Koalisyonun ömrü ile Türkiye’nin dertleri - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

Koalisyonun ömrü ile Türkiye’nin dertleri

Cenk UzunoğluCenk Uzunoğlu

Bu hükümet ortakları marifeti 4’lü koalisyonu kurmakta ve ne olursa olsun devam ettirebilmekte bulmuşlar.

 


Neredeyse ‘’kolay mı öyle 4’lü hükümet kurmak ve devam ettirmek’’ diye bunun bir hükümet icraatı olduğunu bile öne sürerek övünecekler.

 

Bir şey başardığı var mı bu hükümetin?

 

Var.

 

Yolsuzluklarla ilgili eskiye kıyaslanmayacak bir söylem ve tavır var. Serdar hariç 3 liderin üstüne oturuyor. İnandırıcı.

 

Ama sonuç veren katma değeri olan icraatları var mı?

 

Bilen varsa beri gelsin.

 

***

 

Yemek hizmeti vermekle yükümlü lokantanın tabaklarının tertemiz olduğu iddiası önemli olduğu kadar tuhaf da bir iddiadır.

 

Benzetme yapmak gerekirse bu hükümetin iddiası bu.

 

Temiz tabak içine temiz tadı tuzu yerinde pişmiş bir aş konursa önem kazanır.

 

Mutfaktan bir türlü tabaklara konacak yemek servisi yapılamaması ya da tatsız yemek çıkması temiz tabak iddiasının önemini ortadan kaldırır.

 

Burada icraatın öznesi yalnızca temiz ama tatsız yemek ya da içi boş tabak olursa müşteri gelir mi?

 

Bu hükümetin kendi başarı iddiası ve kriteri temiz tabak ve bir şekilde çalışanların maaşlarını ödemek ile kısıtlı.

 

Halk arasında siyasetin farklı bir başarı kriterini de Türkiye’de sık sık duyuyorum.

 

‘’Abi hepsi bir şekilde götürüyor ama en azından bunlar iş de yapıyorlar be abi.’’

 

Türkiye’deki siyasi başarı kriteri de bu olmuş.

 

Bizde de içi boş tertemiz tabak. İyi mi?

 

‘’Türklük dünyası’’ için büyük bir ikilem değil mi?

 

Hangisi daha iyi diye düşünmeden edemiyor insan.

 

Bu yazının konusu değil ama İmamoğlu’nun 2-3 ay içerisindeki siyasi başarısındaki en büyük etken bu ikileme alternatif olma ihtimalinde yatıyor. Dileyelim ki yol kazasına uğramadan yolu geniş ve açık olsun.

 

***

 

Genel temayülün tersine bir soru sorarak uzunca bir süredir çeşitli dedikodulara konu olan bizim hükümetin ömrü ile ilgili bir iddiada bulunayım.

 

Soru şu:

 

Türkiye bu hükümetin değişmesini niye istesin?

 

Türkiye’nin Akıncı ile ilgili çekinceleri var. Bu ayan beyan ortada. Saklanmıyor. Akıncı’ya karşı muhalefeti pekiştirmesi için bilinmesi de isteniyor.

 

Akıncı’nın siyasetteki konumu ve bizim devlet modelimiz ezber bozan bir durum ortaya çıkarmış oluyor Türkiye için.

 

Akıncı’ya hükümet üzerinden nasıl etki edebileceklerini kestiremiyorlar.

 

Akıncı bir nevi hamamdaki ıslak sabun gibi.

 

Akıncı’ya, Eroğlu ve Talat dönemlerindeki gibi et ve kemik oldukları partileri üzerinden etki etmek mümkün değil.

 

Küçük bir partinin üyesi olarak siyaset yapmış ve sonrada ara verip bağımsız aday olarak Cumhurbaşkanı seçilmiş Akıncı.

 

Üstüne üstlük mahsustan mı değil mi er ya da geç ortaya çıkacak ama şu andaki hükümetin başında olan CTP de başkanlık seçimlerinde aday göstereceğini söylüyor.

 

Yani CTP ‘’Akıncı’ya rakip olacağım’’ diyor.

 

Türkiye ikinci tura Akıncı yerine Erhürman’ın kalmasını tercih eder mi?

 

Bence eder.

 

Erhürman’ın da Akıncı’ya karşı alternatif olarak güçlenmesini ister mi?  Bence onu da ister.

 

Türkiye bugüne kadar hiç olmadığı kadar bir çıkmazın içine girdi. Eskiden aklını başına toplasın diye ikinci kattan düşürüldüğü durumlar oldu. Bu sefer gökdelenin üst katlarına çıkarılıp aşağıya atılmak durumunda kalacağı bir konjonktür ile karşı karşıya. Türkiye’nin artık yeni problemlerle uğraşmaya kapasitesi yok. Durağan durumdaki Kıbrıs da bunlardan en hassas olanı.

 

Akıncı yarın Türkiye’nin istemediği ya da zamanlama açısından uygun bulmadığı bir anlaşmaya ‘’e bu kadar yıldan sonra buna da şükür’’ deyip kabul etse, Türkiye’nin içine düşeceği durumu varın siz düşünün. Bir anda kendini Kıbrıs Türkünün bir bölümü ile çözüm konusunda karşı karşıya bulursa ne olur?

 

Esas endişe budur.

 

Bunun sonucunda kuzeyde Kıbrıs ‘’baharı!’’ yaşar mıyız diye düşünmeden edemiyor insan.

 

Olmaz mı?

 

Tarih olana kadar imkansız gibi gözüken olaylarla doludur.

 

Değişen demografinin de etkisiyle, izole olarak gelişen küçük olaylar karşısında toplumda hemen oluşan kutuplaşma endişe vericidir. Bunun üzerine bir de kamu maliyesi değneği ile empoze edilmek istenenler de eklenince toplumun çok daha geniş bir kesimi tabiri caizse suyun 99 derecedeki haline gelmiş olabilir. Bir derece artışın yaratacağı etki çok farklı olur.

 

Bunun için Türkiye iktidarda ona problem çıkartma ihtimali olan örgütlü siyasi unsurları iktidarda, onun lafından çıkmayacak hep beklenti ve işaret bekler halinde olacak olanları da muhalefette tutması çok daha mantıklı değil mi?

 

Kıbrıs Türkünün örgütlü siyasi kurumlarını bir şekilde konsolide edebilir durumda tutmak bu hassas dönemde TC devletinin yegane hedefidir. Bu 4’lü hükümet ve muhalefetin devamı ile bunu sağlamak mümkün.

 

Amerikan Sokak İngilizcesinde sık sık kullanılan bir deyim var.

 

‘’İf it ain’t broke why fix it ’’

 

Kıbrıs Türkçesi ile yorum da katılarak tercümesi:

 

‘’Sana zararı yoksa kurcalama beytambalı bırak gittiği yere kadar gitsin’’.

 

Bu hükümetin ömrü bu cümlenin içinde saklıdır.

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar