Rum basınından ilginç bir haber.
Güneydeki Türk mallarının 74 sonrası resmi idarecisi olan “Vasilik” makamının bir yetkilisi, Fileleftheros’a yaptığı açıklamada, güneyde mahkemenin, “bir Kıbrıs Türk malı istimlak edildiği zaman, taşınmaz malına denk gelen istimlak fiyatının, bu amaç için oluşturulan fona değil, Kıbrıslı Türk mal sahibine verilmesine karar verdiğini” açıklamış.
Bu yeni bir gelişme…
Birtakım efsaneler duymaktaydık. Malı istimlak edildiği halde “çözüme kadar falan fona yatırıldı, çözümden sonra alabilirsiniz” denilenler ve son dönemde istimlak parasını aldığı iddia edilen bazı Kıbrıslı Türkler…
Güney’deki malları için dava açan yüzlerce Kıbrıslı Türk’ten de bahsediliyor. Kuzeyde Rum malı tutanların başvurularının kabul edilmediği, ancak herhangi bir mal almayanların çocuklarının akın akın mahkemeye gittiği belirtiliyor.
Fileleftheros, bugüne kadar istimlak edilen Kıbrıs Türk mallarının değerinin 300-400 milyon Euro olduğunu da yazdı. Korkunç bir para.
Peki hükümetimiz, daha doğrusu devletimiz buna nasıl bakıyor?
Haydi diyelim ki, güneydeki malını satmaya kalkanın kuzeyde mal alıp almadığını Rum yetkililer kontrol ediyor.
Ama ya istimlak parası için başvuranlar? Bunlar için de aynı kriter geçerli mi?
O insanların güneydeki mallarından feragat edip etmediklerini KKTC devletinin yakından takip etmesi gerekmez mi?
Mal Tazmin Komisyonuna fon yaratmak için emlak vergilerine getirilmek istenen zamma toplumun bir kesimi, “Ben Rum malı tutmuyorum, vergiyi onlardan alın” tepkisi gösterirken, bir adaletsizlik daha ortaya çıkmasın.
Senin malın benim malım, benim malım gene benim malım hikayesi…
“Aman seçim zamanıdır, sesimizi çıkartmayalım” denmez umarım.
En azından Dışişleri Bakanlığı’nın konuyu takip ettiğini bilsek, rahatlayacağız…
BU TASARI DUVARA ÇARPACAK…
Maliye Bakanı’nın “zam değil indirim yaptık” diye savunduğu yeni vergi değişiklikleri, her gün bir başka yönüyle eleştiriliyor.
Daha çok ve kaliteli üretime, teknolojik gelişmelere ulaşmanın en doğrudan yolu olan kooperatifleşmenin desteklenmesi dünyada artık tartışılmayan bir gerçek. Ama burada KKTC’de eğilim, teşvik edici değil, caydırıcı.
Son örnek, kooperatiflere getirilmek istenen yüzde 120’lik ek vergi yükü…
Beş kooperatif yaptıkları ortak açıklamada, ayrıca kurumlar vergisinin yüzde 10’dan 22’ye çıkarılmak istendiğine işaret ediyor. Maliye Bakanı kurumlar vergisinde de indirimden bahsediyordu.
Her neyse; bütçe açığını kapatmaya yönelik bu vergi çabası duvara vuruyor. Hem de tam cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde.
Devlet, toplumun genelini rahatlatacak, mutlu azınlığın muafiyetlerini elinden alacak bir düzenleme ile çok daha fazla kazanç sağlayabilirdi.
Ne yazık ki yapılan, tam tersidir. Toplumun en eski dayanışma örgütü kooperatiflere kadar uzanmıştır…
YERİN KULAĞI VAR
POPÜLİZMİN DİBİ:
Kudret Özersay, tüm KKTC vatandaşlarının güneye gidebilmesi için inisiyatif alacaklarını söylemiş. Nasıl olacak anlamadık. İki devletli çözüm gibi mi? Bir kere Rum kabul etse, AB karşı çıkacak. Adamın bir vize kuralı var. İkincisi, bunu söyleyen kişi şu anda da Dışişleri Bakanı, niye o girişimleri şimdiden başlatmamış? Üçüncüsü, hedef kitlesi olan Türkiye kökenliler bile böyle bir şeyin hayal olduğunu bilirler. Kısacası, Kudret Hoca da popülizmin dibine vurmuş…
ÇALUDA’DAN HP’YE MESAJ:
UBP Milletvekili Aytaç Çaluda, önümüzdeki 6 ayda inatlaşmanın bir kenara bırakılmasını isteyerek, “Kim ne yapacaksa yapsın. Bu hükümet bozulacaksa da bozulsun. Meclis’te bu konuda oylama da gelirse benim oyum ret olur. Bu plan adaletli olsaydı bu kadar insan niye feryat etti” diyerek ortağı HP’ye İmar Planı konusunda inceden mesaj gönderdi. Belli ki Çaluda’da, HP’nin bu eleştirilere bir şey söyleyemeyeceğini iyi biliyor. Çünkü elleri mahkum. Bir şey deseler kendilerini kapının önünde bulacaklarını çok iyi biliyorlar…
BİR KARAR VER:
YDP’nin cumhurbaşkanı adayı Erhan Arıklı, bir taraftan kesinlikle “ikinci tura kalacağız” derken, diğer taraftan, “ikinci turda Akıncı’nın karşısındaki adayı destekleyeceğiz” diyerek kendi kendisiyle ters düşüyor. Hadi bizi bıraktım ama, kendi seçmeninizin bu ikilemi nasıl yorumlayacağını, size nasıl güven duyacağını hiç mi düşünmediniz…
EKONOMİ UÇUYOR:
Müteahhitler Birliği imzalanmayan İmar Planına karşı bugün araçlı eylem yapıyor. CAS çalışanlarından 3 kişi Başbakanlık önünde “ölüm orucu” başlattı. Hür-İş Federasyonu, Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanana kadar Başbakanlık önüne çadır kurup imza kampanyası başlattı. Tüccar, esnaf kan ağlıyor. Hükümete sorsan, ülkede her şey iyiye gidiyor. Patlıcan 20, kabak 18 lira olmuş, onlara göre enflasyon yüzde bir kusurda kalmış, memleket ekonomisi resmen uçuyor.
KEŞKE YARINI ÖNGÖREBİLSELER:
Hükümetin 2035 ekonomik vizyonunu tanıtmak için nasıl çırpındıklarını gördükçe güleyim mi, ağlayım mı bilemiyorum. Kendilerince, 15 yıllık bir “ekonomik vizyon” safsatasını halka yutturmaya çalışıyorlar. Bırakın 2035’i yarını öngöremeyenler, yaptıkları yanlışlarla vizyonu değil, vizyonsuzluğu inşa ettiklerinin bile farkında değiller…
TEKLERİ TUTUŞTU:
Et fiyatlarının astronomik seviyeye yükselmesi, et ihtiyacının da tamamen güneye kayması sonucu hükümetin, et ithaline yeşil ışık yaktığı dedikodusu bile bazılarını oldukça rahatsız etmiş anlaşılan. Et ithal edilecek olması hayvancı ile kasapları karşı karşıya getirmeye yetti. Üretici kasapları suçlarken, kasaplar et ithaline sıcak bakıyor. Vatandaşın tek isteği ise, tenceresinde etin ucuza kaynaması…
ZİRVEDEKİLER
Bertan Tokar (Yenidüzen): “Eğer aftan yararlanan bir mükellef, af sonrasında hiçbir şeyin değişmediğini, sosyal güvenlik primi ödememeyi teşvik eden faktörlerin hâlâ varlığını sürdürdüğünü görecek olursa, haliyle, davranışlarını değiştirmek için bir neden göremeyecektir. Dolayısıyla, af yasa uygulamalarının başarılı sonuçlar içerebilmesi, af kanunu uygulanırken, affa neden olan faktörlerin ortadan kaldırılmasını sağlayacak ek önlemlerin alınması ve gerekli reformların yapılmasıyla mümkündür”…
DİPTEKİLER
Vergi Artışı İle Yüzsüz Affı Aynı Anda: Meclis Ekonomi, Maliye, Bütçe ve Plan Komitesi, “Birikmiş Kamu Alacaklarının Tahsiline İlişkin İndirimli Mali Düzenleme Yasa Tasarısı’nı” görüşmeye devam etmiş. Adından da anlaşılacağı gibi, vergi yüzsüzlerine af. Sigortalardan, muhaceret cezalarından sonra, şimdi de devlet diğer alacaklarından feragat ediyor. Halka yeni vergi artışları getirilirken, vergisini ödemeyene de yeni ödül. Görüştükleri diğer bir yasa değişikliği ise, kumarhane işletmecilerinin önündeki “kısıtlamaların” kaldırılması. “Neye karşılık” diye hiç sormayın. Sesinizi çıkartmadığınız sürece, daha neler göreceksiniz. Tam seçim yatırımı…
