Gel de barış gazeteciliği yap... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cumartesi, Nisan 20, 2024
Köşe Yazarları

Gel de barış gazeteciliği yap…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Barış gazeteciliği falan diyorlar. Düşmanlık içeren söylemlerden kaçınmalı gazeteciler. Bir dönem böyle bir kursa bizim de katılmışlığımız var.

“Çatışmayı körüklemeye değil, çözüm üretmeye yönelik yöntemler” öneriliyor.


Yıllar yılı, özellikle de bizim gibi çatışma potansiyeli taşıyan toplumlar arasında geliştirilmeye çalışılmışsa da, dünyada pek başarıya ulaştığı söylenemez…

İşin özü, empati yapmaktan geçiyor. “Biz” ve “öteki” diye ayırdığınızda, sonuçta iki tarafın da kazanması hedefinden uzaklaşıyor, çatışmayı körüklüyorsunuz.

Ama bu teoriyi savunanlar, düşmanlık, aşağılama, yok etme hedefine yoğunlaşan faşizm karşısında da aynı duyarlılığın gösterilmesini ısrarla savunuyorlar.

Nereden geldim bu konuya…

Yunanistan’da koalisyonun bozulmasından.

Sol güçlerin tüm fraksiyonlarının bütünleşmesinden oluşan SYRİZA (Radikal Sol Koalisyon) partisinin başkanı Aleksis Çipras’ın, 2015’de kurduğu hükümetin küçük ortağı  Bağımsız Helenler (ANEL) Partisi Genel Başkanı ve Savunma Bakanı Panos Kammenos, hükümetten ayrılma kararı aldı.

Kammenos’un partisi ANEL, yeni Demokrasi Partisi’nden ayrılan aşırı sağ bir grubun kurduğu parti.

İstifa nedeni ise, Çipras’ın, geçen Haziran’da Makedonya Cumhuriyeti ile imzaladığı ve bu ülkenin adının “Kuzey Makedonya” olarak kabul edilmesini içeren anlaşma. O anlaşma geçen hafta Makedonya Parlamentosu’nda onaylanarak yürürlüğe girdi. Şimdi de Yunan Parlamentosu’nda onaylanacak.

Anlaşmayı hazırlayan Dışişleri Bakanı Kocias da, bu baskılarla istifa etmek zorunda kalmıştı. Bir bakıma Çipras, koalisyonun yürümesi adına kendi bakanını yemişti. Ama bir işe yaramadı…

En kötüsü, bir AB üyesi olan Yunanistan’da, ciddi sayıda Kammenos’lar var.

Tamam, ulus devletler, çıkarlarını savunurlar. Savunmak zorundadırlar. Ama yani, bu kavga, inanılır gibi değil, Antik Yunan’a dayanıyor. Çıkar bunun neresinde? Bugün Kuzey Makedonya olan bölge, Büyük İskender’in ana vatanıymış, Antik Yunan tarihi ve medeniyetinin vazgeçilmez bir parçasıymış, o nedenle “Makedonya adı başka bir ülke tarafından kullanılamazmış. Aynen, Anadolu’nun Ege bölgesi için “Elen Küçük Asya” demeye devam ettikleri gibi…

Artık tarihte yerini alan PanTürkizm gibi bir şey. Şimdi Türkler de kalksınlar ve “Türkmenistan adını değiştirsin” desinler. Ne, “Biz de zamanında oradan geldik” falan. Bu devirde…

Yahu bu memleket ikinci dünya savaşından beri Yugoslavya’nın 5 federe devletinden biri Makedonya Sosyalist Cumhuriyeti değil miydi? O zaman da kendilerine Makedonya demiyorlar mıydı? Gerçi bu tartışmayı her dönem yaptılar ama, 1992’de Makedonya’nın bağımsızlığını kazanmasından sonra Yunan siyaseti içinde iyiden ayyuka çıktı.  Hatta artık öyle bir yere geldi ki, neredeyse Makedonya’nın sadece isminde değil, egemenliğinde de hak iddia edecekler. Bu yayılmacılık değil de nedir? AB’ye, NATO’ya üyelik başvurularını sürekli engelliyorlar. Adamları sürüm sürüm süründürüyorlar.

Faşizme bakar mısınız?…

Şimdi önce güven oylaması, ardından Makedonya oylaması yapılacak. Yabancı kaynaklar, SYRİZA’nın içinde de bu anlaşma karşıtı önemli sayıda milletvekili olduğunu söylüyor. Yeni Demokrasi Partisi daha da aşırı. Onlar da anlaşmayı reddediyorlar. Terör örgütünden bozma Hrisi Avgi partisi, Makedonya ile anlaşma imzalandığında, orduyu falan göreve çağırmıştı.

Onlar böyle de, ya Çipras? Dış baskılarla imzaladığı bir anlaşma var ama, Kammenos’un yerine atadığı Genelkurmay Başkanı Evangelos Apostolakis, “Ege’de Türklerin çıkacağı olası kayalıkları yerle bir edeceğiz” diyen biri.

Şimdi bu haberi yorumlarken, hadi gelin de barış gazeteciliği yapın… Hadi gelin kendinizi onların yerine koyun…Konunun direkt olarak bizimle bir ilgisi yok, çatışma çıkartma derdimiz de yok, nefretimiz de. Ama, işte gerçekler bunlar. Siyaseti boş verin, halktan bahsediyorum.

Bu kafalarla da siz masaya oturup, mantıklı, çağdaş değerler temelinde anlaşmalar yapamazsınız.

Bu istifa, bana bunları düşündürdü…

 YERİN KULAĞI VAR

HAYDİ ÖDEYELİM:

Dövizin yükselmesiyle birlikte elektrikte yapılması gereken zamların ertelenmesiyle, Kıb-Tek maddi açıdan zora düşmüş. Şimdi aldığı bu yeni kredi onun içinmiş. Ekonomi Bakanı Özdil Nami’ye dün Meclis’te sordular, o da söyledi. “Bu bizim Kıb-Tek’e borcumuzdur, bu borç da faturalara yapılacak ‘küçük küçük zamlarla’, tüketiciden tahsil edilecek”. Müjdeler olsun…

BU DÖNEM 21 GÜNLÜK:

Bu ay 39 günlük hesaplanan elektrik faturalarına vatandaştan büyük tepki gelmişti. Dün biz de bu sayfadan önümüzdeki ayki faturaların kaç gün üzerinden hesaplanacağını sormuştuk. Ekonomi ve Enerji Bakanı Özdil Nami, 21 gün üzerinden hesaplanacağını ve faturların daha düşük olacağını açıkladı. Kaybettiğimiz eşeği bulduk, buna da sevinelim.

ZAROĞLU’NUN TEKLİFİ:

Dün Meclis’te yine Dome Otel konusu geçti. YDP milletvekili Bertan Zaroğlu, bir çıkış yaptı ve Dome için bizzat kendisinin yıllık 2 milyon liralık bir teklif yapacağını söyledi. Meğer geçen Cuma Vakıflar İdaresi’ne yazılı teklif de vermiş. Dome’a önce bir sendika, şimdi bir vekil talip. Önümüzdeki günlerde işler iyice şenlenecek desenize…

 DURUM ORTADA:

Yıllardır ne sağlık, ne de eğitim konusundaki sorunları aşamadık. Ve yıllardır da hep o makamda oturanları suçladık ancak, nüfusu üçyüz bin civarında olan bir ülkede gerek eğitimde, gerekse sağlıkta nüfusun üç katına hizmet vermeye kalkarsan sorunları çözemezsin. Gidin hastahaneye ve bir inceleyin, oradakilerin çoğunluğu yabancı işçilerin aileleri, okullardaki durum da farklı değil. Böyle olunca da, ne sağlık, ne de eğitimde bir arpa boyu yol alamayız…

KİMSE ARAYIP SORMUYOR MU?:

Geçtiğimiz gün Mağusa’da yapılan huzur operasyonunda ülkede kaçak olarak yaşayan üç kişi bulunmuş. Biri de tam 7 yıldır kaçakmış. Ülke sorma gir hanına döndü dediğimizde kızıyorlar. Yahu bu adam belli ki turist vizesi ile ve en çok bir aylık izinle geldi. Hade bir yılı anlarım da, 7 sene bu adam bu ülkede kaçak olarak nasıl kalabildi. Kimse bunun takibini yapmıyor, arayıp sormuyor mu, muhaceret ne işe yarar o zaman. Sonra çıkıp suçlarda patlama yaşanıyor diye şikayet ederiz…  Görünmeyen birinin suç işlerken rahatlığını düşünebiliyor musunuz.

AKMAZSA DAMLAR:

Geçtiğimiz hafta ilk toplantısını yapan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda işçi tarafının  net 3150 TL’lik önerisi üzerinde tarafların anlaşmaya yakın oldukları iddia edildi. Komisyonun ikinci toplantısını 17 Ocak’ta yapması ve karara varması bekleniyor. İşçi ve işveren tarafı 3150 TL rakamında anlaşırlarsa Türkiye’deki gibi asgari ücrete yüzde 26 civarında bir artış yapılmış olacak…

ZİRVEDEKİLER

Eşref Çetinel: “Ayaklarımızın altındaki memleketimizin çoktan dingili koptu, attığımız her adımda çatırdayıp acaip sesler çıkarıyor! Kısaca alışılmadık olaylarla yaşamaya başladık! Mesela artık arabanızla sabah evden ayrılırken, ailenizle, ‘hakkınızı helal’ edin diyerek vedalaşıyorsunuz!

Yada kırk yıldır aranızda yaşayan   sizden bizden birileri, hatta merhabalaştığınız insanların  medyada manşetlere çıkmış polislik vakalarının serüvenlerini okuyor şaşırıyorsunuz! Zaten artık günlük hayatımızı olumsuz etkilediği için daha yakından tanıdığımız ‘kurumlarımızın’ türlü çeşitli maceralarını işittikçe bu devletin nasıl ayakta kaldığına  şaşırıyorsunuz!”…

DİPTEKİLER

Bulut Akacan: Yasa gereği, tutuklu olduğu için tedavisinin devlet hastahanesinde gözetim altında yapılması gerekirken, özel hastahaneye gidiyor. Anjiyo yapılmasına izin vermiyor, mahkeme günü “hasta” olduğu gerekçesiyle mahkemeye gitmiyor. Sizin anlayacağınız adam devletle kedi fare oynar gibi oyunuyor ama, kimse çıkıp da, “sen kim oluyorsun” diyemiyor …

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar