Yazık, gençler siyasetten soğuyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Nisan 24, 2024
Köşe Yazarları

Yazık, gençler siyasetten soğuyor…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Halkın Partisi’ndeki yaprak dökümü sürüyor.

Kurucular, parti organlarında görev alanlar…


Hepsi nitelikli, eğitimli, bu ülkeye faydası olacak gençler.

Ortak tezleri, “partinin kuruluş amaçlarından sapmış olması”…

Belli ki, rahatsızlıkları zaten varmış, UBP ile ortaklık kurulmasından sonra ise, tavan yapmış.

Bence bu rahatsızlıkların istifayla sonuçlanmasının tek bir nedeni var, Genel Başkan’ın, gerekçelerini kendi tabanına anlatamaması.

Daha doğrusu ikna edememesi…

Tabii bir de aralarında konuşma fırsatı bulduklarımızın partinin yönetim anlayışına ilişkin şikayetleri var ki, onları burada açmak istemem. Kendi iç işleri.

Yaptıkları açıklamalardan öyle anlaşılıyor ki, bu istifa eden arkadaşlar, gelişmeleri uzaktan izlemişler.

Parti organlarında konunun tartışıldığını biliyoruz. Ancak ikna olmamışlar. Hatta dediklerini dinletememişler bile.

HP’nin kuruluşundan itibaren bunların dışında başka sansasyonel istifalar da gördük.

Yine ülke için çok değerli görüşleri olan bazı gençler istifa ettiler. Şimdi tümünü birden bir kalemde suçlamak, her birine bir kulp bulmak mümkün değil. Hele de geleneksel Kıbrıs Türk siyasetindeki örnekler gibi, o partiden o partiye çıkar için geçme istifası da değil bunlar. Demek ki iddialarının arkasında durmuşlar.

Zaten siyasetle ilgilenen genç sayısı çok az.

Olanı da bu şekilde kaybetmek, hepimizin kaybı diye düşünürüm.

Yeni bir umut, yeni bir duruş getireceği düşünülen HP’nin bu kadar kısa sürede kan kaybına uğraması ilginçtir.

Eğer yönetimin hem parti içinde, hem de genelde politik arenada “ben bilirim” tavrı ve eleştirilere karşı yargılayıcı, suçlayıcı tutumu devam ederse, bu HP’nin geleceği açısından negatif bir belirleyici etken olacak.

Geçtiğimiz akşam tv programında izlediğim HP Başkanı’nın şimdilik bu yolda devam edeceği anlaşılıyor.

Şu anda tüm politikasını saldırı üzerine kurmuş. Geçmiş hükümetin başarılarını bile yok sayar hale gelmiş.

Bu da değişik bir savunma anlayışı…

 

NEOFİTU’DAN AL HABERİ

Dün de yazmıştım, ‘Rumların bir Kıbrıslı Türkü Avrupa parlamentosuna seçtirmek için gayret göstermesi, devletlerinin yasallığına güç kazandırma çabasıydı’ diye.

Görüntüde, adaylar muhalif AKEL’den veya bağımsız çıktılar. Bu biraz kafaları karıştırdı.

Yani eğer bir devlet projesi iseydi, neden Anastasiadis’in ağzından herhangi bir çağrı duymadık diye.

Arkadaşlarla tartıştık. Söyledikleri çok doğru.

Eğer Anastasiadis’in partisi aday gösterse, ya da bir Kıbrıs Türkünün seçilmesini açıktan desteklese, kuzeyden oy alması olanaksız olurdu.

Nitekim, sonuçta Anastasiadis’in partisi DİSİ’nin Başkanı Averof Neofitu Kıbrıslı Türklerin seçime katılımını olumlu addettiklerini, çünkü bunun “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin fiili olarak tanınması, sahte devletin de göz ardı edilmesi” anlamına geldiği iddiasında bulundu.

Kısaca, bunun bir derin devlet projesi olduğu ortaya çıkıyor.

“Kıbrıs Türkleri de devletimizi tanıyor” diyor Neofitu.

Elde etmek istedikleri sonuç buydu.

Şimdi bunu tepe tepe kullanacaklar.

Niyazi Kızılyürek ne kadar tersini söylemeye devam etse de, durum budur.

Çözüm yolunda en ufak bir adım attıklarını görmüş olsak, böyle düşünmeyecektik. Ama öyle bir durum yok.

Aksine 45 yıldır atmadıkları adımları atmaya hazırlandıklarının işareti bu…

 

YERİN KULAĞI VAR

TATAR’IN TAAHHÜDÜ:

Hükümet Programını bir kez daha detaylarıyla okuduk. Genelde hep yapıldığı gibi, ideal olanların sıralamasıydı. Dikkatimi çeken bir cümle var ki, ben bunu Ersin Tatar’ın UBP adına bir taahhüdü olarak bir kenara yazacağım. Şöyleydi cümle; “Öncelikle vurgulamak isterim ki 41’nci hükümet olarak popülizmden uzak durarak halkımızın bugününü ve yarınını düşünerek hareket edeceğiz”. Eğer bu sözüne sadık kalırsa, zaten gerisi hallolur. Toplum olarak en büyük korkumuz budur. Hele de bakanlıların önüne yığılanları gördükçe…

 

İŞİ ZOR:

Hasan Taçoy, “Genel Sekreterliği bırakmam” diyor. “Hem başbakan, hem genel başkan oluyor da” gibi komik bir de gerekçe bulmuş. Eğer Ersin Tatar, Taçoy’u son dakikada bakan yaparken, bunun pazarlığını yapmadıysa, işi zor. Hele de Genel Sekreterlik için söz verdikleri varsa… Öyle görünüyor ki, bu dönem Tatar’ı, devlet meselelerinden çok, parti meseleleri meşgul edecek…

 

ŞİMDİ NE BAHANE BULACAKLAR:

HP’de yaşanan istifalar konusunda sessizliğini sürdüren parti yönetimi belli ki çok sıkışmış. Önceki akşam tam kadro bir tv programına katılarak 15 ay birlikte çalıştıkları hükümet ortaklarını suçlayarak kendilerini aklamaya çalıştılar. Madem iş yapmalarını engelleyen üç parti idi, şimdi artık elleri rahatladı, o “yaptırmadılar, engellediler” dedikleri ne varsa yapsınlar da görelim. Ama daha güvenoyu almadan kırdıkları potlar her şeyi açıklıyor…

 

BECERİRLER Mİ ACABA:

Yıllardır her gelen hükümetin programında yer alan, iktidarların öncelikli hedefleri arasında bulunan ancak bir türlü hayata geçirilemeyen“Kamu Reformu Yasası” yeni hükümet programında da yer aldı. Sendikaların bazı maddelerine tepki gösterdiği yasa tasarısını hayata geçirmek bu hükümete nasip olur mu bilemeyiz ama, eğer başarırılarsa yıllardır hiçbir hükümetin başaramadığını başararak önemli bir işe imza atmış olurlar…

 

YAPILMASI GEREKEN AMA HAYAL:

Cyprus Mail’de yazar Christos Panayotides, Güney Kıbrıs’ın Türkiye ile enerji konusundaki çıkmazı aşmasının yolunun, Kıbrıs konusunun çözülmesi ve ada etrafındaki servetin birlikte çıkarılması olduğunu yazmış. Mesele de bu ya zaten. Kendi liderlikleri, o güce tek başına sahip olmak için federasyondan da vazgeçmedi mi? Crans Montana’da masayı devirip kaçmadı mı? Şimdi de açıktan ayrılığın yollarını aramıyor mu? Üstelik de sırtını sıvazlayanlar varken, böyle bir öneri için çok geç kalındığını düşünürüm…

 

FASULYENİN YAHNİSİ:

UBP-HP hükümetinde Turizim Bakanlığı koltuğıa oturan Ünal Üstel ilk açıklamasında, ulaşımın pahalı oluşunun hem turist, hem de yerli halkı olumsuz etkilediğini söyleyerek bu konuya “özel ilgi” göstereceğini söylemiş. Son iki dönem ayni koltukta oturan Ataoğlu da en çok bilet fiyatlarıyla ilgili açıklamalar yapmış ancak, hiçbir sonuç alamamıştı. Şimdi yeni bakan da aynısını söylüyor. Ne diyelim inşallah bu konuya çözüm üretir ama hiç sanmıyorum. Rahmetli Ciğerci Ahmet’in dediği gibi “fasulyenin yahnisi, gitti geldi aynisi” hesabına düşmeyiz inşallah…

 ZİRVEDEKİLER

ALO 1181: Trafik Dairesi, toplu taşımacılıkla ilgili şikayetlerin bildirilebileceği bir telefon hattı oluşturmuş, Alo 1181. İyi olmuş, gerçekten ihtiyaçtı, turistlerden sürekli şikayet duymaktaydık.  Ben de defalarca yazdığımı bir kez daha bu vesileyle yazayım, özellikle Girne bölgesinde trafiği felç eden sorunların başında, ihtiyacın çok üzerinde verilen dolmuş izinleri geliyor. Boş gezdikleri için de yollarda yolcu beklemeler, olur olmaz yerden yolcu almalar, köşe başlarında trafiği engelleyecek şekilde beklemeler. Önce bu dolmuş enflasyonunu bitirmek gerekiyor.

 DİPTEKİLER

Tatil Histerisi: Sanki bu memleket memurdan oluşuyor. Vay efendim, devlet  bayram tatilini 10 güne çıkartmamış. Bakan da çıkıp, “vaktimiz yoktu” diye bir gerçekçe sunmuş. Yani kararı çıkaracak vakti olsa, yapacak. Yahu kardeşim, memur kaç kişi, özel sektör çalışanı kaç kişi. Devlet tatil ilan etse, patronlar izin mi verecek? En basiti, Türkiye’de borsa açık, öyle olunca tüm bankalar çalışacak. Bir de haberi “şok” falan diye vermiyorlar mı… Resmen şaşırttık yani…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar