Maraş muamma... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Mart 28, 2024
Köşe Yazarları

Maraş muamma…

Köş, MoreketMehmet Moreket

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, önceki gün Maraş konusunda bir paylaşım yaptı…

“Hükumet Maraş’ı, ilgili Güvenlik Konseyi kararlarını dikkate almaksızın 2020 sonunda açacağını ilan etti. Hem de ortada bırakın BM’yi, Cumhurbaşkanı veya Meclis ile istişare edilmiş herhangi bir plan-program yokken. BM Genel Sekreteri de son raporunda, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin 9 Ekim tarihli basın açıklamasında, Maraş’ta Güvenlik Konseyi kararlarına uymayan herhangi bir eylem yapılmaması gerektiğini yinelediğini ve Güvenlik Konseyi kararlarını uygulamanın önemini vurguladığını hatırlattı. Maraş gibi önemli konuları ciddiyetle ele almazsak, kapsamlı çözüme ulaşamadığımız koşullarda atabileceğimiz, sorunları parça parça çözmemize yardımcı olacak, bizi uluslararası hukukla ve toplumla buluşturacak adımları da atamaz hale geleceğimizin önemli bir göstergesi”…


Açılırdı açılmazdı, o ayrı bir tartışma konusu.

Ancak benim bu mesajdan anladığım, hükümetin Maraş konusunda devletin diğer yetkili organlarına bilgi vermediğidir.

Nitekim bir süre önce de Cumhurbaşkanı, benzer bir ifade kullanmış, bilgisi olmadığını söylemiş, daha sonra kendisine envanter çalışması yapıldığının aktarıldığını, ancak bundan sonrası için politika olmadığını, politika oluşturma noktasına gelindiğinde muhakkak Cumhurbaşkanlığı ile hareket edilmesi gerektiğini söylemişti.

Erhürman’ın mesajından, hala bir politika ortaya konmadığını, varsa da Meclis’le Cumhurbaşkanıyla istişare edilmediğini öğreniyoruz.

Oya hem Başbakan’ın “2020’de açacağız” sözlerinden, hem de Dışişleri Bakanı’nın Meclis’te Bakanlığının bütçesi görüşülürken söylediği “sadece içeride uygulayan, adım atan değil, uluslararası alanda da bunun iyi anlamasını sağlayacak bir çalışma yapmayı planlıyoruz” sözleri, envanter çalışmasının bir ileri aşamasına geçtiklerini gösteriyor. Konu basına ilk yansıdığında da, “Nasıl bir politika izleyeceğimizi henüz açıklamadık” derken, konuyu planlamayı hükümet sınırları içinde tuttuklarını itiraf etmişti.

Bir başka söyledikleri “Maraş’la ilgili kararımızı incelemeler tamamlandıktan sonra vereceğiz”di. Şimdi o raporlar çıktığına göre, politika oluşturmaya başlamış olmaları gerekiyor.

Tabii izlenecek politikanın temelleri ortaya çıkmadan neden konuyu kamuoyunun önüne attıkları da ayrı muamma… “Statükoya çomak soktuk, ‘açık’ ifadesini kaldıracağız, falan tarihte açacağız” diyenlerin henüz bir politika oluşturmadıklarına inanmak da kolay değil ya, neyse…

Devletin dış politik meselelerinde gizlilik olağandır.

Ancak kamuoyuna değilse de, Cumhurbaşkanına, partilere yol haritasını ya da politikanın ana hatlarını, dayandırdıkları argümanları anlatsalardı.

Demokrasinin de gereği buydu, toplumsal iradenin oluşmasının da…

Kaldı ki, Maraş gibi bir konu bugün hükümettedirler diye, sadece iki partinin tekelinde olabilir mi?

Sonuçta Bakanlar Kurulu kararıyla mı açacaklar Maraş’ı?

Meclis’in onayı gerekmez mi? Haftaya müzakereye giddecek Cumhurbaşkanı konuyu nasıl savunacak?

Politikanın oluşturulma aşamasında gerekli istişarelerin yapılması gerekmez mi? Aksi bir durum, devlet adına zafiyet değil mi?

Cumhurbaşkanı Akıncı’yı sürekli olarak yaptığı görüşmeler hakkında “bilgi vermez” diye eleştirenler, Maraş gibi uluslararası hukukun bir parçası olan konuda tek başlarına hareket etme yetkisine sahip midirler?

 

YERİN KULAĞI VAR

GÜCÜ YETMEZ:

Milliyetçi cephenin Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik eleştirilerinin başında, “masada ülkeyi sattı” iddiaları geliyor. “Türkiye’den habersiz harita verdi. Garantörülüğün kalkmasına onay verdi, sıfır askere evet dedi” gibi birçok iddia. KKTC bugüne kadar farklı siyasi görüşten dört cumhurbaşkanı gördü. Denktaş, Talat, Eroğlu ve Akıncı. Hangisi Kıbrıs Türkünün haklarını teslim etti? Hepsinin de derdi, her iki tarafın da kabul edeceği bir anlaşmaya varmak oldu. Onun için vazgeçin bu “hain ve sattı” söylemlerinden. Merak etmeyin kimsenin bu ülkeyi “satmaya” gücü yetmez…

 

DÜĞMEYE BASILDI:

25 Kasım Berlin zirvesine günler kala siyasilerin, “Berlin’e gidilmesin, federasyondan vazgeçilsin” söylemleri toplumda ki yeterli deteği bulamamış olacak ki, şimdi de bazı “bilindik” dernekler harekete geçirilerek, Akıncı ve toplum üzerinde baskı unsuru oluşturmaya çalışılıyor. Belli ki bir yerlerden düğmeye basıldı…

 

NEREDE O CESARET:

Başbakan diyor ki, “Türkiye’nin de güçlü bir KKTC’ye ihtiyacı var”… Çok eleştirilen “bağımlıyız” sözlerini düzeltme çalışması gibi duruyor. Kendisinin önceki bakış açılarıyla çelişse de, doğru ifade. Hele de devletimiz elinin altındaki sektörlerden hak ettiği geliri elde etme cesaretini gösterse, Türkiye’ye borç bile verebilir. Ama nerede o cesaret?

 

HANİ DE 2020 DE AÇILACAKTI?:

Başbakan Tatar Türkiye’de yayın yapan bir tv kanalında “Maraş’ın en geç 2020 yılı sonunda açılacağını” söylemişti. Ancak bu kez yerel bir kanalda yaptığı açıklamasında, “Süreç 1-2 sene sürebilir. Ama hükümetin duruşu açık ve nettir. Geri adım yoktur” diyerek kendi kendini yalanlamış oldu. “Maraş’ı 2020’de açacağız” sözünde ciddi olmadığı, baştan beri bu Maraş konusunun tamamen siyasi bir argüman olarak ortaya atıldığını, açılacağına aslında kendilerinin de inanmadığını çok yazmıştık…

 MUHASEBESİNİ YAPMALI:

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaştıkça Özersay’ın aday olup olmama konusundaki kararsızlığı,  sinirlerini bozmuş, günü kurtarmak adına yaptığı açıklamalar ise geçmişte söyledikleri ile karşılaştırılınca, bumerang gibi kendisini vurmuştur. Toplumda kendisine karşı oluşan güvensizlik ve inanç eksikliğini bizim gibi onun da gördüğüne eminim. Özersay ona buna akıl vereceğine, bir iki yıl önce toplumda kendisine duyulan inanç ve güveni bu kadar kısa sürede nasıl yerle bir ettiğinin muhasebesini mutlaka yapmalıdır…

HAYDİ BAKALIM:

Ekonomi Bakanlığı bütçesi görüşülürken, Bakan Hasan Taçoy, yılların çözülmeyen, neden çözülmediği de anlaşılmayan bazı sorunlarını çözeceklerini söyledi. Birincisi, Türkiye’ye ihracatın kolaylaştırılması. Hala döviz üzerinden ve AB Gümrük Birliği’nin kısıtlamalarına maruz bırakılan ihracata, “kıyı ticareti” yöntemiyle son vereceklerini, Hal Yasası’nın hazır olduğunu, teşvikler konusunda çalışmalar yapıldığını (Bunun kumarhane, üniversite, inşaata verilen teşviklerle alakalı olduğunu sanmam ama neyse…) falan dile getirdi.  Bir vizyon çalışması içinde olduğunu anlatmaya çalışan Bakan’ın bu öncelikli sorunları bir çırpıda çözmesi gerekir ki, inandırıcı olsun. Yoksa, bu sözleri de arşive yazarız, biter…

  ZİRVEDEKİLER

Erkut Şahali: “Yani ne deyim! Muhtemelen bu hafta yurtdışı yok, sıkıldı tabii, kendine iş yaratmış Sayın Başbakan. Devlet Piyangosu ikramiyesi de artık Başbakan tarafından veriliyorsa, daireleri kapatalım, makamları kaldıralım, akışına bırakalım her şeyi”. (Devlet Piyangosu’nun 1 milyon TL’lik büyük ikramiyesi, talihliye Başbakan Ersin Tatar tarafından teslim edildi. Gazeteler)…

 DİPTEKİLER

Mağusa Belediyesi: Belediye battı batıyor. Bir yandan sürekli güvence verilerek borçlanmasına göz yumuluyor, diğer yandan hala daha istihdam yapıyor. Zaten 5 yılda Belediye Meclis üyelerinin birinci derece yakınlarının da içinde bulunduğu 100 kişiyi istihdam ederek ada genelinde rekor kırmış, yetmemiş, güdelikçi 63 kişiyi sözleşmeyle istihdam ediyor. Bazıları çalışan sayısının 700’leri bulduğunu iddia ediyor. Gerekçesi de hazır, “onlar da sosyal güvenceye kavuşsun”. Halkın vergileriyle arpalık yaratmaya ne hakkı var, onu söylemiyor. Kayyum atamak için ne bekleniyor? Lefkoşa gibi tam iflas etmesi mi?

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar