Hayrı olacak mı? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

Hayrı olacak mı?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçen  hafta KKTC’nin 36.yılını kutladıktı. Fakat bu kez “Kadillak”lısını!” Anladık ki “tepede” süregelen tartışma ve sürtüşmeler bitmedi. Nitekim  Sn. Akıncı öncesi kutlamalarda şeref kıtasıyla halkı askeri cip üzerinde selamlarlarken, bu kez kutlamayı “sivilleşmeyi ve barışı” temsil ettiğine inandığı beyaz renkli, kiralık “Kadillak” araba üzerinde gerçekleştirdi. İfadesine göre 25 Kasım’da müzakerelere giderken bu “ak pak beyaza bürünmüş barışçı kutlamayı” uygun bulmuştu.

FAKAT  ayni sıralarda Rum gençliğini, dolayısıyla geleceğin Kıbrıs Rum toplumunu oluşturacak bir grup Rum genci KKTC’nin kuruluşunu protesto etmek amacında alkışlar heşalarla KKTC bayrağını yakıyorlardı!


Ve anlıyorduk ki Sn. Akıncı’yı daha pek çok müzakereler ve mücadeleler beklemektedir! Ki sorunun çözümü için “start” alınan  tarih ta 1974 Barış Harekâtına dayanır, ondan öncesi Denktaş Klerides müzakerelerini saymazsak!

FAKAT 45 yıldır siyasi soruna yönelik “başarısızlıkla” devam eden müzakerelere karşın yenilgiye doyulmayan bir süreçte mesela bizim taraf  “Dağ başını duman almış yürüyün arkadaşlar” marşıyla ve hâlâ “müzakerelerden müzakerelere” koşuyor.!

Kİ artık KKTC’nin kuruluş törenlerinde de ispatı vücut ettiği gibi Kıbrıs sorunu kadar çözümsüzlüğüyle paylaşımı söz konusu olan  önemli bir başka sorunumuz daha vardır: “Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon!”

Bu arada hatırlatmakta yarar var. Geçtiğimiz hafta “AB’nin Sosyal Araştırma” çerçevesinde Rum tarafında gerçekleştirdiği  bir ankette “bugünkü siyasi durumu kabullenenlerin oranı yüzde 50.8 olarak çıktıydı. “İki bölgeye dayanan Federasyon ise yüzde 27’lerde kalırken, iki ayrı Devlet çözümü de yüzde 13.9 çıktıydı.. Belli ki artık komşu da “Federal çözümden” umudunu kesti!

…LAFIN kısası eğer gerçekleşirse  25 Kasım’da 3’lü Müzakerelere” böylesi bir siyasi ortamda gidilecek de hangi tarafa hayrı olacak ki?

*****

AKLI ZORLAYAN KARARLAR!

Yavaştan yavaştan “Tatar Koalisyon Hükümeti” de tekleyip tıslamaya başladı! Hükümet ortağı HP’li  Özersay en azından KKTC’nin bir hukuk Devleti olduğunu hatırlatan bazı şaibeli olay ve kararların  üzerine gitmese.. Toplumun üst katlarında kurdukları krallıklarda “imtiyazlı sınıflı” ayrı bir “koloni” oluşturan zadegân takımını da sürece katmamış olsa; “ama bu hükümet ne yapıyor” sorusuna cevap bulamacağız? Ki bakın yaptıkları da neler?

MAĞUSA limanında “Kıbrıs Türk Limanlar Şirketi” olarak vapurlara “yükleme ve boşaltma” işlerinden sorumlu şirketin Yönetim Kurulu ve şirket üyeleri yılların geçişi içinde, ölümler ve emekliye ayrılmalar nedeniyle azala küçüldüler ki sadece dört beş kişilik  bir Yönetim Kuruluyla limanda çalışan yirmi yirmi beş kişilik şirket üyelerinden   ibaret kaldılar.. Bu durumda “limandaki işleri” dışarıdan aldıkları  işçilerle çeviriyorlar!

Hatta kaç yıldır beş kişinin altına düşmemesi gereken Yönetim Kurulu’nu kadük duruma gelmemesi için seçime de gitmeden, şu veya bu şekilde dıştan takviyelerle “iş başında” tutmaya çalışıyorlar!

Öte yandan Hükümetin taahhüt altına girerken TC ile imzaladığı Mali ve Ekonomik Protokole göre Mağusa limanı da “kamu-özel  ortaklığına” devredilecek.

Yani Bugüne kadar “bilinenler” bunlar..

GEÇTİĞİMİZ  hafta Meclis Genel Kurulu Mağusa Limanında  sayıları yirmi, yirmi beşlerde seyreden şirket üyesi Liman işçilerinin  65 olan  emeklilik yaşlarını 68’e yükselten bir karar aldı!

Tabi ki karar  “hükmü karakuşi!” Fakat neden? Karar   Mağusa Limanının  hangi getiri götürüsü  hesaplanarak, nasıl bir fayda sağlayacağı düşünülerek alınmış ki?

Bilen yok! Ki bırakın “emeklilik yaşı hesaplarında  aynalanan 2022 yılına kadar zevahiri kurtarma açıkgözlüğünü,  artık Mağusa limanının bir gün bile dayanma tahammülü kalmadı! Tam bir “rezalet ve utanç” limanı!

BAŞA döneyim: Şimdi “Tatar hükümeti işte böylesi garip işlerle  uğraşıyor” mu diyelim?

Ki Ulaştırma Bakanı Atakan da Yollar için üç yıllık bir proje hazırlamış.. “Fakat diyor bu projenin gerçekleşmesi için 150 milyon TL’e ihtiyaç var!”

BİR: Para bulmadan en azından akışı garantiye almadan havadan proje mi yapılır?

İKİ: Üç yıllık proje demek üç yıl daha iktidarda kalınacak demek! Peki Tatar hükümeti yarın bir yol kazasına uğrar da (zaten her yıl bir hükümet değişir) giderken yerine bir başka “iktidar” gelirse “proje” kaldığı yerden devam edecek mi? Yoksa tu baştan mı?

NE diyorduk?    “Devlette kalıcılıktır önemli olan. Kaldı ki böylesi büyük projeler siyasi iktidarların üzerinde “memleketin altyapı  yatırımlarıdır” ki ulusal niteliklidirler.

Nitekim yıllardır sözünü ettiğimiz TC-KKTC Mali ve Ekonomik Protokoller de gelen her iktidarla  yinelenmekte ama tırnak kadarlık uygulaması gerçekleşmemektedir!.

Kısaca KKTC hâlâ yerli yerinde değil!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar