Oyunu en çok arttıran parti CTP... Ardından UBP geliyor... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Pazartesi, Nisan 29, 2024
Köşe Yazarları

Oyunu en çok arttıran parti CTP… Ardından UBP geliyor…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Seçimlerin, genel siyasi ortama etkisini de göreceğimizi defalarca tekrar etmiştim.

Hatta bu seçimleri yeni bir hükümet formülü olarak kullanmaya hazır kıtaların beklediğini de…


Her ne kadar UBP kendi içinde kurultay öncesi dağınıklık yaşıyor olsa da, yine de “hükümete gelmemiz lazım” diye çırpınanlar var tabii… Her zaman da olacak. Acaba bu seçim sonuçlarıyla aradıklarını buldular mı?

Şimdi; belediye başkanlarında başlayalım… Bu değişik bir konu. Burada partilerin etkisi, genel seçimler gibi değil.

Şahısların kendi özellikleri belirleyici oluyor…

Bir de tabii birden çok partiden destek almaları…

Bu seçimde, çok sağlıklı yürümese de ittifaklar gördük.

Bunun yanında, bir önceki yerel seçimlerde başlayan bir adet, bu defa da sürdü. O da, bazı adayların kazanmayı garanti etme adına, sözde “bağımsız” olarak ortaya çıkmaları. Nitekim Mağusa ve Girne’nin durumu bu…

Onun için, başkanlık seçimlerinin sonuçlarını partiler açısından değerlendirmek doğru olmaz.

Ama Belediye Meclis Üyeleri konusu, bence partilerin güçleri hakkında fikir vericidir.

Şimdi toplam 280 kişi Meclis üyesi seçilmiş.

Çeşitli haber sitelerinde hesaplar, ilk çıkan sonuçlara göre yapılmış ve yanlış olmuş.

YSK’nın dün öğlen yaptığı açıklamaya göre, seçilenlerin 122’si UBP, 94’ü CTP, 21’i HP, 12’si DP, 18’i YDP, 12’si TDP adayı…

Bu durumda, kabaca bir hesap yaparsak durum şu;

UBP: % 43,5

CTP: % 33,5

HP: % 7,5

DP: % 4,2

TDP: % 4,2

YDP: % 6,4

Dönelim bir de Ocak 2018 genel seçim sonuçlarına bakalım;

UBP: % 35,6

CTP: % 20,9

HP: % 17,1

DP: % 7,8

TDP: % 8,6

YDP: % 6,9

En çok Belediye Meclisi üyesini UBP kazanmış olsa da, oran olarak en büyük artış CTP’de. Puanını yüzde 12,5 artırmış.

Arkasından UBP geliyor. Onun puan artışı da  8…

HP’nin seçmeni oylarını düşürmüş, 10 puanlık bir gerileme.

DP de öyle. 3,5 puan gerilemiş.

TDP’de de yarı yarıya bir gerileme var.

YDP ise genel seçimlerdeki oyunu korumuş…

Dediğim gibi yerel seçimlerde isimler partilerin önüne geçer her zaman. Çünkü küçük bir ülkede yaşıyoruz ve özellikle yerel seçimlerde eş dost ahbap ilişkisi daha belirleyici oluyor…

Yine de partilerin güçlerini görmeleri bakımından bir gösterge olabilir diye düşünürüm…

YERİN KULAĞI VAR

ALAN MEMNUN, SATAN MEMNUN:

Partilerin değerlendirmelerine bakarsanız, sonuçlarda hepsinin de memnun olduğunu görürsünüz. Yani bu seçimin kaybedeni yok gibi, Lefkoşa sonuçları biraz DP’de hayal kırıklığı yaratsa da, genel olarak herkes memnun, zaten değişen pek birşey de olmadı. O zaman sormak gerekmez mi, ‘biz bu seçimleri niye yaptık’ diye. Seçimler öncesi neredeyse her bölgede başkanla ilgili şikayetleri dinledik ama, sonuçta “memnun olmadığımız” başkanı yeniden seçmekte de tereddüt etmedik. Kimse artık bu kentlerde sinekten, böcekten ve pislikten bahsetmesin…

DESTEK VERMEDİ:

“Sonuçta kızıdır, et tırnaktan ayrılmaz” diyerek Derviş Eroğlu’nun kızı DP adayı Gencay Eroğlu’na açıktan olmasa bile bir destek atacağını herkes gibi ben de bekliyordum ancak, sandıklar açıldıktan sonra görüldü ki Derviş bey ilk gün dediği gibi desteğini, UBP adayı Sertoğlu’ndan yana kullanarak hepimizi mahcup etti. Gencay hanım bırakın UBP’den oy almayı, adayı olan partinin bile oylarını almayı başaramadı…

 

BUZLUKTAN ÇIKAR MI:

Türkiye’deki seçimlerin ardından gözler buzdolabına kaldırılan müzakere sürecine çevrildi. BM yeni girişim başlatmak için Türkiye’deki seçimlerin bitmesini bekliyordu. Erdoğan’ın Kıbrıs konusunda yeni sistem içinde nasıl bir tavır alacağını, masanın yeniden kurulmasına sıcak bakıp bakmayacağını ve en önemlisi şartların ne olacağını önümüzdeki günlerde öğreneceğiz…

KOLAY MI:

Barış diliymiş, barış sözlüğüymüş. Bunlarla hakim zihniyeti kıracağını düşünenler beni güldürüyor. Tamam yapalım, tamam uygulayalım da, adamlar Kuzey’den akaryakıt alanları nasıl cezalandıracaklarını Başsavcıya sormuşlar. Hangi barış dili düzeltecek bunu? Ha bir de ortak sözlük çalışmasına saldırıları var ki, o başka alem…

RUM-İNGİLİZ ASKERİ ANLAŞMASI:

Sözde garantör İngiltere, Rumlarla askeri anlaşmasını yeniledi geçen hafta. Bu imzaladıkları, anlaşmanın 3. dönemi içinmiş. Ortadoğu bölgesindeki güvenlik ve savunma konularını içeriyormuş. İçinde üslerin kullanımından, göçmenler meselesine kadar detaylar var ama asıl önemli olan, ortak çıkarılarının askeri güçle korunması. Türk tarafı, uluslararası anlaşmaların hala geçerliliğini koruduğuna inanıyorsa, asıl bununla mücadele etmeli…

YASALARI ÖĞRENEMİYORUZ:

Meclis’e gelen ve geçen yasa tasarılarının sadece geçip geçmediğini ve varsa yapılan tartışmaları öğrenebiliyoruz. Oysa kamuoyunun geçen yasaları daha kolay yoldan öğrenme imkanları olmalı. Burada görev bence TAK’a düşer. Tasarılarda, varolan yasaya getirilen değişiklikleri halkın bilgisine getirmelidir. Yoksa sayfalar dolusu verilen haberin hiç bir anlamı yok.

ZİRVEDEKİLER

Erçin Şahmaran (Kıbrıs Postası): “Kişisel zırhından çıkamayan, herkese eşit söz ve düşünce hakkı tanımayan ve aslında sadece yönetici olabilecek insanlarla, gerçek liderler arasındaki farkın adı “KİBİR” dir. Bugün için, bu ülkede liderler yerini yöneticilere bıraktı.  Ve liderler, yöneticilerden daha az ilgi ve kıymet görüyor”…

DİPTEKİLER

Rum Hükümet Sözcüsü: Bay Prodromou açıklamış; “Şimdi Türkiye’nin niyetini görmek istiyoruz”…

E, yuh yani. Türkiye çözüm niyetini çoktan ortaya koydu. Öyle olmasa, tarihte ilk kez masaya gelen ve her biri birer tabu olan asker ve garanti konularında bile açılım yapar mıydı? Buna rağmen “doğal gaz benimdir” diye masadan kaçanın niyeti sorgulanmayacak, Türkiye’den niyet açıklaması beklenecek. Ayıp be kardeşim…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar