Yeşil ekonomi ve KKTC Dünyadan ne kadar uzağız... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Yeşil ekonomi ve KKTC Dünyadan ne kadar uzağız…

Köş, MoreketMehmet Moreket

KKTC Kalkınma Bankası, Dünya Kalkınma ve Finans Kurumları Federasyonu (WFDFI) CEO Forum 2018 Toplantısı’nın  KKTC’de yapılmasını sağladı.

Foruma, 40 ülkeden kalkınma ve finans kurumları üst düzey temsilcileri katıldı.


Büyük bir çaba, büyük bir olay…

Ancaaak, Forum’un konusuna bakınca sevincim yarıda kaldı.

Bir kere adı; “Kalkınma Finans Enstitüleri ve Yeşil Ekonomi Forumu”.

İşlenecek konular; “KOBİ’lerin Yeşil Yönetimi”, “Yeşil Binalar”, “Sürdürülebilir Tarım” ve “Yenilenebilir Enerji”…

“Yeşil Ekonomi nedir” diyenler olabilir.

Kulağa ilk İslam ekonomisi gibi gelebilir. Ya da “dolar ekonomisi” falan. Ama değil.

Dünyada ekonomik ve teknolojik büyümenin hem gelir adaleti, hem de doğaya verdiği zararla mücadelenin adı Yeşil Ekonomi…

Dünyaya ve insanlara hiç aldırış etmeden gerçekleştirilen bu vahşi büyümeyi biz çok da fark etmiyoruz. Nedeni de, sırf hissetmeyelim diye, büyük büyük paralar harcanarak yapılan sosyal mühendislik projeleri.

Yeşil ekonomi, “toplumsal refahın ve sosyal eşitliğin arttırılması, çevresel risklerin ve ekolojik kıtlıkların ise azaltılması” anlamına geliyor.

Yeşil ekonomide çevreye duyarlılık, doğal kaynakların etkin kullanımı temel esas. Asıl yoğunlaştığı konu ise, ozon tabakasını delen karbon emisyonlarının azaltılması, biyolojik çeşitliliğin artırılması, ekosistemin korunması…

Dünya Kalkınma ve Finans Kurumları Federasyonu’nun “Yeşil Ekonomi” toplantısı burada, ülkemizde oluyor ama, biz bu konulardan o kadar uzağız ki…

Aynen dünyadan uzak olduğumuz gibi.

Çevre ne, çevreye duyarlı işletme ne, karbon salınımının kısıtlanması ne, gelir adaleti ne…

İşte dağlar, Beşparmaklarımız, acaba Forum üyeleri taşocaklarını görecekler mi?

Bacalarından kara kara dumanlar çıkan elektrik santrlallerini mesela…

Ya “bunlar kimin” diye sorarlarsa?

Kim söyleyecek onlara “devletindir” diye…

Doğaya saygılı binalar… Var mı bizde böylesi.

Veya tarımın sürdürülebilir olanı nedir ki?

Böylesine kurak bir ülkede arpa üretmeye, hem de devlet teşvikleriyle üretmeye çalıştığımızı duysalar… Ağaç dikmediğimiz, varolanları da inşaatlara kurban verdiğimiz için her yıl erozyonla dünya kadar toprak kaybettiğimizi bilseler.

40 mil öteden denizin altından gelen tonlarca suyun 2 yıldır boşa denize aktığını, hala üretime ulaşmadığını öğrenseler…

Yenilenebilir enerji için yapılan çalıştayları, toplantıları, yasaları güzel güzel anlatabiliriz de, ya “uygulamanız ne” derlerse…

Böyle bir karşılaştırma yaptığımda, ama herhangi bir konuda, dehşete düşüyorum.

Sanki bu dünyada yaşamıyoruz. Bunlar bizim hiç gündemimizde değil.

Acaba, bir ihtimal, dünya bizi kendi dışında tuttuğu için mi bu umursamazlığımız?

Öyle ya, başka türlü izahı yok.

Tüm evrensel değerlerden bu kadar hızla uzaklaşan bir toplum var mı?

 

YERİN KULAĞI VAR

DEDİĞİM BUYDU:

Anastasiadis’in sözde “gevşek federasyonu” gündeme getireceği iddia edilen Ulusal Konsey toplantısı fos çıktı. AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, “eyaletlere hangi yetkilerin devredileceğine ilişkin sorularına yanıt almadığını” söyledi. Oysa meselenin özü buydu. Kiprianu ayrıca önerinin, “ciddi şekilde ele alınmadan”  bir taktik olarak sunulduğunu da belirtti. Beklediğim buydu. Günü geçirmek, masada görünmek, uzlaşmacı görünmek adına bir taktik. Ama “ayrılık” gibi bir büyük stratejinin taktiği…

 

“HERKES KENDİ YOLUNA”:

Kıbrıs sorununa çözüm konusunda bundan böyle eski tarifiyle federasyonun görüşülmeyeceği artık hepimizin malumu. Çözüm modeliyle ilgili her kafadan bir ses çıkıyor. Eskiden, “federasyoncular ve anti federasyoncular” vardı. Şimdi “herkes kendi yoluna” formülünü destekleyen ve desteklemeyenler olacak gibi…

 

ANLAŞTILAR İDDİASI:

UBP kurultayına sayılı günler kala Hüseyin Özgürgün’e karşı adayların ikinci tur için anlaştıkları iddia ediliyor. Özgürgün ile ikinci tura kalan aday kim olursa olsun, diğer adayların onu destekleyeceği gelen iddialar arasında… Yine iddiaya göre buna, bir “abileri” ile yaptıkları görüşmelerden sonra karar vermişler.

 

ATUN’A NE OLDU?:

Gezici’nin yaklaşık bir ay önce açıkladığı ankette ilk sıralarda yer alan ve ikinci tura kalması halinde “kesin kazanır” dediği UBP Başkan adayı Sunat Atun, son ankette yerlerde sürünürken Özgürgün’ün ani yükselişi ise gözlerden kaçmadı. Bir ay önce yüzde 27 küsur olan Sunat Atun’un oyları yüzde 12’lik düşüşle yüzde 15’lere geriledi. Yani bir ay içinde acaip bir dengesizlik. Böyle bir sonuç, bir anket şirketinin itibarı için oldukça negatif. Gezicinin anketlerine UBP tabanından büyük bir tepki olduğunu da söylemeden geçemeyeceğiz…

 

ÇIK VE AKLAN:

Hakkındaki suçlamalarla ilgili olarak Meclis’teki ilk oylamada “red” oyu veren, geçen günkü oylamada ise “alnım açık” diyerek “evet” oyu vermesine rağmen katıldığı bir tv programında,   kararı Yüksek İdare Mahkemesi’ne götürmeyi düşündüğünü söyleyen UBP milletvekili Aytaç Çaluda buna gerekçe olarak da “kararın siyasi” olması iddiasını öne sürdü. Eğer herhangi bir usulsüzlüğe karışmamışsan çıkar adam gibi kendini savunur ve aklanırsın. Bu tür yalpalamalar kendisi için çok daha kötü düşünceleri akla getirebilir…

 

SORUN DENETİMDE:

Havadis gazetesinin haberinde Meclis’te temsil edilen siyasi partiler, son zamanlarda ülkede artış gösteren adli olayların sebebinin kimlikle girişten çok, yetersiz denetim olduğunu savunmuşlar. Meclis dışındaki partiler ise sorunun kimlikle girişte olduğunu söylüyor. Her iki görüşün de haklı tarafları var ama, denetimi tam yapmadıktan sonra kimlikle veya pasaportla girmiş bir şey fark etmez. Sadece ülkeye girişlerde değil, her konuda en büyük eksiğimiz denetim.

 

ZİRVEDEKİLER

Eşref Çetinel: “KKTC’ye doluşan 3. ülke insanları hatta TC’den ellerini kollarını sallayarak ülkeye girenler, bizim ‘plan, program ve gereksinmelerimiz’  sonucunda değil, kendi inisiyatifleri ile KKTC’ye gelmektedirler! Geldiklerini de ‘kanunsuz davranışları nedeniyle yarattıkları olaylar sonucunda  yakayı ele verdiklerinde’ anlamaktayız!”…

 

DİPTEKİLER

Ayıp Oluyor: KKTC’de faaliyet gösteren bazı gece kulüpleri sahipleri, kendilerine haber verilmeden izinlerin durdurulduğunu söyleyerek bu duruma tepki göstermişler. 20-30 sene önceki sabıkadan dolayı bu izinleri durdurmuş olan bazı gece kulübü sahipleri, “Bizi illegal iş yapmaya zorluyorlar. Olacaklarda sorumlu İçişleri Bakanıdır” diye de tehdit savurmayı ihmal etmemişler…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar