PAZAR SOHBETİMDİR: (KORONA VİRÜSÜNÜN ANLATTIKLARI?) - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 18, 2024
Köşe Yazarları

PAZAR SOHBETİMDİR: (KORONA VİRÜSÜNÜN ANLATTIKLARI?)

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

KÖŞEMDEN:

Bir gün dünya insanları, 2020 yılının Mart ayına, “bir varmış bir yokmuş” başlığını attıktan sonra hikâyesine devamla  şöyle anlatacaklar başlarına gelenleri:


      BİR Koronavirüs varmış! Ki korkusu tüm dünyayı sarmış. Çünkü görülüp yayıldığı, bulaşıp yapıştığı yerde “can almanın” görevli celladı olurmuş! İnsanlar korkularından evlerinden çıkmaz olurlarken, tüm dünya ülkeleri giriş çıkışlara kapatmışlar sınırlarıyla kapılarını!

İnsanlık çok panik yaşamış, çok korkmuş ama bu virüs kadarı korkutup panik yaşatanı görülmemiş..

Hatta o kadar insafsız ve gaddarmış ki zengin fakir, ünlü ünsüz, büyük küçük, kadın erkek, patron işçi… Ayırımı yapmadan… Kim çıkmışsa önüne, kim yaklaşmışsa bulunduğu yere, kim zayıf düşmüşse, kim almamışsa gerekli tedbiri… Yapışmış yakasına…  Önce ateşler içinde yakmış sonra öksürte öksürte canını almış…

Çok ama çok korkmuş insanlık!

***

İŞTE geçmişlerde  1.2. Dünya savaşlarının, Atomun nükleer bombaların, Kanserin vebanın, kuraklığın susuzluğun, yangınların sellerin, depremlerin tusunamilerin, rüzgârların fırtınaların…

Korkutamadığı “Dünya insanları,   öyle korkmuşlar öyle korkmuşlar ki “el sıkışmaktan da vazgeçmişler evlerine kapanırlarken, seyahat etmekten de!

Hatta “sevişmekten bile sarfınazar eylemişler!”

Ve bir kez anlamışlar ki “evet bu dünya da yalancıdır!”

Ki asırlardır uğruna savaşılan.. Ölünen.. “Politika” denilen kandırmaca yutturmaca sanatına dayalı siyasetlerle yönetilen dünya insanları… Anlamışlar ki “Korono Virüsü kadar bile güçleri yokmuş.. Acz içindeymişler meğer!.. Ki asırlardır titretirlerken birbirlerini korkutarak; şimdi hep birlikte titremekteymişler  korona virüsünden dolayı!

VE ilk defa ne “Trump”a ne Putin’e  ne Atom bombasına ne sesten hızlı uçaklara ne tanklara ne bombalara güvenip sığınmanın  beş paralık değerlerinin olmadığını anlamışlar Korono Virüsü kadar!

***

HATTA “Kapıların” büyük düşmanı Anastasiadis” bile korkmuş!                              Ağa babası Yunanistan ise  Suriyeli göçmenlerle savaşırken  korkusuzca ve kahramanca;  Korona virüsü karşısında bir pısmış, bir sinmiş, bir korkmuş ki..  Miçotakis kurşun döktürmüş kafa tasına, açılsın diye lal olmuş dili!                                                                                                   *****                                           VE KKTC’YE KORONA VİRÜSÜ GELDİ Bakın ne dedi ne anlattı! Sözü Koronalı virüse bırakıyorum:                                  “Benimle ilgili haberler  henüz  yeni yeni dökülmeye başladıydı yazılı ve görsel medyadan.. İnsanların Akıllı telefonları aklımı  durduracak yorumlar yaparlarken; ben Korono Virüsü yayılmaya başladımdı Kıbrıs adasında!                                                    VE durum vaziyetleri başladığımda görmeye,   “hah” dedimdi kendi kendime: “İşte şimdi yedik ayvayı!” Dünya alemi korkuttuk ama mümkün değil korkutalım  Kıbrıs’ın insanlarını!”                                          Ve devam etti anlatmaya Virüs dö Korona:

“NE var ki girdik ya aralarına! İnanılması güç ama onlar değil, önce ben korktum! Çünkü bu memleket bir başka memleket!  Mesela yarısı tanınmış devletmiş diğer yarısı tanınmamış!

Hatta tereddüt de ettimdi. “Acaba dedimdi siyaseten işe tanınmış olan Devletten mi başlayım? Hem resmi olur hem BM’lerli hem Avrupalı!                                                                       Ve öyle yaptım!   İşe Güneyden başladım!       Fakat o da ne? Kapıcı Anatasiadis kapıları kapattı ya Kuzey’e geçeceğim  geçemiyorum!

Galiba bir ara acil ihtiyacı nedeniyle kapıdan ayrıldı da şıpıdık geçiverdim Kuzey’e.   Neyse ki orada bir iki “öncüm virüs” varmış da ben uğramadan, onlar  zar zor bir iki kişinin kanına girivermişler!.

AMMA! İşe başladıktan sonra gördüm ki  “yayılıp  bulaştırıp kanına girip yataklara düşürecek uygun insan yok!”                       Sonra öğrendim: Meğer kaç gündür KKTC’nin Cumhurbaşkanlığıyla Hükümeti ne yapacaklarına karar verememişler bu nedenle insanlar yatarken rölantiye,  çar naçar KKTC halkı gibi nihai kararı beklemeye başladım  ben de!

AMA nafile! Daha Kuzey’e geldiğim gün pişman oldum! Laf aramızda dedim ki hatta kendi kendime,  “ulan ne işin var senin  bu memlekette! Ki  ben bile yaşamayacağımı, dayanamayacağını gördükten sonra, bu insanların nesine neresine nasıl katayım  virüsümü?”                                                                “Kİ etin kilosu seksen lira! Sebzenin meyvenin yanına yaklaşılmaz, elleri, elektrik faturalarıysa canları  yakmakta!                             “Üstelik daha başımı  bile göstermedimdi, marketlerde ne  ekmek kaldı ne makarna bulli ne maske kolonya kaldı eczanelerde?”

“Virüssek virüs ama bizim de yaşam hakkımız var! Ki kısa sürede ne para kaldı ne aş, angaryadan sadece “işi” kaldı başımıza!

Hiç sormayın! Kaç gündür KKTC dedikleri Kuzey’de  kaçacak kapı arıyorum ama hepsi kapalı! Bari gelmişken virüsümü hediye edeceğim bir iki insan arıyorum evlerine kapanmışlar! Patlayıp çatlıyorum ki bir de  bastırırsa sıcaklar, kesin sonum gelir  be dostlar!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar