Haydi vira heyamola - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Haydi vira heyamola

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçtiğimiz Ağustos ayının ilk günlerinde Sn. Akıncı ile Anastasiadis görüştülerdi.  O görüşmede vardıkları mutabakat bugünkü 3’lü müzakerenin gerçekleşmesi kararını getirdiydi. Bir ikinci karar da “üçlü görüşmeden çıkacak sonuçla “5’li görüşmelere gitmekti.

Ancak söz konusu Anastasiadis Sn. Akıncı görüşmesinde de bazı uzlaşılara varıldıydı ki bunlardan birisi Crans Montana’da BM’ler Genel Sekreteri Guterres’in taraflara sunduğu 6 maddelik çözüm önerisinin referans olarak kabulüydü. Bu 6 maddelik Guterres önerilerine ayni zamanda “Güven artırıcı önlemler” diyorlardı.


Plan, Annan planı kırması “Rum’u yeniden (örneğin) 2 yüz bin kişilik nüfusla Kuzey’e taşımak üzerine inşa edildiydi.. Mülk sorunu konusunda da söz Kuzey’de ve Güney’de ilk sahibinin tercihi olarak kararlaştırıldıydı, falan..

Yani TC’nin tartışmaya açılacak garantileriyle adadaki askerine, Rum’un Kuzey’deki mülkünden  Türk’ün Güney’deki mülküne varıncaya kadar “45 yıllık durmuş oturmuşluğu” allem kalem edecek öneriler..

Ki bizim “iki bölgeli iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı TC’nin garantisini içeren “sloganlaşıp” hedef haline getirdiğimiz çözüm planı yok!

Her zamanki gibi kendini “mazlum ve mağdur olarak lanse eden Rum tarafının” mümkün olduğunca “kayıplarını” telafiye yönelik..

Bana göre günün birinde fırsatını bulan Rum’un tüm adayı yutma tezgâhı!

Yine de 3’lü görüşmelerin sonucunu bekleyeceğiz.

…BU ARADA son Günlerin “İncilerine” de bakalım:

YILLARCA her ne kadar değillerse de kendilerine yakıştırdıkları “Sol ve Solcu”  kavramlarına sığınarak bizlere “Statükocu” diyenler safından ikinci Cumhurbaşkanı Sn. Talat geçen hafta adeta feryat ederek dedi ki: “Federasyondan başka çözüm alternatifi yoktur!”

Şimdi ne diyelim? “Seni gidi statükocu seni” mi?  Koca dünyada “Federasyondan” başka çözüm alternatifi bulamadın mı? Bu ne saplantı!

Ve Talat asıl baklayı şöyle çıkardı ağzından: “Ey ahali CTP iktidara gelmeden bu sorun çözülmez bu nedenle Erhürman’a destek verin!. (Ne de olsa eski kurt. Bu çağrısıyla daha şimdiden olası Erhürman hükümetinde Dışişleri Bakanlığını kaptı gitti!

Yine de mahzuru yok ama. Çünkü beterin beterinde daha çok “solcu” olanlar da diyor ki “Türkiye işgalcidir! çekip gitsin!” (Dolayısıyla yerine Güney’deki Rum gelsin!)

Son günlerin “incileri!” bunlar!

*****

KENDİMİZİ KÖTÜ ELEŞTİRİYORUZ!

Eleştirinin dozu ile sınırı var mı? Eğer düşünce özgürlüğüne sığınırsanız “hayır” dersiniz. Çünkü “herkes düşüncelerini özgürce serdetmekte serbesttir!

MESELA Türkiye’nin parasal katkıları olmasaydı önümüzdeki Aralık ayının sonunda “maaşı ile birlikte 13. Maaşını da alamayacak  filan dairedeki 6-7 bin  lira aylıklı “memur efendi” için “kuzey’de bir tek TC’linin kalmaması gerektiğini” bağıra çağıra söylemek, “düşünce özgürlüğüdür!

(Neyse ki bu “özgürlüğünü tabi ki TC kökenli yurttaşlar toplulukları içinde özellikle söylemez! Düşünce özgürlüğüne ihanetinden dolayı değil,  nezaketimden dolayı” der!) Öte yandan Türkiye’ye işgalci demek de son günlerin trendi!.

…GİTGİDE  “terbiyesizleşiyoruz!” Sosyal medyayı kullanmanın kolaylığıyla cazibesinden olmalı, “insanların insanlara yönelik seviyesiz saldırılarını” da aşan ve “düşünce özgürlüğü” kalkanı arkasına sığınırken, birbirlerine hakaret edenler çoğalırlarken, asıl facia “kötü yönetildiğimizin” ispatını “sosyoekonomik” zafiyetimizle” eşleştirirken yanılgıya düşenler!

Kİ bu ülkede ne iktidar olmayan parti kaldı ne de “iddiasını sürdürürken siyasete şu veya bu şekilde aktif olarak katılmayan yurttaşlar kaldı!

BUNA karşın “evet kötü yönetiliyoruz” demek mümkün! Ancak bunun nedeninin yüzde ellisi Yönetici takımlarıysa, “insafla” kabul edelim öteki yüzde ellisi de “tanınmamış, ekonomik ambargolar altında faaliyet göstermek zorunda bırakılan küçük bir toplum oluşumuzdan dolayıdır!”

Şöyle ki kendimizi “komşumuzla” bile mukayese edemeyecek kadar sosyoekonomik zafiyet ve yokluk içindeyiz..

Çözümsüzlüğün rizikosu diyeceğim de “refiklerimizin çözüm önerilerine” baktığımda “iyi ki çözüm olmuyor” diyorum çünkü bu kez de Rum’un sultası altına gireceğiz! Ki o dönemleri çok yaşadık çok gördüktü!

Şu anda sadece “an”ı kurtarmak için uğraşıyoruz çok da başarılı olduğumuz söylenemez!

İSBATI KKTC Merkez Bankası’nın Ekonomi ve Bankacılık sektörüne ilişkin yılın 3. çeyreğini içeren verilerinde..

Deniyor ki raporda ihracat ve ithalat son on yılın en düşük seviyesine düştü.

Buna karşın Bankacılık nakit para birikimleri arttı.

ÇELİŞKİ nerde? İşte bu “son çeyrekte” İnsanlar  “müzakereler ve çözüm” çarklarının dişlileri arasına düşürüldüler.  Yatırım yapmaktan,  paralarının çar çur olmasından korktular! Üretimden yatırımdan koparlarken de paralarını bankalarda sakladılar!”

Çözüm bunun için çok önemlidir diyoruz da nasıl olacak ki?

*****

KISACA TAKILDIĞIM: (İŞTE İŞİN ASLI!)      Haberden haberiniz vardır değil mi? Rum tarafı “İsrail ve Yunanistan  ile yeni bir işbirliğinde denizden kablolarla birbirlerine elektrik akımlarıyla da bağlanacaklar..

Bir de bize bakın. TC’den elektrik akımı gelmesin diye kopartılan kıyametler yanı sıra bir de gazlı jeneratör kavgası yapıyoruz! Sonra da “45 yıldır neden iki yakamız bir yere gelmiyor diyerek yakınırken, “kötü yönetiliyoruz” diyoruz. Oysa gerçek şu ki “yönetmiyorlar!” Çünkü KKTC’i başta Kıb Tek’li Tel Sen olmak üzere Kurumlar yönetiyorlar, kurumlar!..

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar