21 Aralık 1963 yılını hatırlayanlar elbette ki gitgide azalmaktadırlar.
Ne var ki böylesi tarihe kazınmış ulusal mücadeleler “hatırlanmaktan” öte nesilden nesile “yaşatıldıkları için “tarihi” olurlar..
Nitekim “yaşayıp yaşatılsın” diye 21 Aralık 1963 Kanlı Noel çarpışmaları da tarihi önemi içinde taşındı geleceklere. Adını da “Ulusal Mücadele ve şehitler Haftası” olarak kaydetti tarihe..
Türk halkının Kıbrıs’ta Rum saldırılarına karşı ulusal direnişinin hem başlangıcı hem de tarihidir 21 Aralık 1963.
Altını bir kez daha çiziyorum: “Ulusal direnişinin..” “Saldırısının” değil çünkü saldıran her zaman hep Rum toplumuydu! *****
NİÇİN ama? Neden Rum toplumu hem de 1960 Kıbrıs Cumhuriyetini yıkarak 1963 Aralık ayında üstelik kendileri için en büyük paskalyaları olması gereken, bu nedenle kiliselerinde “Noel ayinleri” yaptıkları kutsal bir “haftanın” ilk gününde, Türk halkına yönelik resmen silahlı saldırıya geçtilerdi? Zaferlerini Noel’le kutsamak için mi?
Hem de Başta Başpiskopos ve KC’nin Cumhurbaşkanı olan Makarios’un.. İngiliz ordusunda 2. Dünya savaşına askeri pilot olarak katılmış, Denktaş’ın da arkadaşı Avukat Klerides’in.. Azılı Eokacı’lardan Yorgacis’in.. Yunanistanlı asker Eoka kurucusu Akritas’ın, hazırladıkları “Akritas Planı” uygulamasında!..
Amaç şuydu: Kısa sürede Lefkoşa’nın Türk kesimine askeri bir harekâtla girerek Türk ahaliyi esir almak.. Türkiye’nin havadan yapacağı müdahaleyi de “Türkleri rehine olarak” elinde tutup önlemek!.”
İkinci amaç zaten Lefkoşa teslim olduktan sonra diğer Türk yerleşim yerleriyle kasaba ve köyleri de kendi yönetimlerine geçirerek, tüm Kıbrıs’a egemenliklerini” sermek!
Üçüncüsü de “enosisi” yani Kıbrıs’ı Yunanistan’a ilhak etmek!
*****
FAKAT neden? Neden mesela şimdilerde de “Türklerle Rumlar asırlarca birlikte yaşadılardı” denilen (aslında büyük yalana karşın) Rumlar böylesi bir darbe gerçekleştirdilerdi?
Çünkü öteden beri hem kendilerini “Yunanistan”ın adadaki etnik Helen uzantısı olarak gördülerdi (ki hâlâ öyle görmekteler) hem de Kıbrıs adasının tümden sahibi..
Rum toplumu için adadaki varlıklarının asıl nedeni Yunanistan’la birleşmekti..
Kanlı Noel akşamı başlayan Rum harekâtı “megali idea” dedikleri bu amaca ulaşmanın tarihi yıldönümüdür!
*****
ANCAK başaramadılar! Ne 1963 saldırılarıyla ne 1974 darbesiyle!
İyi ki “Türkiye” garanti anlaşmalarından doğan hakkında vardı da başaramadılar!
Fakat bu “idea” dedikleri “mücadeleleri” bitmedi! Askeri ve terör olaylarıyla başaramadıklarını şimdi de “müzakerelerle” başarmaya çalışırlarken; adada amaçlarına yönelik iki büyük başarının sahibi oldular:
Bir: Kıbrıs Cumhuriyetini 1963 Kanlı Noel harekâtıyla yıkan kendileri oldukları halde, ayni KC’nin hem tek sahibi hem de tanınmış devleti oldular! İki: Türk halkını Kuzey’in mahkûmu durumuna getirirlerken hem BM’lerin hem de AB’nin üyesi olarak Türkiye karşısında siyasi avantaj yakaladılar!
Üç: Türk tarafını ambargolar altında tutarken yıllardır müzakere masasında oyalama taktikleriyle de bir gün tüm adaya egemenlikleri koyacak zamanı gözlemeye başladılar.. Yani düşman hâlâ pusuda beklemektedir!
*****
BU basit ve herkeslerin bildiği yada bilmesi gerektiği “anlattıklarımıza” şunu da ekleyelim:
Aradan yarım asrı aşkın süre geçti! Bu süre içinde bu adada Rumlar tarafından ezilen, dışlanan, yokluklar ve ambargolar altında yaşamak zorunda bırakılan Türk halkı oldu!
Ve bugün bile Türk halkı Güney tarafından ayni zulmü görmeye devam etmektedir!.. (Bu dava bu adada daha çok sürer, biline.) Ve: *****
“YAZIK” diyorum: Bu “Rum”a karşı KKTC’de hâlâ “Türkiye dışarı Rum içeri diyenler” vardır! Hâlâ Rum toplumu ile “eşitlikçi ortak” olunabilineceğini sananlar vardır! Ve hâlâ Güney’de barışçı çözüm arayacağım derken Kıbrıs Türk halkının “ulusal özgürlük ve egemenlik davasına” tüküren Türkler vardır!.. Herkes yürüdüğü yolun yolcusudur ama!
