Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in 30’uncu Sosyal ve Ekonomik Konsey Toplantısı’nda yaptığı konuşmada bahsettiği “tam gün eğitim” konusuna geçen hafta bu köşede değinmiştik.
Sayın bakan aynı konuşmada önemli başka konulara da değindi. Geçen hafta gazetelerde dikkatimi çeken “sınıfta kalan çocuklar çıraklık eğitimine yönlendirilecek” ifadesi bu kez bakanlığın resmi internet sitesinde de yer alınca bu konuya değinmek şart oldu.
Cemal Özyiğit bu toplantıda tam olarak şöyle demiş: “Herkesi üniversite mezunu yapma hedefinin doğru olmadığı, ortaokulda sınıfta kalma yeniden gelecek, iki defa sınıfta kalan çocuklar çıraklık eğitimine yönlendirilecek”.
İlk bakışta çok güzel bir ifadeymiş gibi görünse de, bu söylenilenin yapılması durumunda ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz. İlk önce bu “sınıfta kalma” meselesine bir değinelim. Kanaatimce geçmiş UBP hükümetinin çok az doğru yaptığı işlerden biriydi 6 ve 7’nci sınıflarda sınıfta kalmayı kaldırmak… Bugün ortaokulda 8’inci sınıfta, sınıfta kalma var zaten. Peki niye kaldırılmıştı 6 ve 7’inci sınıflarda, sınıfta kalma?
KKTC Anayasası’nın 59’uncu maddesi şöyle der: “Her çocuk, kız erkek ayırımı yapılmaksızın on beş yaşına kadar zorunlu; on sekiz yaşına kadar ücretsiz öğrenim hakkına sahiptir.”
Bu anayasa maddesinin kabaca anlamı şudur: “Biz çocukları 15 yaşına kadar okulda tutmak zorundayız.” Eğer anayasa bunu emrediyorsa 6 ve 7’nci sınıflarda, sınıfta kalma çocukları 15 yaşına kadar okulda tutmamızı sağlayacak mı?
Peki bu konuyu biraz pratik üzerinden tartışalım. Eğer sayın bakanın dediği gibi 6 ve 7’nci sınıflarda, sınıfta kalma yeniden geri gelirse olabileceklere bakalım. Eğitim sistemimiz içerisinde günümüzde 6’ncı sınıfa giden bir çocuk 11 yaşındadır. 6’ncı sınıfta başarısız olduğunu düşündüğümüz bir çocuk sınıfta kalır ve bir kez daha 6’ncı sınıfı okuyup yine sınıfta kalırsa 13 yaşında okuldan atılmak zorunda kalacaktır. Bizim ülkemizde çocukların çıraklık eğitimine gönderilmesi 15 yaşından sonradır ve lise düzeyindedir. Sayın bakanın dediğinden benim anladığım biz çocukları 13 yaşında çıraklık eğitimine mi göndereceğiz?
Biz çocukları 13 yaşında okulun dışına ittiğimizde onları bekleyen tehlikeleri burada tartışmak bile istemiyorum. Çünkü onları okul kapısında bekleyen ve farklı amaçlar için kullanmayı planlayanlar var zaten… Bu çocukları kötü niyetli insanların kucağına itmeyelim. 13 yaşında okuldan atılan bir çocuğun ikinci seçeneği de “çocuk işçi” olmaktır. Emeğinin sömürülmesi demektir.
Haa! Sayın bakan çıraklık eğitimini liseden ortaokul düzeyine indirecekse o da başka bir mesele, başka bir tartışma konusu… Bilindiği gibi günümüzde çıraklık eğitimine lise düzeyinde giden gençlerin zamanlarının büyük bir kısmı okulda değil, iş yerinde geçer. Peki biz 13 yaşında çocukları çıraklık eğitimine gönderirsek devlet eli ile çocuk işçiler yaratmayacak mıyız?
********
Daha önce sınıfta kalma 6 ve 7’nci sınıflarda kaldırıldığında bazı öğretmenler buna karşı çıkmıştı. Evet, geleneksel eğitim anlayışında not, öğretmenin elinde önemli bir argüman olarak duruyor. Çoğu zaman disiplin sağlamak için de öğrenciye karşı kullanılmaktadır. Ama çağdaş eğitimde not sadece bir değerlendirme aygıtıdır. Kaldı ki çocuklar tüm derslerden başarısız da olmuyor. Sınıf tekrarının başarıyı artırdığını gösteren herhangi bir bilimsel veri var mı? Üstelik de sınıf tekrarında çocuk başarılı olduğu dersleri bir kez daha okumak zorunda kalıyor.
Cemal Özyiğit’in bu konuda biraz daha düşünmesi veya yapmak istediklerini daha uzun ve net anlatması gerekiyor. Aksi durumda dışardan bakıldığında bu konuda söyledikleri benim belirttiğim anlamda anlaşılıyor.
