Hayalleri Kıbrıs’ta tükeniyor - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
KıbrısManşet

Hayalleri Kıbrıs’ta tükeniyor

Afrikalı öğrencil

Bilinen bir sır olan Afrikalı öğrenciler sorunu yeniden gündemde. Havadis, Afrikalı öğrencilerle KKTC’yi neden tercih ettiklerini, hangi şartlarda  davet edildiklerini, ne umup ne bulduklarını konuştu

“VAATLER YALAN ÇIKTI”: Havadis’in konuştuğu üç Zimbabwe uyruklu öğrenci, kendilerine ülkelerinde acente aracılığıyla Avrupa’da üniversite imkanı, kampüslerde çalışma ortamı gibi vaatler yapıldığını mezun olduktan sonra ise Avrupa diye niteledikleri Kıbrıs’ta iş imkanı sağlanacağının söylendiğini belirtti. Öğrenciler adaya geldiklerinde ise bu vaatlerin hiç birini bulamıyor

OKULLA İŞ ARASINDA TERCİH: Öğrenciler, üniversite kampüsünde Afrikalı öğrencilerin hemen hepsinin iş ve para sorunu yaşadıklarına tanıklık etmişler. Yaşamlarını sürdürebilmek için kısa süreli iş bulamayıp tam gün işe girmek zorunda kalıyorlar. Bu da okulla ilişkilerinin kesilmesine neden oluyor

ÖLÇÜLÜ ŞİDDET: Öğrenciler, “Kampüslerde ölçülü bir şiddet ortamı var, okul yönetimleri bu olaylara karışmadıkları için zaman içinde daha başka korumacı gruplar türemiş. Şiddet uygulayanlar da, korumacılık teklif edenler de sonuçta arada kalmışlardan nemalanmaya çalışıyorlar” diye anlatıyor

 

Afrika’dan KKTC’ye yönelik yumuşak bir göç yaşanıyor. KKTC üniversitelerinde yeni bir öğrenim yılının başlaması ile birlikte dünyanın çeşitli ülkelerinden öğrenciler, kimileri umut dolu yeni bir başlangıç yapmak kimileri ise bıraktıkları yerden mutlu sona, mezuniyete ulaşmak için adamızda toplaşmaya başladılar.


KKTC makamlarının açıklamalarına göre geçtiğimiz öğrenim döneminde halen faal olan 14 üniversitede öğrenim gören öğrenci sayısı 93 bin 223. Bunların 13 bin 573 kişisi KKTC uyruklu, 52 bin 112 si Türkiyeli ve 27 bin 538 kişi ise 3’ncü dünya ülkeleri diye nitelendirilen diğer ülkelerden gelmişler. Yetkililer, 3’üncü dünya dedikleri diğer ülkelerden gelenlerin ülkelerine göre açık dökümlerini vermiyorlar. Gerekçe ise Rum makamların bu bilgileri kötü yönde kullanma olasılıkları. Ancak bu gerekçe, ayni zamanda şeffaflığın ortadan kalkmasına ve sorunların gerçekçi bir biçimde tartışılıp çözümlenmesine olanak tanımıyor. Özellikle de son yıllarda sayıları düzenli olarak artan ve daha görünür olmaya ve sorunları ile anılmaya başlayan Afrika kökenli gençlerle ilgili olarak.

Geçtiğimiz günlerde çalıştığı işyerinden ücretini alamadığı ve çaresizliği sonucu işyerinde sorun çıkardığı gerekçesi ile cezaevine gönderilen Zimbabweli Kamden Chenteu Veronique, bilinen bir sır olan Afrikalı öğrenciler sorununu yeniden gündeme taşıdı. Bu olay, kamuoyunda kendini savunamayan bir kadın üzerinden Afrikalı öğrencilerin hatta bilinen üniversiteler dışında kalan ve “akademi” adı altında faaliyet yürüten bazı kursların ortaya çıkarabilecekleri potansiyel sorunların sorgulanmasına da neden oldu.

Afrikalı öğrencil

Zimbabveli 3 Öğrenci

KKTC’yi neden tercih ettiklerini, hangi şartlarda  davet edildiklerini, ne umup ne bulduklarını kendilerinden öğrenmek üzere KKTC’ye geçtiğimiz eylül ayı başında giriş yapan  Zimbabveli 3 öğrenci gençle buluşup söyleşi yapıyoruz. Herhangi bir zor durumla karşılaşmamak için isim ve görüntü almama konusunda uzlaşıyoruz.

KKTC’yi, ülkelerinde üniversitelerimiz adına faaliyet yürüten bir acenteden öğrenmişler. Acente kendilerine bir WhatsApp mesajı göndererek Kıbrıs’ta üniversite olanağı olduğunu iletmiş. Hemen bu acenta ile iletişime geçip görüşmüşler. Aracı kurum onlara harita üzerinde bir ada göstermiş ve oranın Avrupa toprağı olduğunu, orada tanınmış üniversitelerin, iyi bir kampus hayatı ve yurtların olduğunu anlatmış. Oradaki harcamaları için hem kampüste hem de piyasada kısa süreli işler bulabileceklerini ve mali bir sıkıntı yaşamayacaklarını vaat etmiş. Üstelik adada yaygın olarak İngilizce konuşulduğunu da eklemiş… Daha da önemlisi mezun olduktan sonra Avrupa şartlarında iş bulabilmelerinin çok kolay olacağını da ifade etmişler.

Zimbabve yıllardan beridir değişmeyen ve giderek otoriterleşen bir yönetime sahip. Başkan Robert Mugabe 1980 yılından beridir başbakan ve devlet başkanı olarak iktidarını sürdürüyor Demokratik hayattaki sorunlar ve çatışmaya meyilli gerilim ülke ekonomisinin durgunlaşıp gerilemesine neden olmuş. Ülkede eğitimli işsizliğin yaygınlaşmasına ve genç nüfusun bir an önce daha iyi iş olanağı olan ülkelere özellikle de Avrupa’ya göç hesapları yapmasına neden olmuş. .. Gençlerin üniversite mezunu olsalar bile ülkelerinde iş bulma olasılıkları çok zayıf. Görüştüğümüz gençlerden birisi bu durumu şöyle izah ediyorlar: Sokaklar domates satan okumuş insanlarla dolu.” Bir diğeri şöyle devam ediyor: Biz Zimbabveliyiz ama ayni zamanda Zulu kabilesindeniz. Zululular etnik bir topluluk olarak Güney Afrika ile Zimbabwe arasında sıkışıp kaldılar. Hindistan ile Pakistan arasında kalmış Pencaplılar gibi.” Gençlerden diğeri ise,  bu insanların bir yolunu bulup “özgür dünya”ya ayak basmak ve kurtulmak hesabı yaptıklarını ve Kıbrıs’ın (KKTC) böylesi bir olanağa açılmış bir kapı olarak görüldüğünü anlatıyor.

Bir eğitime sahip olsa bile fırsat bulabilen, KKTC’de üniversitelerin isteyecekleri parayı hazırlayabilen her gencin bu fırsatı değerlendirmek istediğini anlatıyor. Bu nedenle üniversitenin bir öğrenim yılı için kendilerinden istediği 5 bin doları ve nasıl olursa iş bulup çalışabilecekleri için aylık 150 dolarlık harcama bütçesini ceplerine koyup gelmişler. Bu cazibe, KKTC’de üniversitelere kayıt yaptırmış Zimbabweli öğrenci sayısının geçtiğimiz yıl 4 bin 800 rakamına ulaşmasına neden olmuş.

“Vaatler doğru değil”

Zimbabveli gençlere acente tarafından verilen bilgilerin doğruluğunu test edip etmediklerini soruyoruz. “Bu bilgileri Google’dan teyit etmeye çalıştık ancak o kadar çok farklı bilgi ile karşılaştık ki hangisine itibar edebileceğimize karar veremedik” diyorlar. Kıbrıs’a geldiklerinde yanıltıldıklarının ilk işareti olarak “kullanılan dilin Türkçe olduğunu, İngilizce’nin yok denecek kadar az geçerli olduğunu fark ettiklerinde” anlamışlar… Günler geçtikçe diğer vaadlerin de sorunlu olduğunu fark etmeye başlamışlar. “Bize üniversitede veya kampüste iş imkanları olduğunu söylemişlerdi ancak böyle bir fırsatla hiç karşılaşmadık.”

İş ile okul arasında kalıyorlar

Yerleştikleri Lefkoşa’daki üniversite kampüsünde etraflarında çok sayıda Afrikalı öğrenci bulunduğunu ve hemen hepsinin iş ve para sorunu yaşadıklarına tanıklık etmişler. Yaşamlarını sürdürebilmek için kısa süreli işler bulamayıp tam gün işe girmek zorunda kalanlar ise tam gün çalıştıkları için okulla ilişkileri zayıflıyor ve okulla iş arasında bir tercih yapmak zorunda kalıyorlarmış. Okulla ilişiği kesilenler ve tam gün çalışmak için her fırsata sarılanların çoğu ise, aldıkları düşük ücret ve yaşamın pahalılığı sonucu geriye ülkelerine dönebilecek kadar para biriktiremeyip kısır bir döngünün içine giriyorlarmış. Zimbabveli gençlere göre suça bulaşma eğilimi işte tam da böylesi bir durumda ortaya çıkıyormuş.

Özellikle Afrikalı gençlerin bir kısmının zaman içinde öğrenci konumlarını kaybettikleri hatta suça karışma rakamlarının yükseldiğini hatırlatıyoruz. Görüştüğümüz gençler geneli hakkında bir yorum yapacak kadar deneyim sahibi olmadıklarını söylüyorlar. Ancak daha önceki yıllarda gelen kimilerin iş bulma vaadi veya benzer vaadlerle “para sızdırmak için üçkağıt yaptıklarına” tanık olduklarını söylüyorlar.

Son zamanlarda lüks veya kiralık arabalar kullanan Afrikalılıara daha çok rastlamaya başladığımızı hatırlatıyoruz.  “Kim onlar? Onlar da mı öğrenci?” diye soruyoruz. Zimbabveli gençler onların çoğunlukla Nijeryalı olduklarını söylüyorlar. Nijeryalıların, kendi aralarındaki farklılıkları bir kenara bırakıp etkili bir gruba dönüştüklerini ve hegemonya kurmaya çalıştıklarını anlatıyorlar. “Kampüslerde ölçülü bir şiddet ortamı var, okul yönetimleri bu olaylara karışmadıkları için zaman içinde daha başka korumacı gruplar türemiş. Şiddet uygulayanlar da, korumacılık teklif edenler de sonuçta arada kalmışlardan nemalanmaya çalışıyorlar”mış.

Dini ve kültürel özgürlüklerini kısıntı olmadan yaşayabiliyorlar mı? Bu alanda hiçbir sorunlarını olmadığını söylüyorlar. En önemli sorunu, sokakta yeteri kadar İngilizce bilen insana rastlayamadıkları için Kıbrıslılarla iletişimde yaşadıklarını söylüyorlar.

Kıbrıslılara yönelik izlenimlerini soruyoruz.  Gelmezden önce sınırlı da olsa bir ırkçılıkla karşılaşabileceklerinden endişe duyuyorlarmış ancak böyle bir durumla hiç karşılaşmamışlar. Buradaki durumun Avrupa’da yaşanandan daha pozitif olduğu sonucuna varmışlar. “Kıbrıslıları sorun çıkaran insanlar olarak görmüyoruz. Biz sorunları daha çok Nijeryalılarla yaşıyoruz” diyorlar.

Mezun olduktan sonra ne yapmayı düşündüklerini merak ediyoruz. “Bir şekilde Avrupa’ya özellikle İngiltere’ye gitmeyi” düşündüklerini söylüyorlar. Ancak Avrupa’nın şu sıralar Suriyeli ve Kuzey Afrikalı göçmenlerle başının dertte olduğunun da farkındalar. “Mezun olduktan sonra üst eğitim için belki Avrupa’ya geçme olanağı buluruz” diyorlar. Ancak halihazırda mezun olanların çeşitli yollar deneyerek kendilerine bir şans yaratmaya çalıştıklarını geriye ülkeye dönmek istemediklerini söylüyorlar.

Afrikalı öğrencilerin düşük veya orta gelir düzeyli ailelerden geldikleri ve KKTC’deki yaşamlarını çok sınırlı bir para ile sürdürdüklerine dair genel bir inanış var. Bu durumu hatırlatarak bir yıllık okul dönemi için ne kadar para harcamayı planladıklarını soruyoruz. Üniversiteye kayıt için 5 bin dolar harcadıklarını söylüyorlar. Bu paranın içinde üniversiteye kayıt, yurtta standart bir odada kalma ve iç ulaşım giderleri var. Yemek giderleri bu ödemenin dışında kalıyor. Yiyecek ve sosyal hayatlarını sürdürebilmek için ailelerinden edinebildikleri paranın toplamı, ayda 150 dolar civarında imiş. Ancak bunu söyler söylemez, Afrika’da KKTC’deki üniversiteler adına simsarlık yapan kişilerin, Kıbrıs’a gider gitmez üniversite bünyesinde veya piyasada part-time iş bulabilecekleri vaadi yaptıklarını hatırlatıyorlar. “Şimdi böyle bir fırsatın olmadığını anlıyoruz. Bulabildiğimiz işler, ağır işçilik sayılan ve okulla ilişkimizi kesmemizi gerektiren işler. Üstelik karşılığında önerilen ücretler burada yaşamaya bile yeterli olmuyor.

Etraflarında öğrencilikle ilişikleri kesilmiş kişiler olup olmadığını soruyoruz. Bu duruma gelmiş olanlar ne yapıyorlar nasıl geçiniyorlar? KKTC’de çok yeni olduklarını ve yeteri kadar gözlem sahibi olmadıklarını hatırlatıyorlar. “ Arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde bu duruma düşmüş Afrikalılar olduğunu duyuyoruz. Burada bir kısır döngü yaşanıyor, okul parasını ödedikten sonra diğer ihtiyaçlarını çalışarak karşılayacağını uman gençler, bu imkanı bulamayınca tam gün çalışmayı deniyorlar fakat bu defa da okulla ilişkileri kesiliyor. Sonuçta kazandıkları para ile geri ülkeye de dönemiyorlar ve kendilerini kapana kısılmış durumda buluyorlar.”

Son olarak ne düşünüp ne söylemek istediklerini soruyoruz. Başa dönüyorlar ve konuyu yeniden Afrika’daki öğrenci simsarlarına getiriyorlar. “Afrika’da bize Kıbrıs’taki olanakları anlatırlarken çok abartılı şeyler söylüyorlar. Buranın bir Avrupa ülkesi olduğunu, öğrenimimiz yanı sıra iş olanakları olduğunu ve çalışarak ihtiyaçlarımızı karşılayabileceğimizi söylüyorlar. Okul sonrası Avrupai bir hayatın bizi beklemekte olduğunu söylüyorlar bu aldatmaya son verilmesi gerekiyor.”

KKTC’li makamlar, Afrikalı öğrencilerin KKTC’de ulaştıkları sayı hakkında kesin olan rakamlar vermeseler bile bu sayının 15 bini aştığı anlaşılıyor. Üstelik KKTC üniversitelerinin tanıtım maksatlı işbirliği yaptıkları acenteler  KKTC’deki durum hakkında yanlış ve abartılı bilgiler vermeye devam ederek bu sayının her yıl artmasına neden oluyorlar. Gelişmeler, gelen gençlerin çoğunun KKTC’yi Avrupa’nın bir parçası ve anakaraya geçiş için bir fırsat gördüklerini gösteriyor. Durum, KKTC için kaldırılamayacak bir göçe dönüşebilir.

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar