Ne yazıkı ki… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Ne yazıkı ki…

Ahmet OkanAhmet Okan

Hikaye 1930’lu yıllarda Alabama’nın Maycomb kasabasında geçer.

Oldukça “yerel” bir hikaye; onu evrensel yapan siyah ayrımcılığına karşı duruşu.


Başka eserlerde örneğin St. Petersburg sokaklarında geçen bir hikayenin evrensel yanı, ancak insanlığın ortak duyarlılığını işlemiş olmasından kaynaklanıyor olmalı ki birçok klasik eserlerin doğum yeridir St. Petersburg.

Yoksa herkesin kendi sokaklarını, kendi şehrini veya kasabasını anlatması ne kadar insanlığın ortak duyarlılığnı etkileyebilir…

Maycomb kasabasında küçük bir kız çocuğu kendi ailesi ile kasabasında geçen olayları anlatır.

Bir gün bir tecavüz olayı yaşanır ve suçlu olarak siyahi biri gösterilir.

Kız çocuğunun babası avukattır ve devlet tarafından siyah adamı savunmakla görevlendirilir ki bu yüzden kimi kasabalılar onun dedikodusunu yapmaktadır.

Avukat, erdem sahibidir.

Müvekkilini bütün dürüstlüğü ile savunur ve yaptığı savunmalar karşısında tüm kasabanın aklı karışır.

Bulgulara göre siyah adam suçlu değildir ancak özellikle Güney Amerika suçu beyazlara atacak kadar kendini hazır görmemektedir!

Bu yüzden siyah adam hüküm giyer ve hapse gönderilir, ne var ki bir gün hapishaneden kaçarken fark edilir ve yaylım ateşine tutularak oracıkta can verir…

Roman bundan ibaret değildir.

O dönemlerin kasaba yaşantısı, insanların birbirleri ile ilişkisi bir nakış gibi işlenir.

Hiç bilmediğiniz bir kasabada, küçük bir kız çocuğunun anlattıklarının peşine düşersiniz…

“Bülbülü Öldürmek” adlı roman Harper Lee adındaki Amerikalı yazara ait.

2016 yılında ölmezden önce ikinci romanını yayınladı.

89 yaşında ölen yazar pek üretken değil, ne var ki “Bülbülü Öldürmek” yayınlandığında büyük ses getirdi ve 61 yılında Pulitzer Edebiyat Ödülü aldı.

Roman bir filme konu olunca, film üç Oscar’la taçlandırıldı…

Diyeceğim, “yerellik” ile “evrensellik” hep tartışma konusudur.

Birçok ünlü yapıt yereldir aslında.

Yukarıda dediğimiz gibi, evrensel yanlarını insanlığın ortak duyarlılıkları oluşturur…

Kafka’nın “Milena’ya Mektuplar” ının büyük kısmı kendi sorunu ile ilgili.

Ama ünlü yazarın yüreği hüsranla sonuçlanacak bir aşkla doludur.

Aşk konusu, insanlığın ortak duyarlılığı değil mi?

O aşk olmasa o satırlar olur mu hele kalemi Kafka tutuyorsa.

Düşünce yüklü satırlardan oluşan mektuplar, yer yer roman tadındadır; küçük öykülerle süslenir bir kısmı…

Nasıl bitirelim bilemiyorum!

Aslında dünya yaşanılacak bir yer değil.

Mısır kökenli şarkıcı Dalida intihar ettiğinde bir not bırakmış ve dünyanın yaşanılacak bir yer olmadığını söyleyerek, affedilmesini istemişti.

Dalida gibi nice insan da sırf bu yüzden hayatlarına son vermemişler mi?

Ne yazık ki bu dünyada bülbüller öldürülüyor…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar