CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman cumhurbaşkanlığı adaylığı için “değişik” bir yol izliyor.
Bugüne kadar kendisine sorulan soruları refüze eden ve Başbakan iken “gündemim cumhurbaşkanlığı seçimi değil” diyen, şimdi muhalefette bile “niye bana bu soruyu sorup duruyorsunuz” mealinde konuşan ve aslında böyle yaparak bir kısım seçmenin sempatisini kazanan Erhürman CTP’nin ilçeler bazında yöneticileriyle başlattığı “nabız yoklama” operasyonlarını genişletti ve CTP’ye sempati besleyen kanaat önderleri, eski bürokratlar ve benzerleriyle yapmaya başladı.
Enteresandır CTP’nin içinde “cumhurbaşkanlığını da kaybetmeyelim, Erhürman aday olmasın” diyenler de var. Tıpkı “daha gençtir ve başbakan olarak hizmet edeceği zamanlar da olacak” diyenler gibi.
Fakat Erhürman’ı destekleyenlerin sayısı da azımsanmayacak miktardadır.
Hatta “mutlaka kazanır” inancına sahip olanların sayısı diğer görüşleri bastırmaktadır.
Kanımca Tufan Erhürman aday olacak.
Çabası CTP’deki “çok başlılığı” ortadan kaldırıp CTP’nin adayı etrafında birlik yaratma yönündedir.
Erhürman’ı bekleyen tehlike bu noktadadır.
CTP’deki çok başlılık ve sert hizipsel kavgalar hem CTP üyelerini olumsuz etkilemekte hem de CTP’li olmayıp da geleneksel olarak CTP’ye oy verenlerin başka tarafa yönelmelerine neden olmaktadır.
CTP’ye oy verip de CTP’yi yüzde 30 bandının üzerine taşıyan ve hatta yüzde 40’lara yükselten sessiz çoğunluk tereddüt yaşamaktadır ve “Tufan Erhürman’ın daha zamanı var, oyları bölmeyelim” görüşünün etkisi altındadır.
“Eğer aday olursa Akıncı’nın son dönemidir” görüşü de bu etkiyi pekiştirmektedir.
Erhürman’ın CTP’den kaynaklanan zafiyetlerin yarattığı bu konumla epeyce uğraşacağa benziyor.
***
Ulusal Birlik Partisi’nde Genel Başkan Ersin Tatar’ın adaylığıyla ilgili görüş birliği oluştu.
Muhalifleri bile “Genel Başkanımız aday olmalıdır” diyor.
“Aday olsun, kaybetsin ve yara alsın” şeklinde düşünenler bulunabilir fakat Ersin Tatar, adaylıktan kaçamayacağı bir yola girdi.
Göründüğü kadarıyla da aday olmayı benimsedi ve çalışmaya da başladı.
Başladı ama aleyhine olacak işlerle başladı.
Şu anda ülkenin en büyük partisi konumundaki UBP’nin adayının ikinci tura kalacağını söylemek teknik olarak bir doğruya işaret etmektir.
Ersin Tatar, UBP’nin oyu ile ikinci tura kalır.
Ama hangi oyu ile?
CTP için yukarıda bahsettiğim gerçek UBP için de geçerlidir.
UBP’li olmayan ama UBP’ye oy verip de onu yüzde 30 bandının üzerine çıkaran bir seçmen kitlesi vardır.
Ersin Tatar bu seçmenlerin desteğini almazsa ikinci tura zor kalır.
Son bir ay içinde yaptıklarıyla da sanki de bu kesimin desteğini istemiyor gibi davranıyor.
UBP tabanından kopuk, aşırı görüşleriyle herkesle kavgalı, bazı adamlarının “hükümeti kuralım Özersay’ın cumhurbaşkanlığı adaylığını destekleyelim” pazarlığı yapmaları ve bunu kamuoyu önünde tartışmaları Ersin Tatar’ı olumsuz etkiledi.
İkinci olarak yaşanan ve tahribatı daha fazla olan olumsuzluk ise Ersin Tatar’ın “İngiltere’ye gidemez” şeklindeki polemikti.
Hele de “polise sordum İnterpol’ün arananlar listesinde değilim” açıklaması her şeyin üzerine tuz-biber ekti.
UBP’li olmayıp da UBP’ye oy veren kesim bu durumdan çok fazla ürktü.
En az Rum Başkan kadar aktif ve dünya liderleriyle temas halinde olan bir cumhurbaşkanı isteyenlerin kafasında soru işaretleri oluştu.
***
KKTC’nin en büyük iki partisindeki adaylık durumu budur.
Diğer partileri veya partisiz adayları da ele alacağız.
Ancak görünen odur ki tansiyonu yüksek bir seçim olacak.
