Filme "aralık" verildiğinde - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
ManşetPoli

Filme “aralık” verildiğinde

Plevne Sokağın girişinde asması balkonlarına kadar uzanmış bir ev.

(Sokak Sokak Lefkoşa -9-)

O kış gecelerinde,

Çıplak yıldızlarla döşenmiş gece sabahın ayazına hazırlanırken,


Sevgiliye sarılıp uyumak,

Ve bir Pazar sabahına güler yüzle uyanmak ne güzeldi…


Reşadiye Sokağı daha önceki yazılarımızda anlatmıştık.

Reşadiye’nin doğu ucu kışlık Zafer Sinemasına çıkan Plevne Sokak ve İstanbul Sokakla son bulur.

Bu kavşak Gençlik Gücü binasının altında bulunduğu surları izler ve Mağusa Kapısı ile Çağlayan yoluna bağlanır…

Bir zamanlar kalabalıklara sahne olan Plevne Sokağın en büyük özelliği kışlık Zafer Sinemasının burada bulunmasıydı.

Kış aylarında hizmet veren sinema,

Bölgenin oldukça canlı olmasına neden olurdu.

Plevne Sokakta dolaşırken, o günlerin ayak izlerini, köşelere, duvarlara sinmiş hatıraları anımsamaya çalıştık.

Zafer sineması kışlık sinemaların en büyüğüydü yanılmıyorsam.

Sinemanın ana gövdesini izleyicilerin oluşturduğu ve koltukların doldurduğu salon oluştururken,

Loca kısmı üst katta, kantini ise sinemanın ana giriş kapısının açıldığı bölümdeydi.

Gündüz de gece de iki film birden oynatılırdı.

Ama en çok gece seanslarına rağbet olurdu…

[images_grid auto_slide=”no” auto_duration=”1″ cols=”four” lightbox=”no” source=”media: 175683,175681,175680,175679″]…[/images_grid]

Sinemaya gitmek vazgeçilmez eğlencelerden biriydi insanlar için…

Ahali sinemaya gideceğinde önceden hazırlanır,

En güzel kıyafetlerini giyer,

Sinema vaktinin gelmesini beklerdi.

Genç kızların rujları, manikürleri, akşamdan bigudilere sarılmış saçları çoktan hazır olurdu.

Hatta sinemaya gitmezden önce hamama gidenler de çok olurdu.

Yurtdışı seyahatlerine hazırlanır gibi hazırlanırdı millet.

Temiz ve pak.

Sinemaya gidiş vakti geldiğinde, Lefkoşa sokakları kendi insanlarının kalabalığına gömülür,

Herkes kenar kenar sinemanın yolunu tutar,

Kadınların kullandığı türlü kokular bir anda sokaklara yayılır,

Her taraf erotik bir çekiciliğe gömülürdü…

Sinema afişleri önceden hazırlanır,

Biletler önceden satılırdı.

Herkesin yer bulmak için en az üç dört gün önceden davranması gerekirdi.

Özellikle Cumartesi akşamları tercih edilirdi ki ertesi gün tatildi.

Bu nedenle o gecenin biletleri çoktan tükenmiş olur,

Zaman zaman yer bulamayan izleyicilerle gişe görevlileri arsında tartışmalar yaşanırdı.

Film oynatılmaya başlandıktan sonra sinemaya gelmeye gecikenlerin çıkardıkları sorunlar teşrifatçılar tarafından çözülürdü.

Teşrifatçı elinde bir fener, yeni gelenin bilet numarasına bakar,

Sonra ilgili sıra koltuklarını bulur,

Ancak, o karanlığın içinde insanlar tedirgin olurdu.

Dizlerin ön koltuklara vurduğu sıra koltuklardan çekilmek ya da ayağa kalkmak bir eziyet gibiydi.

Hatta film izlerken ve henüz konu nedir anlaşılmaya çalışılırken Meksika Dalgası gibi sıra koltukların bir biri ardı sıra kalkıp oturması can sıkıcıydı doğrusu.

Bazen yanlış yere oturanlar da vardı.

Bu durumda teşrifatçı izleyiciyi uyarır, izleyici önce itiraz eder, ama teşrifatçı zaptiye edası ile onu yerinden almasını bilirdi…

Böyle anlarda, beyaz perdenin altında gölge gibi kalkıp oturan başlar belirirdi…

Zafer Sineması şimdi oldukça harap,

Her tarafı bakımsız,

Kapıları bir daha açılmamak üzere kapanmış,

Anılarına gömülmüş,

Dağlarda tek başına kalan bir alıç ağacı gibi yalnızlığı yaşamaktadır…

1970’li yıllarda Cem Karaca, İnci Çayırlı, Erol Büyükburç gibi Türkiye’den gelen sanatçıların sahne aldığı yer Zafer Sinemasıydı.

Birçok yerli müzik gurubu da kapalı konserler için bu salonu tercih ederlerdi.

Dahası Dev-İş, DGD gibi örgütlerin çeşitli kültür sanat etkinliklerini gerçekleştirdiği yer de bu kapalı salondu.

Aynı şekilde dönemin Çiftçi ve Hayvancı birlikleri ile siyasal partilerin toplantılar düzenledikleri salon da Zafer Sinemasıydı.

Kebapları ile ünlü Anibal da Plevne sokaktaydı,

Gençlerin rağbet gösterdiği Kartal Pavyon da o sokaktaydı.

Gençler sinema vaktinden önce pavyona gider,

Orada müzik dinler, çeşitli oyunlar oynar, vakit geldiğinde sinemaya giderlerdi…

Kış gecelerinde arabalardan yükselen egsoz dumanları, kebap dumanlarına karışırdı.

Anibal ter kan içinde müşterilerine hizmet etmek için koşuştururken,

Trafik polisleri de gelip giden araçları kontrol etmek, sokağa bir düzen vermek için bir aşağı bir yukarı dolaşıp dururlardı.

Bayram yerine dönerdi Plevne Sokak.

Bu ünlü sokak Hatay ve Edirne Sokaklara bağlanırken, karşıdan da Çankaya Sokağa çıkar ki, bu sokağın bir ucu Yenicami, diğeri de Edirne Sokağa bağlanır…

Hayat sinemalarla çok güzeldi…

Dışarıda yağmur yağar, içeride iki film birden oynardı.

Sinema bittiğinde hava da iyice soğumuş olurdu.

Platolarını giyip birbirlerine sarılan insanlar evlerine gitmek üzere tekrardan Lefkoşa sokaklarına dağılırdı.

O kış gecelerinde,

Çıplak yıldızlarla döşenmiş gece sabahın ayazına hazırlanırken,

Sevgiliye sarılıp uyumak,

Ve bir Pazar sabahına güler yüzle uyanmak ne güzeldi…

 …

İsmet:

Zafer Sineması deyince Lefkoşa’nın ünlü sinemalarından,

Yakın geçmişte kendisini kaybettiğimiz İsmet’ten bahsetmemek olmaz.

Birçok yazımızda bu konuları ele almakla birlikte,

İsmet’i bu vesile ile de anmakta yarar var.

Sinemanın açılış ve kapanışları İsmet’ten sorulurdu.

Hatırlayanlar bilirler,

Makinist henüz filmi oynatmaya başlamadan önce,

İsmet sahne önüne gelir,

Bir uçağı idare eden görevli gibi el kol işaretleri yapar ve makinist de ona göre filmi oynatmaya başlardı.

İsmetsiz Zafer Sineması düşünülemezdi…

Plevne Sokağa hakim olan Sinema hayatı,

Genç kız ve erkeklerin kaçamak yerleriydi de aynı zamanda.

Gençler, arkadaşlık kurdukları ile sinemalarda buluşurlardı.

Bir birlerini en sağlıklı bir şekilde görebilecekleri alanlardı sinemalar.

Filme “aralık” verildiğinde kantinde buluşmak,

Uyarsa birkaç laf etmek,

Uymazsa göz göze gelmek hayatlarına kattıkları anlatılmaz bir heyecandı.

Uzaktan uzağa uçuşan tebessümler birbirlerinin gözlerinde çiçeklenirdi.

Plevne uzun bir sokak değildir.

İki yüz metre kadar ya var ya yok.

Güneye doğru kesiştiği Çankaya Sokak, Yenicami’ye çıkar, o yol da daha önceki yazılarımızda ele aldığımız Kirlizade Sokağına bağlanır ki orası Haydarpaşa’dır.

Plevne Sokak da diğer bütün sokakların özelliğini taşır.

Sağlı sollu daracık sokaklarla birleşir.

O daracık sokaklar bizi anlatır…

[newsbox style=”nb3″ title=”POLİ” display=”category” cat=”34″ number_of_posts=”4″ sub_categories=”no” show_more=”no” post_type=”post”]

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar