Tel tel dökülüyoruz... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Tel tel dökülüyoruz…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Geçtiğimiz hafta patatesteki son durumu yazmaya çalışmış ve sormuştuk, “O zaman TÜK niye var” diye…

Bakan Erkut Şahali dün bir mesaj yayınladı. Söyledikleri aşağı yukarı bizim yazdıklarımız.


İhracat konusunu merak etmiştik.

Sadece güneye gidenin rakamını açıklamış, 539 ton.

Ya Türkiye’ye, ya başka ülkelere?…

Dedik ya, 2015’de 100 bin ton Türkiye’ye ihraç edilen patates nasıl bu kadar azaldı, hatta yok oldu?

Her neyse, Bakan TÜK konusuna değinirken, üreticinin ürününü TÜK’e satma zorunluluğu olmadığını, bundan sonrası için TÜK’e satmayana yaptırım uygulayacaklarını söyledi.

Bir de, ithalat maskaralığa dönünce, TÜK’e ithalat için araştırma yapma görevi verilmiş.

Ha, bu arada toptancıya da…

Geçen gün sormuştum, patates üreticisi neden adam gibi kooperatifleşmez diye. İşte durum ortada. İthalatı bile doğru dürüst beceremediler ki, kendi mallarını pazara ulaştırıp aracıyı devreden çıkartabilsinler.

Neresinden tutarsan tut, tel tel dökülüyoruz.

Bu arada fırsatçı da her alanda malı götürüyor…

Bu işin içinden pis kokular geliyor…

Bunu söyleyince de kızarlar…

BİR ÇIKIN DA AÇIKLAYIN NE OLUR…

Etrafımız hakkında bilgi sahibi olmamız için facebook’un icat edilmesi gerekiyormuş.

Her gün yeni bir haber. Fena da olmuyor. Herkes herşeyden haberdar oluyor. Tabii kaynağı şüpheli ya da gerçek dışı olanları ayıklayabilmek kaydıyla.

Geçen hafta, önce Girne’nin ilk yerleşim yeri Kirsokava (Chrysokava) mağaralarını duyduk. Girne eski ve yeni liman arasındaki bölgeden, asker çekilince ortaya çıkmış.

Milattan Önce 6. yüzyıla dayanan bir tarih. Mağaralar, mezarlar, yer yer freskler.

Uluslararası eski eserler envanterlerinde yeri var. Hatta 10. binde Hristiyanlar buraya bir de kilise inşa etmişler. Adı Aya Mavra… Turistlerin, ellerinde haritalarla bölgeyi aradıkları biliniyor ama, tek bir tabela bile yok… Üstelik, ulaşabilmek için yonlarca çöpün arasından geçmek gerekiyor. Uyuşturucu müptelalarının, belki başka krimallerin saklanma yeri görüntüsü var…

İkincisi Ozanköy’de bizim Şövalye Yolu tabir ettiğimiz, literatürde Crusader Path yani Haçlı Yolu olarak yer alan bir eski patika… Ozanköy’den, Bellabais Manastırı’nın altına kadar çıkıyor.

Bu yılın başında, birileri inşaat yapma adına yolu kafasına göre genişletmişti. Bölge sakinlerinin tepkileri nedeniyle bu faaliyet durmuştu. O zaman duran inşaatlar şimdi yeniden başlamış. Şimdi kalkıp oraya bir de asfalt dökmesinler…

Yola zarar verildiğini söyleyen var, verilmediğini de iddia eden var. İnşaatlar izinliymiş.

Diyeceğim şu ki, her iki konu da günlerdir medyada tartışılıyor. Ve bir yetkili yok, çıkıp kamuoyunu aydınlatsın…

Mesela tarihi değerleri gerçekten nedir? Eski Eserler Dairesi durumlardan haberdar mıdır? Koruma tedbirleri alınacak mı? Daha beter yok edilmesi önlenecek mi?

Bekleyelim mi?

Yoksa vaz mı geçelim?…

 

YERİN KULAĞI VAR

MİLLETLE DALGA GEÇİYORLAR:

Ticaret Odasının “ucuzluk kampanyası” çağrısına katılan şirketlere şöyle bir bakın. Beyaz eşya, elektronik, butik, ilk dairede %5, ikincide %10 ve üçüncü daire alımında %15 indirim… Bir kaç market de var ama birisi 5 ürün alırsanız bir birini bedava veriyor, bir diğeri ise şalgam suyu ve nar ekşisinde indirim yapıyor. Artık kimse pahalılıktan şikayet edemez. Ekmek, et, süt yoğurt yerine ister ev, ister yedek parça, isterseniz buzdolabı alın. Üstüne de şalgamı içtiniz mi, keyfiniz yerine gelir. Resmen ucuzluk diye dalga geçiyorlar…

 

HAK ETMİYORLARMIŞ:

Yenidüzen’de Fayka Kişi, Ticaret Odası Başkanı Turgay Deniz’le röportaj yapmış. Deniz, “İş insanımız fırsatçıdır, kazıkçıdır lafını hak etmiyor” diyor. Gözüme mi, size mi Sayın Deniz. Döviz yükseldiği anda, çoktan ithal edilmiş, haydi stoktakileri geçtim, rafta duran mala yüzde ellinin üstünde zam yapıldı bu ülkede. Buna siz ne ad veriyorsunuz? Yoksa bu da hakları mıydı?…

 

BOŞUNA BEKLEMEYİN:

Patateste yeni ürün piyasaya çıkacak ve fiyatlar düşecek diye kimse kendini avutmasın. Bu ülkede çıkan fiyatın düştüğüne pek rastlanmaz. Özellikle de patates konusunda Bakan Şahali’nin açıklaması, ucuzluk hayali kuranları hüsrana uğratır. Ne diyor Şahali, “sonbahar ürünü patatesin hasadı başladı ancak fiyatı, maliyetler dikkate alındığında çok yüksek seyretmektedir”.

 

ZAMLARA HAZIR OLUN:

Bakanlar Kurulunca 7 milyar 705 milyon TL olarak onaylanan 2019 bütçe yasa tasarısında, bütçe açığı 825 milyon TL olarak öngörülüyor. Bu açığı kapatmak için gelirleri artırmak şart. Devlet de gelirini direkt veya dolaylı vergilerle artırır.Bu da demektir ki, önümüzdeki yıl daha çok tasarruf ve daha çok zam haberleri duyacağız. Hayat pahalılığı alacağım diye hesap yapanlar, dolaylı vergilerle bunu kat kat ödeyeceklerini de bilsinler. Ya özelde çalışanlar? Sözün bittiği yer.

 

ENFLASYON RAKAMLARI TUHAF:

Enflasyon Türkiye ile aynı gün açıklandı. Ama bir tuhaf. KKTC’de son bir aylık enflasyon  yüzde 1.58,  Türkiye’de 2,67… Aynı parayı kullanıyoruz. Üstelik bizde dövizden dolayı yediğimiz bir vurgun var. Buna rağmen, Ekim ayında neredeyse bizde Türkiye’nin yarısı kadar.  Yıllık enflasyona baktık. Ekim ayı itibariyle bizde yüzde 38.13, Türkiye’de 25,24… Hadi bakalım. Yıllıkta da onlar düşük. Aslına bakarsanız, bu rakamlar ne derse desin, biz cebimizden çıkanı iyi biliyoruz…

 

VAH CEMAL HOCA VAH:

Seçmenden oy isterken, okullarda laik bir eğitim sisteminin geçerli olacağını, İlahiyat Kolejinin denetim altına alınacağını söylemişti. Bırakın bu sözlerini yerine getirmeyi, 10 Kasım Cumartesi’ye düştüğü için Atatürk’ü 9 Kasımda anma kararı aldı. Vah hocam, değiştin demek istemem ama, hayal kırıklığı yarattın…

ZİRVEDEKİLER

Bülent Ecevit: Türkiye’de Karaoğlan, bizde ise daha çok Kıbrıs Fatihi olarak anılırdı Bülent Ecevit. Atatürk dışında KKTC’de heykeli dikilen nadir siyasetçilerden birisi. Başbakanlık koltuğunda oturup da bırakın zenginleşmeyi, mal varlığı eksilen belki de tek siyasetçi odur. Çağdaşlığı, mütevaziliği, şair kimliği ve üstün zakasıyla bir döneme damga vuran Ecevit aramızdan ayrılalı 12 yıl olmuş.  Sevgiyle anıyoruz…

DİPTEKİLER

Korktuğun Başına Gelecek: DİSİ Başkanı Papadopulos, “Konfederasyon veya iki devletli bir çözüm asla düşünülmemeli” demiş. İyi de siz federal bir çözüme de, Kıbrıslı Türklerin bu adada en az sizler kadar eşit haklara sahip olmasına da karşısınız. Ama tüm bunlara rağmen en büyük korkunuzun “adanın bölünmesi” olduğunu söylüyorsunuz. Hiç merak etmeyin, siz bu kafayla gittiğiniz sürece çok yakında o korkunuz gerçek olacak…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar