle Golan Tepelerini İsrail toprağı ilan etmesi üzerinde, “Tutumumuz değişmedi. Golan Tepeleri dahil İsrail’in 1967’den beri işgalinde olan topraklar üzerindeki egemenliğini tanımıyoruz” açıklaması yaptı.

BM’den de benzer bir açıklama geldi.

Geldi de ne olacak sanki?

İşte bir AB üyesi olan Romanya, elçiliğini Tel Aviv’den Kudüs’e taşıyacağını açıkladı bile.

2017’de yine Trump’ın, bir gece ansızın Kudüs’ü başkent ilan edip, sonra da elçiliğini taşımasına da karşı çıkmışlar, BM Güvenlik Konseyi kararlarını işaret etmişlerdi. Hatta Güvenlik Konseyi, bu konuda bir karar almak için toplanmış, alınan karar ABD’nin vetosu nedeniyle geçmemişti.

Bu tür tutum bildirmelerin hiç bir anlamı yok.

Tavır alabiliyor musun?

Yok! Aksine, herkes bu fırsatı nasıl leyhine kullanabileceğinin hesaplarını yapmakta.
Dünyayı, şu anda ülkesindeki güç odaklarının yönlendirdiği bir oligark yönetiyor.

Medeniyetin getirdiği, yüzyılların uluslararası ilişkiler prensiplerininn zerre kadar önemi yok.

Tarih öncesi çağa döndük.

Yeni dünya düzeni dedikleri buydu aslında.

 

YERİN KULAĞI VAR

 

SÜRDÜRÜLEBİLİR MİDİR:

Serdar Denktaş bir süreden beri söylediklerini dün Meclis’te “son kez” diyerek tekrar etti; “Kendi kaynaklarımızla yolumuza devam etmeye çalışıyoruz… Öngörülmeyen tüm mükellefiyetleri dahi karşılayabildik. Bu önemli bir başarıdır. Bunu küçümsemeyin”. Küçümseyen haksızlık eder de, bu koşullarda sürdürülebilir mi? Yok, diğer lobi gibi “Alamıyorsunuz, gidin alın” falan demiyorum. Benim derdim, KKTC’nin aslında hakkı olan, ama bir türlü alamadığı yerel gelirler. Kendi kendine yetme durumu, ancak “gerçek gelirler üzerinden vergilendirme, kaçağın önlenmesi ve teşviklerin ellenmesi” sağlandığı anda sürdürülebilir olacaktır…

 

YAPMA SAYIN BAKAN:

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Tolga Atakan, uçak bilet fiyatlarının güneydekinden pahalı olmadığını söyleyiverdi. Yapma Sayın Bakan, Halep oradaysa, arşın burada. Geçen ay ailemizin bazı fertleri kişi başı 250 TL’ye Larnaka-Milano-Larnaka uçtular. Yine geçen ay İstanbul’a tek yön 1000 liraya gidenimiz oldu. Yapmayın lütfen, yaraya tuz basmayın…

 

BÖLEN KİM?:

“Ortak hedefin sürdürülebilir, bağımsız, egemen ve her türlü nüfuzdan uzak normal bir Avrupa devleti kuracak çözüm olduğunu” söyleyen Rum lider Anastasiadis, bu hedefe ulaşma yollarında neden  birlik olunmadığını anlamadığını söylemiş. Biz yıllardır, “gel eşit toplumlar olarak birlikte yaşayalım” diyoruz ama sen söylediklerinin tam tersi, adayı bölmek için elinden geleni ardına koymuyorsun, ondan olabilir mi?

 

GELSE NE OLUR:

BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs’la ilgili atadığı geçici Özel Danışmanı Lute’un 12 Nisan’da Türk ve Yunan Dışişleri Bakanlarının ikinci buluşmalarından önce, adaya geleceği iddia edildi. Öncelikle taraflar adada bir çözümün olabileceği algısını kendi kafalarında kabullenmelidirler. Tarafların tezleri giderek birbirinden uzaklaşırken, BM de buna seyirci kalırken,  bayan Lute gelse ne olur, gelmese ne olur.

 

DİKKATE ALIRLAR MI?:

Uluslararası öğrencilerin Kıbrıs’ta yaşadığı sorunlarla ilgili hazırlanan raporda “Kuzey Kıbrıs’ta yüksek öğretimle ilgili uygulanan, birçok üniversite kurmak ve Kıbrıs’a çok öğrenci çekmek” olarak özetlenebilecek stratejilerin ivedilikle değiştirilmesi gerektiğinin altı çizildi. Yani demek istiyorlar ki, bizdeki yüksek öğretim politikası çok üniversite ve bunun karşılığı çok öğrenci. Eğitim kalitesi zaten belli. Üniversiteler ve YÖDAK öğrencilerin bu raporundan ders çıkarırlar mı bilemem ama, akıl koymaz, gelen öğrenciyi “yolunacak kaz” olarak görmeye devam edersek çok yakında bu sektör de çökecek bilesiniz…

 

YOLSUZLUK=YOZLAŞMA: Nijerya’da Maliye ve Dışişleri Bakanlığı, Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı yapan Nijeryalı aktivist Ngozi Okonjo-Iweala bakın ne diyor; “Yolsuzlukla ilgili en korkunç şey, toplumsal değerleri bozmasıdır”. Hani sürekli olarak “Biz eskiden böyle değildik. Niye böyle olduk” deyip duruyoruz ya, işte bundan.

 

 ZİRVEDEKİLER

Hasan Esendağlı (Barolar Birliği Başkanı): “Biz güvenliği sağlayamıyoruz, yasaların ihlal edilmesinin önüne geçemiyoruz, suçun işlenmesini engeleyemiyoruz; buna karşılık yeni ve daha büyük cezaevi yapıyoruz. Bu bir devleti yöneten kişilerin övünebileceği, gurur duyabileceği bir tablo değildir. Kesinlikle sıkıntı ve mahcubiyet yaratması gereken bir tablodur”…

 

DİPTEKİLER

Kimlerin Parası: Ercan’dan yurt dışına bildirimi yapılmayan yüklü miktarda dövizle çıkış yapmak isteyenlerin haberlerini okuyoruz sıklıkla. İyi de bu paralar kimin hesabına yurt dışına kaçırılmak isteniyor. İşte bunun cevabı yok. Yakalananların kurye olduğu belli. Üstelik kat be kat fazlasının yine aynı yolla kaçırıldığını tahmin etmek zor değil. Önemli olan bu ak mı kara mı belli olmayan paraların, kim veya kimlerin hesabına yattığını bulmak…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar