Tehlikeli oyunlar! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

Tehlikeli oyunlar!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Felaket tellallığını sevmem! “Battık çıktık” feryatlarına kulak asmam! Dün çok iyiydik de bugün kötü mü olduk laflamalarına prim vermem…

Hele Kıbrıs siyasi sorunuyla KKTC’nin sosyoekonomik durumu söz konusu oldu muydu “geçmişin” hasretini hiç çekmem, bugünleri başımın tacı yaparım..


FAKAT bizim yetişmekte olan çocuklarımızla birlikte “geleceklere” yürümekte olduğumuzu, kesinlikle “geleceklerin” bugünlerden daha güzel, daha müreffeh, daha huzurlu ve istikrarlı olmasını (istemeyen mi vardır) çok isterim!

Bu nedenledir ki “geleceği” gözlerken, bugünü her bir şeyiyle çok iyi inşa etmemiz gerektiğine inanırım da hem siyaseten hem ekonomik yönden bu konularda başarılı olamadığımızı hayıflanarak itiraf ederim!

NİTEKİM farkındasınız:  45 yıldır tüm adanın tanınmış devleti olarak tanınan Güney’deki komşumuz, bir yandan bizi “zamana” havale ederek “çözümsüzlük” ve ekonomik ambargolar altında “Kuzeyin esiri” haline getirirken, öte yandan, vakti zamanı geldiğinde “son darbeyi” vurarak Tüm adanın egemen sahibi olacağı stratejik ilerleyişini sürdürmektedir.

Biliyorsunuz Güney Rum Yönetiminin son siyasi ve ekonomik tasarrufu “Doğu Akdenizi Münhasır Ekonomik Bölgeleri ve Hidrokarbon yataklarıyla bloke etmesidir..” Bu tasarrufuyla da Ege Denizi’nin devamında D.Akdeniz’i de aidiyetine kazıyor ve Türkiye’nin Batı ile Kuzey kıyılarının etrafını bir yarımay gibi kendi egemenlik alanının sınırlarıyla çevirirken, hem bizim hem de Türkiye’nin ayni denizlerdeki haklarını gasp ediyor!.

NİTEKİM Yunanistan ve Rum tarafının son numarası şu olmaktadır:

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de sondaj çalışmaları yapmasına misilleme olarak 3 yıl önce imzaladığı işbirliği anlaşmasına dayanarak Fransa’ya Güney’de “askeri üs” oluşturması için teklifte bulunmasıdır! Gerekçesi de Fransa’nın bölgede çalışmalar yapan Total adlı Şirketininin adada kuracağı üssü ile korumacılığını üslenmesi..

Dolayısıyle ne oluyor? Türkiye D. Akdeniz’de sadece Rum tarafıyla değil, Fransa ile de karşı karşıya gelecek bir rizikoya giriyor.. Ki yanı sıra Amerikan, Yahudi şirketleri de var..

BUNLAR tabi ki tehlikeli oyunlar! Namlusundan çıkacak tek kurşunun Doğu Akdenizi yakıp kavurması, TC ile Yunanistan’ı dolayısıyla adada Kuzey ile Güney’i karşı karşıya getirmesi artık anlık bir olay! Sonunu düşünüp de “korkmamak mümkün mü?

**********

 

DENİZ BİTTİ!

Bu satırları yazarken UBP-HP Koalisyon Hükümetinin oluştuğunu var sayıyorum. Zaten olası bir erken seçim olsa ne HP bulur aradığını ne diğer partiler.

Çünkü sıkıntılar büyük.. Hükümeti hangi siyasi partiler yüklenirlerse yüklensinler devletin “borçlarını ödemesi” yanı sıra “çok ivedi taze ve sıcak para bulması gerektiği de ayan beyan meydandadır!

Yani sık sık tekrarlamış olsam da “liyme liyme” dökülmekteyiz! Çünkü deniz bitti!

NİTEKİM Kırk yıldır, Rum’un mülkü üzerinde büyüyen ve arazi spekülasyonlarıyla şişirilerek rant ekonomisi haline getirdiğimiz inşaat sektörüyle, imar iskân olayları bir kez daha 4 ve 5 Haziran günlerinde “Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinde” Rum tarafındaki bazı mülk sahiplerinin şikâyetlerini görüşmek üzere toplanacak..

Konu, söz konusu Rumların Kuzey’de bulunan taşınmaz mallarının kullanım kaybından dolayı Türkiye’nin ödemekle yükümlü olduğu tazminat ve taşınmazlar..

Nitekim bizim çoktan kadük duruma düşen ve işlevini yitiren Mal Tazmin Komisyonumuz da “artık yok hükmündedir” denmektedir!

BU konuda girişimde bulunan Türkiye AB Konseyi Bakanlar Komitesine, mülklerin yasa dışı satışı ve bunlardan faydalınılmasını göğüsleyen KKTC’deki mevcut tedbirlerin konuların kapanması için “sonuç verici” olduğunun kabul edilmesi gerektiğini istemişse de…

Biliyoruz ki tıkanan “iç hukuk” yollarını bu kez de bazı mülk sahibi Rumlar yine kendileri açıyorlar.

LOİZİDU Davasından beridir kâbus gibi bu yıllara kadar taşıdığımız Kuzey’deki Rum mülkleri sorununu mesela utancımız olması gereken “kapalı Maraş” gibi dünyaya şenlik “vakıa” ile 45 yıldır sürüklerken, yani hep böyle geldik böyle mi gideceğiz?

…Öte yandan haberlerin içinde boğulmadan yazayım: Rum’lar için Kıbrıs siyasi sorunu her devrede “birincil” oldu!

Ya bizim için? Bizim için “birincil görev” her yıl bir hükümet yıkıp bir yenisini kurmak, olmadı erken seçime gitmek değil midir?..

DİYECEĞİM şu: Hani biz “çözüm falan olmaz” deriz ya!

O zaman “çözümsüzlüğe dayanaklı bir devlet oluşturmamız” gerekir ki yukarıda sözünü ettiğim D.Akdeniz’deki kriz nedeniyle içine düştüğümüz “korkulardan” azade olabilelim.. Kısaca KKTC’i çürümüşlüğünden kurtarıp aklayıp paklama ve “2. Cumhuriyeti yeniden kurma görevinde olabilmeliyiz…”

**********

 

KISACA TAKILDIĞIM: (ET SORUNUNU KİM ÇÖZECEK?)

Size şaka gibi gelecek ama yeni kurulacak koalisyon Hükümetini bekleyen en önemli sorunlardan biri artık “kaçaçılıkla kazıklamasının” şah damarında atarken, hemen her gün haberleriyle gündeme gelen “et sorunudur!”

Şöyle ki ne zaman bu ülkede et sorunu çözülür, biline ki daha beteri olamaz, otomatik olarak siyasi sorun da çözülür!

Artık ayıptır ama! Hemen her gün haberleri yayılır: “Yok Rum tarafından kaçak getirilen etler..” Yok “ağıllarda bulunan kokmuş etler..” Yok “pahalı etler…” Diye diye bu ülkede “et üzerinden spekülatif haberler uçar! Sorunu hangi hükümet çözerse biline ki “KKTC tarihine altın harflerle kazınacaktır!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar