'' Gerçek'' mi ? ''oyun''mu ? - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Perşembe, Nisan 25, 2024
Köşe Yazarları

” Gerçek” mi ? ”oyun”mu ?

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

Geçen haftaya biraz da şaşkınlıkla bakıyorum. Çünkü  Anastasiadis sadece  “gündem” yaratmakla  yetinmedi. Türk tarafının, “dur bakalım nereye varmak istiyor” merakıyla izlerken yarattığı gündemin “patronu” olarak açılımlarını da yaptı..

Doğrusu hem Sn. Cumhurbaşkanlığı makamımız hem de Dışişlerimiz ve de Ankara, Anastasiadis’in bu çıkışına (her halde hazır değillerdi) etkiliğince bir  politik tepki göstermediler.. Yada gerek duymadılar mı diyelim!


GERÇEKTE konu hâlâ Rum tarafında da hâlâ tartışılmaktadır..  Gerçi “köşemizde” çok ayazlattık ama  sorgulamak gerekir.

“Bayram değil, seyran değil eniştem beni neden öptü” kabilinden başlayan “gevşek federasyon” olayı, sonrasında “Desantralizasyon” adıyla yeni çözüm şekli olarak siyaset piyasasına sürülürken, bir de gördük ki “yok” diyor Anastasiadis. “Gevşek federasyon başka desantralize olayı başkadır..” Neme lazım adam iki hafta bizi bunlarla oyaladı!

PEKİ çözüm bu “çerçevede” olabilir mi?         Bizim taraf Anastasiadis’in bu önerilerini  “kandırmaca yutturmaca, federasyondan sapma, yeni bir oyun” olarak yorumladı!

Tamam da bu oyunları bozmak, kendi lehimize çevirmek de politika değil mi? Hatta “yanlış anlamış olsak bile “hadi bakalım Anastasiadis eğer sözünün sazının arkasındaysan, gel şu gevşek midir, yoksa Desantralizasyon mudur nedir  tartışalım” demek olmaz mıydı?  Hatta daha ileri giderek ve tam zamanıdır diyerek “konfederal sistemi” siyasi terminolojisiyle telafuz ederek  Anastasiadis’in önerisine karşı öneriyle çıkılamaz mıydı?

BÜYÜKLERİMİZ bilir diyelim ve bir diğer önemli konuya geçelim..

Rum tarafı Türkiye’nin uyarılarına karşın 10. Parselinde gerçekleştireceği sondaj için  navtex yayımladı.

Dünkü Havadis bu konudaki haberini “Akdeniz suları iyice sınıyor” başlığıyla verirken, sondajı İngiliz bayraklı bir  geminin yapacağını, Navtex’li  10. parselin 500 metre yarıçapındaki  alanını kapattığını,  bu alana her hangi bir başka geminin veya deniz aracının  girmesinin yasak olduğunu ve sondaj çalışmalarının 25 Şubat 2019 kadar devam edeceğini… Yazıyordu..

OYSA daha iki üç gün önce Savunma Bakanı Akar, Yunanistan’ı yeniden uyarmıştı…

Fakat belli ki Rum Yunan ikilisi bu konuda kararlılar! Ki yeniden tekrar edelim. Bu “ısrar” eğer Doğu Akdeniz’de bir arbedeye neden olursa Kıbrıs sorununu olumsuzun ötesinde pek çok olumsuzluklarla etkiler. Ve bir taraf kaybetmez. Tüm taraflar kaybeder ki bu siyasetler sonucu kopan çatışmaların yaraları kolay kapanmaz..                                                                **********

BU SORUMSUZLUKLARLA DEVLET DÜZENİ KURULABİLİR Mİ?    

Geçen hafta  Ombudsman Emine Dizdarlı’nın bir raporuna daha tosladığımda neden bir katre bile düzelmediğimizi yeniden anladım!

Rapora göre 2016 yılında yurtdışı tedavi giderleri için 290 hastaya 1 milyon 617 bin TL. 2017 yılında ise 725 hastaya 2 milyon 697 bin TL.  ve  bu yılın ilk 4 ayında 41 hastaya 147 bin 587 TL. ödeme yapıldı…

SAĞLIK  nedeniyle yapılan bu  harcamaların dökümü,   Sağlık Kurulu raporu olmamasına karşın yurt dışında tedavi gören bir yurttaşın masraflarının ödenmemesi üzerine Ombudsman’a yaptığı şikâyet üzerine açıklandı.

Raporda “Sağlık Bakanlığının her hangi bir idari hatası” yok dendi. Fakat “yurtdışı tedavi ödemelerinde belli ilkeler ve kıstaslar konulmalı ki keyfilik ortadan kalksın” uyarısı yapıldı..

Nitekim söz  konusu yurttaş “kurul kararı olmamasına karşın yurtdışında tedavi görmüş, masrafları ödenmiş, yine ödenmesi gerektiğini sanmış ki ödeme yapılmayınca ombudsman’a başvurmuş!

NEDİR olay? Popülizmdir!

Çalışmaz ve çalıştırılmaz dediğimiz kurumlarımızın siyasi iktidarlar tarafından istismar edildikleridir!

Kanun yapıcı ve koyucularının bizzat kendi çıkardıkları kanunları tepelemeleridir! (Nitekim diyor ki Dizdarlı raporunda, bir hastanın tedavi masraflarının ödenebilmesi için gerekli yasal düzenlemeleri içeren Sağlık Kurulları tüzüğüyle Nalbantoğlu Hastahanesinde oluşturulan Ön Kurul, Merkezi Kurul, Değerlendirme kurulu, İlaç Kurulu, Bölgesel Sağlık Kurulları, İtiraz Kurulları falan… Birlikte çalışarak düzenlerler  kuralları…

ÇOK çetrefil de olsa kanun kanundur ama.. Fakat görüyoruz ki maalesef siyasi iktidarlar hâlâ “ben yaparım olur” alışkanlığından muzdarip heyamola çekiyorlar!                                                                                            **********

KISACA TAKILDIĞIM:     (ARTIK YETER OLSUN!)

Bugün iki sınır kapısı daha açılıyor. Mağusa’daki Derinya kapısını konumu itibarıyla iyi bilirim. Artık Mağusa, İskele, Karpaz ahalisi Güney’den alış veriş yapmak için Rum çarşılarına bu kapıdan geçerek de düşebilecektir!  Yarım saatte  bölgedeki Rum çarşılarına ulaşmak mümkün.. (Her halde daha şimdiden oralarda super marketler oluşturuldu yada oluşturulmak üzereler!)  Üstelik Aynappa da  daha bir yakına geldi, gençlerin gözü aydın..

Ancak bu kapıların açılması bazı kesimler  için “duvarların yıkılması, “Kıbrıs’ın birleşmesi,  Türk Rum halklarının iç içe geçip “Kıbrıslılık” ruhunu yeniden yaratmasıdır da bakın yazayım:

Ne kadar çok kapı o kadar çok barış değildir! 1974 öncesinde her yönden sürdürülen Rum saldırılarının bizi nasıl çok zor durumlarda bıraktığını da biliyoruz. Ve diyoruz ki kantarın topuzunu kaçırmayın!

Ki 783 bin 562 kilometre karelik Türkiye’de bile sadece 26 sınır kapısı vardır.

Biz 3 bin 252 kilometrelik alanımızla şimdiden sınırlarımızı kevgire çevirdik!          “Sınırlarımızı” yolgeçen hanına çevirmeyin bu Rum-Yunan ikilisine güvenilmez ha!

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar