EVET BU ZAM OKKALIDIR VE YÜZDE 25’DİR… - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

EVET BU ZAM OKKALIDIR VE YÜZDE 25’DİR…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Çok belliydi. Türkiye’den kaynak akışındaki belirsizlik de, bütçenin açıkla başlamaktan da öte, ilk aydan sıkıntılarla başlayacağı da.

Çünkü devletin gelir kaynaklarında sorun var…


Bu küçücük ülke sermaye üretiyor, para üretiyor, kaynak üretiyor. Öyle veya böyle. Tarımla, sanayiyle değilse de, toprağıyla, deniziyle, yasalarıyla, hizmet sektörüne verdiği destekle büyük bir kaynak birikimi sağlıyor.

Ama kimin yararına? Büyük sermayenin… Vatandaşın değil. Devletin hiç değil…

Son ikisi yokluk içinde dibe vururken, öğrenilmiş bir çaresizlikle debelenirken, birileri daha çok, daha çok zengin olabiliyor…

Hepimiz biliyorduk, bu hükümetin de kendinden öncekiler gibi en kolay yolu seçeceğini ve dolaylı vergilerle çarkı çevirmeye çalışacağını. Nitekim yılın ilk gününden müjdeleri geldi. İğneden ipliğe devlete ödenen her türlü harç zamlandı.

Hükümet, artışları azami yüzde 10’da tuttuğunu söylüyor. Hayat pahalılığını kriter almışlar, (sanki özel sektör HP alırmış gibi)… Maliye Bakanlığı çıkan “okkalı” yorumlarını reddeden bir açıklama yapmış, “Geçmişte %30’ları bulan artışları ‘okkalı’ bulmayanlar, bugün yüzde 10 ve daha düşük oranda yapılan artışları ‘okkalı’ olarak servis ederek, kamuoyunu yanılmaktadır” diyor.

Bu bir kandırmacadır. Evet bu zamlar okkalıdır.

Çünkü bu hükümet, göreve gelir gelmez, hiç görülmemiş bir şekilde yıl ortasında bu harçlara yüzde 15 zam yapmıştı. Bugün de buna ilave yüzde 10… Toplam yüzde 25… Aralık 2018’e göre ise tam yüzde 55…

Kimin gelirinde bir yılda yüzde 55 artış olmuş olabilir ki? Bunun cevabını hepiniz biliyorsunuz. O kesimler, hala 20’nin üstünde kalemde vergi muafiyeti almaya devam ediyorlar.

Ama devletin, devleti yönetenlerin eli asla bunlara ellemeye gitmiyor.

Öyle bir cesaretleri yok.

Türkiye’de ne varsa bizde de olacak derken kolay, ama asıl kopyalanması gerekeni kopyalamazlar.

Mesela Türkiye’de gelir vergisi dilimleri değişiyor. Gelir yukarıya gittikçe, vergi oranı ciddi şekilde artıyor. Lüks konuta ek vergi, imar planlarının değişmesiyle meydana gelen yoğunluk artışı, bina yüksekliği, kat adedindeki artış, kullanım amaçlarındaki değişikliklere yönelik rant vergisi uygulanması için bir taslak hazırlandı.

Aynı durum bizde de yok mu? Bu ülke artık inşaata doyduğu halde, imar planları ile yeni arsalar açılırken, rant tavana vururken, devletin bundan payını aldığını söyleyebilir misiniz?

Yakında Mağusa’dan Karpaz’a tüm bölgeler birer Girne olacak. Bu devletin sağladığı bir rant. Vergi artışını şimdiden düşünmek gerekmez miydi? İnşaat faaliyeti yüzünden yolların içine eden ağır vasıtalara ek vergi mesela…

Kumar masalarına birer elektronik çip…

Ve toplanmayan 440 milyonluk verginin derhal tahsil edilmesi. Ödemeyenin devletten hizmet almasının yasaklanması v.s…

Yok bunlara ellerini değmezler. Yanarlar çünkü. Hele önümüzde seçim varken, kolay mı böyle bir şey…

Ödeyin arkadaşlar… Sesiniz çıkmadığı, tepkinizi göstermediğiniz, tepenizde kazan kaynatanların oyunu hala artırdığınız sürece, ödeyin. Sosyal medyada da öyle vizirdemeyin, çare değil. Bakın Maliye Bakanı’nı da öyle “okkalı” falan diye kızdırmayın. Madem sokaklara dökülmezsiniz, madem yapmaları gerekeni yaptıramazsınız, klavye kalemşörlüğü de yapmayın.

Biraz da bunlar çevirsin çarkı sizin sırtınızdan.

Bakalım nereye kadar…

 

YERİN KULAĞI VAR

HİÇ KABUL EDERLER Mİ?:

Kaç gündür yazarım, cumhurbaşkanlığı seçiminden önce ne hükümet bozulur, ne erken seçim olur. Hem cumhurbaşkan adayı, hem milletvekili adayı olamayacaklarına göre, kim böyle bir şeye cesaret eder. Çatalköy Belediye Başkanı Mehmet Hulusioğlu da onu söylemiş. “İki seçim birden yapılsın… Hangi partinin genel başkanı milletvekilliğini bırakıp cumhurbaşkanlığına aday olacak, merak ederim” diyor…

 NE YAPSAK OLMUYOR:

Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis, “Kıbrıs sorununun çözümü havada olduğu sürece Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarının sorgulanmasını kabul etmem söz konusu değildir. Egemen bir devletin Münhasır Ekonomik Bölgesi, müzakere edilmek üzere masaya konulamaz” demiş. Hani yeni yılla birlikte belki değişir diye ummuştuk ama belli ki bu kafanın değişmeye hiç mi hiç niyeti yok…

“DELİ GÖMLEĞİ”:

Anastasiadis’in bu açıklamasına karşılık bizim Başbakan boş durur mu, “Hala 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’na saldıran Nikos Anastasiadis ve onun gibiler bilmelidir ki, içimizde açtıklarını sandıkları gedikler ve kendilerine yakın buldukları bazı şahıslar sayesinde bizi 1974 öncesine götüremezler, Türkiye ile KKTC’ye deli gömleği giydiremezler” diyerek ağzının payını verdi. Tamam da, “deli gömleği giymek”le neyi kast etti, anlamakta zorlandım biraz…

TAÇOY SÖZÜNÜ TUTTU:

Ekonomi ve Enerji Bakanı Hasan Taçoy geçtiğimiz Ekim ayında “ elektriğe yıl sonuna kadar zam yapmayı düşünmüyoruz” demişti ya, Allahı var bu sözünü tuttu. Tam da dediği gibi, yeni yılla birlikte, hem akaryakıa hem elektriğe yüzde 25’lik bir zam müjdesini verdi. Zaten dünyanın en pahalı elektriğini ödeyen bizler için, fatura daha da kabaracak. Bunun sebebi küresel artışlar değil, kötü yönetim zararıdır.

YÜZDE 38 FAKİRLEŞME DAHA:

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Taçoy’un açıklamasında korkunç bir öngörü daha var ve şimdiden toplumu hazırlamaya çalışıyor. ‘Akaryakıt ve elektriğe gelecek zamlarla, enflasyon yüzde 38 artacak’… Hazırlanın ek yüzde 38 fakirleşme daha… Bakan diyor ki, “Buna göre tedbirler üretmeye çalışıyoruz”… Bence bu tedbirler, devlet gelirlerinin artırılmasıyla ilgili değildir, HP’nin nasıl düşük tutulacağıyla ilgilidir…

 BORÇ YİĞİDİN KAMÇISIDIR:

KKTC Merkez Bankası’nın verilerine göre, KKTC’de şirketlerin  borçları, bir yılda 2 milyar 574 milyon 598 bin 693 TL artış gösterirken, vatandaşın bankalara borcu ise 1 yılda 788 milyon 867 bin 353 TL arttı. Kasım 2019 sonu itibarıyla yurttaşların ve şirketlerin bankalara olan borcu toplamda 23 milyar 979 milyon 886 bin 435 TL’ye ulaştı. Başbakan’ın dediği gibi, gerçekten de bölgenin parlayan yıldızı olduk…

ZİRVEDEKİLER

Kanlıdere projesi: İlk kez Şemi Bora’dan duymuştuk. Sonra Ahmet Uzun’un Belediye Başkan adaylığında, en son da Mehmet Harmancı proje olarak açıklamıştı. Kanlıdere üstüne bir park… Daha sonra iki toplumu Çevre Teknik Komitesi, projeyi gerçekleştirecek dendi. Şimdi öğreniyoruz ki, parkın içinde kuzeyi güneye bağlayacak barikatların nasıl olması gerektiğine kadar gelmiş iş. Güney’de bir çok aşama geçilmiş, ancak kuzeyde hala kazma vurulmamış olsa da, belki bu barikatlar meselesi halledildikten sonra iş kolaylaşır, kendi yönetimlerimizin yapamadığı şey, bir ortak projeyle gerçekleşir, biz de çağdaş bir hizmet almış oluruz…

DİPTEKİLER

Bize Filtre Gerekmez: Türkiye’de, santrallere filtre takma zorunluluğunun ertelenmesini içeren tasarıdan vazgeçilince, filtresiz santraller teker teker mühürlenmeye başlandı. Tabii orada bunlar özel sektöre ait, devletin malı değil. Bizde hala devletin kendi santrali filtresiz. Özeli de öyle. Sözde bir filtre taktı ama, azot ve filtreleme sistemlerinde sorunlar var. Çünkü biz böyle bir yatırıma değmiyoruz. Devlet ne kendi santrali, ne de özel için en iyi yatırımı yapmaya gerek görmüyor bile. Dünya artık doğayı kirlettiği için doğal gazdan bile vazgeçerken, biz mazotlu santrallerle insanı da doğayı da vahşice zehirlemeye devam ediyoruz.

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar