İÇİNE EDE EDE… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Salı, Nisan 23, 2024
Köşe Yazarları

İÇİNE EDE EDE…

Başaran DüzgünBaşaran Düzgün

Amerika’ya gittiğimde, televizyonların, haber bültenlerine ayırdıkları süre kadar hava durumu  bültenlerine de aynı süreyi ayırdıklarını  görmüş ve hayrete düşmüştüm.

Bizde  nerdeyse bir saate yakın haber bülteni yayınlayan televizyonlar haber bülteninin sonunda birkaç dakikalık  hava durumu verirler.


O da statik bir harita üzerindeki rakamlardan ibarettir.

Amerika’da uydu meteoroloji raporları uydu görüntüleriyle desteklenir, bölge muhabirleriyle canlı bağlantı yapılır, stüdyodaki uzman de enine-boyuna değerlendirmelerde bulunur.

Böyle olunca da havanın durumu hayatınızın önemli bir parçasına dönüşür.

İndianapolis’teydik.  Sadece belediye başkanı ya da şerifi değil hakimi, savcıyı, okul müdürünü ve kamuyla ilgili ne varsa hepsinin başkanını seçimle göreve getiren ilginç bir “yerinden yönetim” deneyimini görmek için belediye başkanıyla ayarlanan bir toplantıya gidecektik.  Randevumuz  ikindi saatlerindeydi.

Sabahtan ikindiye bütün televizyon kanalları “acil uyarı” koduyla ikindi vakti şehirde  şiddetli rüzgarla karışık sağanak yağış uyarısı yapıyordu.

Televizyonlardaki uzmanlar “işiniz yoksa sokağa çıkmayın” diyorlardı.

Bizi de sıkı sıkıya tembihlediler “aman dikkati olun” diye.

Bir anda, büyük bir kasırganın üzerimize doğru gelmekte olduğu hissine kapıldık.

Biz belediye başkanı ile toplantıdayken  sert rüzgar ile birlikte yağmur başladı, şimşekler çaktı.  Abartmıyorum yarım saatten fazla sürmedi bu durum.

Sonra güzel bir gökkuşağı ile birlikte gün batımı başladı.

Dikkatimizi çekmişti belediye başkanı bir yandan bizimle konuşuyor, diğer yandan da odaya giren görevlilerden bilgi alıyordu.

Yağmurun dinmesiyle birlikte rahatlamıştı.

“Kentte ne gibi hasar var” diye sorduk.

Yüksek bir bina olan posta idaresinin camları kırılmış.  Görevliler camları açık unutmuşlar, şiddetli rüzgardan kırılmış.

Başka?

Başka da bir şey yok.

Amerika’nın El-Kaide, Bin Ladin travması yaşadığı dönemdi.

Espri yapayım dedim;  “Biz Ladin’den korktuğunuz kadar yağmurdan da korkuyorsunuz sayın Başkan, bizde bunlara kırkikindi yağmurları denir, güler geçeriz…”

Buz gibi bir hava esmişti odada.

Belli ki Amerikalılar hem Bin Ladin’i hem de kırkikindi yağmurlarını abartıyorlardı.

***

Geçen hafta trafiğini izlerken  “abartılı” Amerikalılarla bu anım düştü aklıma.

“Perşembe günü şiddetli gök gürültülü  yağışlar olacak”  gibi düz bir özetten ibaretti haber.

Ama nerdeyse  kriz masası kurulacaktı, vatandaşlar evlere hapsedilecekti.

“Aman Allahım” dedim kendi kendime.

Bu topraklar yüzlerce yıldır sonbahar ikindisi yağmurlarıyla ıslanır. Kurak geçen yaz sonrası doğa için can suyudur bu yağmurlar.

Bazen şiddetli olur, doluya dönüşür, hasadı bekleyen zeytinlere zarar verir.

O kadar.

Şimdilerdedir felakete dönüşmesi.

Onu da biz yarattık.  Keyfimizin istediği yere evler, işyerleri inşa ettik.

Keyfimizin istediğince dereleri ve akarları ortadan kaldırdık.

Daha çok toprak elde etme, daha çok para kazanma hırsıyla doğanın tüm dengesini bozduk.

Sonra da dönüp ağlaşıyoruz.

İkindi yağmurları yağacak diye teyakkuza geçiyor, panik yaşıyoruz.

İçine düştüğümüz acizliğin  farkında mısınız?

Bu memleketin içine edildi, mevsimlerin de…

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar