Tutuklu yargılanmaktan kurtulamadı - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Çarşamba, Mayıs 1, 2024
KıbrısManşet

Tutuklu yargılanmaktan kurtulamadı

Girne’de 21 Ocak’ta yaya Veysel Can’a arabasıyla çarparak ölümüne neden olan Mahir Salman Söker’in 73 km/s hızla gittiği tespit edilirken, yayanın alkollü olduğu iddiaları testler sonucu çürütüldü

Girne’de Ecevit Caddesi’nde 21 Ocak’ta Veysel Can’a çarparak ölümüne neden olan Mahir Salman Söker dün yeniden mahkemeye çıkarıldı.  İddia makamı zanlının tutuklu yargılanmasını talep ederken, savunma itiraz etti. Bunun üzerine saatler süren bir duruşma gerçekleştirildi.


Savunma mahkemeye zanlıyı ve zanlıya kefil olacak 5 kefil dinletirken, çarpışmada sürücünün değil yayının suçlu olduğunu belirtti.

Girne Trafik Şubesi’nde görevli polis çavuşu Dilara İrdem, Girne’de Ecevit Caddesi’nde Büyük Anadolu Otel önünde, 21 Ocak saat 19.00 sıralarında Mahir Salman Söker’in (E-42) kullandığı RF 453 plakalı salon arabayla, çift şeritli yolun sağ şeridinde aşırı süratli ve dikkatsiz bir şekilde seyrettiği sırada Büyük Anadolu Otel önlerinde yaya olarak yolun karşısına geçmeye çalışan ve adada turist olarak bulunan 51yaşındaki Veysel Can’a çarptığını söyledi.

Polis, Can’ın olay yerinde yaşamını yitirdiğini belirtti. Zanlının olay mahallinde gözaltına alındığını kaydeden polis, gönüllü ifade verdiğini belirtti.

 

“70-80 kilometre hızla gittiğini itiraf etti”

Polis, zanlının olay mahallinde gözaltına alındığını ve gönüllü ifade vererek 50 kilometre gitmesi gereken yolda 70-80 kilometre hızla seyrettiğini itiraf ettiğini söyledi.

Polis, ayrıca aracın navigasyonunda inceleme yaptığını, hız limitinin 73 kilometre olduğunu belirlendiklerini aktardı.

 

“Alkol testi negatif”

Veysel Can’a otopsi yapılıp, alkol analizi için kan örnekleri alındığını kaydeden polis, yapılan incelemede test sonuçlarının negatif çıktığını açıkladı.

Polis, otopside Can’ın ölüm nedeninin ise çoklu kaburga kırığı, kafatası kırığı, beyin ve iç organ kanaması sonucu olduğunun belirlendiğini açıkladı.

Zanlının ülkede çalışma izinli olduğunu, bir çocuğunun KKTC’de diğer üç çocuğunun ise Türkiye’de olduğunu, zaman zaman onları görmeye gittiğini kaydeden polis, zanlının gerekli dikkati göstermeyip ölümle sonuçlanan kazaya neden olduğunu, yargılanması halinde hapis cezası almasının yüksek ihtimal olduğunu belirtti.

Polis, bu nedenlerle zanlının tutuklu yargılanmasını ve 3 ay süreyle cezaevine gönderilmesini talep etti.

Polis, zanlı avukatının bir önceki duruşmada “aracın sensörleri var. Eğer yaya aniden yola çıkmasaydı, algılar otomatik fren devreye girerdi” iddiasına ilişkin de açıklama yaptı.

Polis, araç uzmanıyla yapılan görüşme söz konusu teknolojinin sadece araçları fark edecek bir yapıda olduğuna, yayaları algılamadığına dikkat çekti.

Polis, yayanın yola çıkıp, 3 adım attıktan sonra aracın çarpması sonucu yaşamını yitirdiğini ifade etti.

Çarpışmanın gerçekleşen yolda uyarı levhalarının, aydınlatma ışıklarının mevcut olduğunu kaydeden polis, sürücünün yasal limit olan 50 km de seyretmesi halinde yayayı görebileceğini söyledi.

 

Avukat: Yoldaki aydınlatma lambaları çalışmıyordu, kim isterse olsun kurtulamazdı

Polisin iddiaları üzerine zanlının avukatı Ünver Bedevi,  çarpışmanın gerçekleştiği tarihte hız limiti levhasının olmadığını, kazanın ardından konulduğunu iddia etti. Bedevi ayrıca kazadan sonra orta refüj içerisindeki ağaçların budandığını, otların temizlendiğini söyledi. Bedevi, çarpışmanın olduğu tarihte söz konusu yerdeki aydınlatma lambalarının da çalışmadığını iddia etti.

Bedevi, müvekkilinin kullandığı aracın son teknoloji donanımlı bir araç olduğunu, yayanın aniden yola çıkması nedeniyle otomatik fren sisteminin devreye girmediğini öne sürerek, “Bu teknoloji hem araçları hem yayaları hem de kütleleri algılar. İster araç 50 ister 80 km ile gitsin yine de algılar” dedi.

Bedevi, kaza akşamı yolun karanlık olduğunu, yayanın aniden yola atladığını ifade ederek, “kim isterse olsun kaza yapmaktan kurtulamazdı” dedi.

Bebevi, tutuklu yargıya itiraz ederek, zanlının 5 yıldır ülkede çalışma izni ile bulunduğunu, yargıdan kaçmayacağını, kazanın oluşumunda yayanın kusuru olduğunu; yaya geçidinden geçmeyerek gayri yasal davrandığını, aniden yola atladığını, zanlının yargılanması halinde hapis cezası dahi alamayacağını, ortada aşırı sürat suçu bulunmadığını belirterek, tutuksuz yargı talep etti.

Bedevi, zanlıyı ve zanlıya kefil olabilecek 5 kişiyi tanık olarak mahkemeye dinletti.

 

Zanlı: 5 yıldır şoförlük yapıyorum, oradan defalarca geçtim

Tanık kürsüsüne çıkan zanlı çarpışma akşamı havaalanına yolcu götürdüğünü ifade ederek, “5 yıldır şoförlük ve güvenlik işi yapıyorum. Kazanın meydana geldiği yerden defalarca geçtim. Kaza akşamı aniden önüme gölge gibi bir şey çıktı. Kurtarmaya çalıştım ancak başaramadım. Çarptım ve yaya ön camın üzerine düştü. Şoka girdim” dedi. Zanlı tutuksuz yargılanması halinde yargılamadan kaçmayacağını da öne sürdü. Zanlı ayrıca kazanın meydana geldiği yolda 50 km levhasını da görmediğini söyledi. Zanlı ayrıca ışıklandırma olmadığını da belirtti. Zanlı “Allah’ın takdiri, yapacak bir şey yok” dedi.

Tanıkların dinlenmesinin ardından Yargıç Meltem Dündar, aktarılan tüm hususları değerlendirip, zanlının tutuklu yargılanmasına ve bu amaçla 1 ayı aşmayacak bir süre ile cezaevine gönderilmesine emir verdi.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar