Ekonomi Bakanlığı krizi yönetememiştir... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 26, 2024
Köşe Yazarları

Ekonomi Bakanlığı krizi yönetememiştir…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Kim ne derse desin, Ticaret Dairesi’nin bağlı olduğu Ekonomi Bakanlığı, bu krizde sınıfta kalmıştır.

Ekonomi Bakanı Özdil Nami, bir ay önce, marketlerde fahiş artışlar başladığında, “fiyat denetim yetkimiz yok” demişti…


Oysa vardı ve küçük bir düzenlemeyle derhal yürürlüğe konabilirdi.

Hatta bazı eski bakanlarla konuştuk, “düzenlemeye de gerek yoktu” dediler.

Ve işte esas vurgun o dönemde oldu. Yani o günden bu yana, tam bir ayda.

“Öyle mi yapsak, böyle mi yapsak, yapardık, yapamazdık”, sonunda 12 tane denetçi atandı, ardından da, önlemlerin açıklanmasından bir ay sonra yetki düzenleyen YGK çıkabildi…

Geçtiğimiz gün Başbakanlık’tan yapıldı açıklama.

Denetçiler, şimdiye kadar fahiş fiyat dışındaki konularda, raf-kasa fiyatları uyuşmazlığı, tarihi geçmiş mal satılması, fiyat etiketinin  bulunup bulunmamasını denetlemişler. Ancak bundan sonra maliyet, kar oranlarına bakacaklar, fahiş bulurlarsa ceza keseceklermiş…

Ne oldu, vatandaş, korkunç bir şekilde kazık yedi, market market dolaşmaktan başı döndü.

En kötüsü, ciddi oranda haksız kazanç sağladı vurguncu.

Şimdi artık yeni ithal ettikleri mallar zaten pahalı gelecek. Bir de bu fiyatların üstüne o zamlar binecek.

Ekonomide bir ay çok önemli bir süredir.

O nedenle değil midir ki, ekonomik önlemler, diğer icraatlardan farklıdır ve anında yasa gücünde kararname çıkartma yetkisi verilmiştir.

Kısacası, bu vurguna, bu kazığa Ekonomi Bakanlığı’nın zamanında adım atmaması sebep olmuştur.

Bunu da herkes görmüştür…

 

CHP YİNE BİLDİĞİNİZ GİBİ

Bu CHP’nin Kıbrıs kafası da beni öldürecek.

Başlıca söylemleri, “Kıbrıs gitti gidiyor”…

En son da eski milletvekili Umut Oran konuşmuş.

Umut Oran, umutla takip ettiğim bir CHP’liydi. Ticaret hayatından gelmiş, ödüller kazanmış, eğitimli bir genç. Dünya vizyonuna sahip.

Diyor ki, “Kıbrıs Girit yapılmak isteniyor”.

Ne köhne, ne temelsiz bir slogan…

Zaman zaman, “geçmişte yaşayan” aşırı sağ milliyetçilerce kullanılan bir söylem.

Ama dediğim gibi, bu bir CHP klasiği.

Muhalefet yapmak istediklerinde sarıldıkları bir slogan.

Oran son seçimlerde kendisini aday göstermeyen kendi partisinin yönetimine karşı da aynı muhalefeti, sürdürüyor ve slogan da aynı.

Yahu kardeşim, bu devirde Girit’te yaşananları Kıbrıs Türküne kim yaşatabilir?

Bu kadar mı kendimize güvenimiz yok?

Bu kadar mı zayıf durumdayız?

Ayıp oluyor…

Böyle parlak gençlerin ağzına bu güvensizlik, bu zaafiyet lafları yakışmıyor.

Hele de bunlar iç politik kaygılarla yapılıyorsa….

 

 YERİN KULAĞI VAR

 MAĞUSA KAPISI ÇOKTAN ONAYLANMIŞTI:

Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı’nın geçişlerdeki sorunlara çare olarak önerdiği Mağusa Kapısı’nın açılması fikrine, Rum Belediye Başkanı Yorgacis de destek verdi. Her ne kadar TAK bülteninde hatalı bir şekilde “Baf Kapısı” denilse de, Yorgacis’in bahsettiği Spiros Hristodulu caddesi Çağlayan’daki Mağusa Kapısı. Yorgacis, Harmancı’nın kendisiyle iletişime geçmemiş olduğunu söylüyor. Oysa Haziran 2015’de iki Başkan, iki tarafın liderlerine Mağusa Kapısı’nın açılması konusunda bir ortak mektup göndermişler, ancak yanıt almadıklarını söylemişlerdi. Niyet var mı niyet, Yorgacis onu söylesin…

 

ÖZGÜRGÜN’E KURULTAY ÖNCESİ ŞOK:

UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’e kurultay öncesi dava şoku. Kurultaya sayılı günler kala eski eşine ödemek zorunda olduğu 250 sterlinlik kesinleşmiş hükmü yerine getirmediği için Özgürgün için yeniden yargıya başvuruldu. Yenidüzen gazetesine konuşan eski eş Karakuzu, “ülkede başbakanlık yapmış, devleti temsil etmiş bir kişinin mahkeme kararlarına saygılı olmasını beklerdim” demiş. Kurultay öncesi Özgürgün’ün başını epey ağrıtacağa benzer…

 

KAOS SİZİN İÇİNİZDE:

UBP Genel Sekreteri Dursun Oğuz, “kurultaydan kaos çıkmasını bekleyenler ya da kaosa oynamaya çalışanlar umduklarını bulamayacaklardır”demiş. Kusura bakmasın ama, daha kurultaya bir aylık süre varken genel merkezin ayak oyunlarına alet olmayıp istifa eden ilçe başkanları ve adaylar ortada dururken, birilerini suçlamak yerine kendi içlerine baksınlar. Girne milletvekili ve İlçe Başkanı İzlem Gürçağ’ın ya da Oğuszhan Hasipoğlu’nun neden istifa ettiğini de keşke açıklayabilseydiler…

 

YETTİ ARTIK:

Yüzde 30 dediler, gerçekte yüzde 52 zam yaptılar. Vatandaş gelen faturalar karşısında çılgına döndü. Tam alışmışken “bu da yetmez” deyip, elektriğe ikinci bir zam için karar almışlar.

Bir taraftan Türkiye’den elektrik gelmesine karşı çıkacaksınız, diğer taraftan yaptığınız anormal zamlarla adeta buna davetye çıkaracaksınız. Çalışanların astronomik maaşları, bedeva elektirik kullanmaları konusunda kılınız kıpırdamayacak, sonra vatandaşa “hep birlikte elimizi taşın altına koyalım, toplumsal seferberlik” diye çağrı yapacaksınız.  Yetti artık. Bir gün gelir o taş sizi altına alır…

 

HABER GÜZEL DE…:

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, cezaevindeki öğrenciler konusunu dile getirdi. “1 Ekim’den itibaren  okulların devlete bildirmediği öğrenciler, devlet olanaklarından yararlanamayacaklar” dedi. Aslında yine konu muhacerete geliyor. Öğrenci listesinden düştüğünde devlet o kişiye nasıl ulaşacak? Sıradan bir kaçak olarak yaşamaya devam mı edecek?…

 

BU İŞİ DE BECEREMEDİK:

Övündüğümüz üniversitelerimiz eski cazibesini yitirmeye başladı. Bu yıl bize ayrılan kontenjanların yarısını bile dolduramadık. Plansız porgramsız, her sokağa bir üniversite açılmasına izin verip, kaliteyi düşürürseniz; okul harçlarını döviz üzerinden hesaplamayı sürdürürseniz; gelen öğrencileri “yolunacak kaz” görüp kazıklamaya devam ederseniz olacağı buydu. Toplum olarak bu konuda şapkamızı önümüze koyup iki kere düşünmemizin zamanı geldi sanırım…

 

 

 

 

ZİRVEDEKİLER

Ünal Fındık (Yenidüzen): “Rum tarafı bir biçimde 1963’den bu yana tek başına yönettiği, 1960’da ortak kurduğumuz devleti bizimle paylaşmak istemiyor. Bunun yerine arada serbest gidiş gelişler olsun ama ‘siz o tarafta, biz bu tarafta’ yaşamaya devam edelim demek istiyorlar. Bu görüş Rum tarafında ne kadar yaygındır bilmiyorum. Bildiğim bu ayrılıkçı görüşün giderek güçlendiğidir”…

DİPTEKİLER

Döviz Getirmeyen Turizm: Rumlar oturmuş, bizim turizm rakamlarımızla kendilerininkini  karşılaştırmışlar. Genele bakıldığında, turist sayısı onlarda bizimkinin iki katı. Bir bakışta insan “fena değil” diyor. Ama şeytan ayrıntıda gizli. KKTC’ye gelen “turist”in yüzde 77’si Türkiye’den. Sadece yüzde 27’si gerçek anlamda turist, yani döviz getiren cinsinden. Bu da, ne kadar yanlış bir politika izlediğimizi, 74 sonrası konulan planlama hedeflerinden ne kadar uzaklaştığımızı gösterir…

 

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar