Devam etmek niyetindeyseniz, gereğini yapacaksınız... - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Nisan 19, 2024
Köşe Yazarları

Devam etmek niyetindeyseniz, gereğini yapacaksınız…

Köş, MoreketMehmet Moreket

Önce Kudret Özersay’ın Ankara ziyareti, ardından da Ersin Tatar’ın Ankara ve İstanbul’da yaptığı görüşmeler, “hükümet bitti” lobisine noktayı koydurttu.

Hükümetin neden yıkılması gerektiğinin gerekçelerinden tutun da, bakan listelerine, yeni hükümetin neredeyse program esaslarına kadar yayınladılar.


Ersin Tatar’ın ziyareti sırasında Serdar Denktaş “Hükümetimiz görev başındadır ve var olan sorunların giderilmesi için uğraş vermeye devam etmektedir” diye bir mesaj attı.

Bunu önemsemediler, görmek istemediler.

Ama ne zaman ki Kudret Özersay ertesi gün tüm söylenenlerin dedikodu olduğunu, görevlerinin başında olduklarını söyledi ve “Gizli saklı alengirli işlerle işimiz olmaz bizim” dedi, o andan itibaren, hükümet kurup bozanlar açıkta kaldılar.

En sonunda da, “Özersay’ın şimdilik böyle söylediği, eninde sonunda biteceği” iddialarına başladılar. Verilen tarih de bir iki gün sonrası, yani maaşlar…

Ankara’da ya da İstanbul’da neler konuşuldu ben bilmiyorum. Bilmek de istemiyorum.

Kendime göre tahminlerim var tabii. Ama bilseydim de yazmazdım.

Neden biliyor musunuz, bunu savunmak, üstüne yazılar yazmak, bu tür görüşmelerden sonra bir hükümet değişikliği beklemek, onuruma dokunurdu da ondan.

Ama gelelim vehbinin kerrakesine…

Şimdi, eğer ortaklar hükümetin devamını gerçekten istiyorlarsa, gereğini yapmalıdırlar.

Yani, aynı düzeni, tüm kaçaklarıyla, oradan buradan borç alarak idame ettiremezler.

Bunu kendileri bizden daha iyi biliyorlar.

Ortada net bir gerçeklik vardır. Türkiye bundan sonra kaynak aktaracaksa, projeler bazında, kalkınma odaklı yapacak. Öyle cari bütçeye katkı falan yok artık.

“Hükümet kurulacak, paralar akacak” diyenlere sormak isterim, bir önceki UBP-DP hükümeti ekonomik protokolda öngörülen paranın kaçta kaçını alabilmiştir? Dün bir arkadaş sosyal medyada yazdı, 540 milyon TL reform ödeneğinden sadece 20 bin TL kullanabilmişler.

Onun için şu yaşadığımız durumu ülkenin gerçeği olarak kabul edip ona göre radikal, özellikle de radikal bir sistem değişikliğine gitme zorunluluğu vardır.

Sadece bu hükümetin değil, tüm siyasi partilerin bu konuda kafa yorması, ezber bozması şart.

Bugün devam edeceğini açıkladıkları bu hükümet, bir ilkti. Hukukçu çoğunluğuyla, yaş ortalamasıyla, yeni vizyonuyla ve bilhassa heterojen yapısıyla bir ilk.

O nedenle de umut oldu. Ne için? Artık tıkanan, yürümeyen bu yapıyı değiştirmek için.

Evet başlarına gelmeyen kalmadı. Dövizden doğaya, elli yıldan fazladan akan kaynağın kesilmesine kadar.

O zaman, yapılmayanı yapacaklar.

Çünkü bu düzenin devam etmemesi gerektiğine inandıklarını zaten ta başından söylediler.

Kendi yağımızla ciğerimizi kavuracağız arkadaşlar, başka yolu yok. Para ha geldi, ha gelecek diye daha fazla borç altına girmek yerine, tasarruftan başlamak üzere, gelir artırıcı tedbirleri hayata geçirmek, bankacılıktan, tarıma, turizmden kayıt dışı ekonomiye her şeyi değiştirecek bir seferberliğe girişmek zorundalar.

Umalım ki, ülke bir buçuk yıllık bir zaman kaybı yaşamış olsun ama, bu süreç onlara da artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmadığını anlatmış olsun.

“Devam edeceğiz” demekle devam edilemeyeceğini görmüş olsunlar ve bugünden sonra, her şeyi bir yana bırakıp, bu konuda harekete geçsinler.

Popülizm devri geçti. Acı reçeteler uygulanacak. Çaresi yok.

Bu cesareti bu hükümet gösteremezse, kimse gösteremez…

YERİN KULAĞI VAR

15 YIL GEÇTİ:

Annan Planı için yapılan referandumun üzerinden tam 15 yıl geçti. O gün de bugün olduğu gibi Kıbrıslı Türkler adada bir çözüm için gereğini yapmışlardı. Bugün biz “evet”imizin karşılığını, vaat edilenleri hala alamadık ama Rumlar “hayır”ın hayırını görmeye devam ediyorlar…

BAŞKA BAHARA:

UBP Genel Başkanı Ersin Tatar’ın, Dışişleri Bakanı Özersay’ın hemen ardından Ankara’da Çavuşoğlu ve Berat Alabayrak’la görüşmesi, aylardır yapılan algı operasyonunun zirve yapmasına neden oldu. Herkes, Tatar’ın Ankara dönüşü ne söyleyeceğini, hatta yeni hükümetle ilgili mesajlar vereceğini beklerken Özersay’ın, “hükümet görevinin başında, telkinlere ve tavsiyelere göre hareket etmeyiz” açıklamasıyla bu beklentileri boşa çıkardı. Özersay’ın bu açıklaması bazılarında hayal kırıklığı yaratırken, yeni hükümet senaryoları yazılmaya başlandı bile…

EL İNSAF:

15 aylık hükümetin bu süre zarfında başına gelmeyen kalamadı. Döviz krizi, sel felaketleri, mali sıkıntılar ve daha niceleri. Biraz insaf be kardeşim, adamlar 15 aydır koltuğun sefasını değil, cefasını çektiler. Tüm sıkıntılara rağmen yine de bir şeyler yapmaya çalıştılar, ülke topraklarını peşkeş çekmediler, yemediler, yedirmediler. Şimdi kalkmış el birliği ile bu hükümetin gitmesi için yapmadığımızı bırakmıyoruz. Bu ortamda ille de hükümet olacağım diyenler, buyursun gelsin…

AKANSOY KRİZE OYNADI:

CTP milletvekili Asım Akansoy’un katıldığı bir programda yılan hikayesine dönen mali protokolle ilgili olarak söyledikleri çok tartışılacak. Akansoy, “Türkiye ile imzalanacak protokol kayıtsız şartsız imzalanamaz. Bizim kendi önceliklerimiz taleplerimiz var” diyerek “Türkiye’nin en baştan itibaren Serdar Denktaş ile sorunu var. Görüşmek istemiyorlar” iddiasında bulundu. Akansoy’un bu iddiaları, sanırım ortaklar arasında yeni bir krize neden olacak…

 ADAYLIK SİNYALİ VERDİ:

Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yaklaşık bir yıllık bir süre olmasına rağmen partilerde adaylık dedikoduları çoktan başladı bile. 2015’de CTP adayı olarak seçimlere giren ve kaybeden Sibel Siber, son zamanlardaki açıklamalarıyla adeta yeniden “aday olabileceği” mesajı veriyor. Siber’in son olarak,  Seçimi kaybettim diye, oturacak değilim!” sözleri sanki de start verdiğini gösteriyor.

 ÖZEL SEKTÖR SENDİKALI OLSAYDI:

Yine 1 Mayıs tartışmaları. Tüm marketler kapanacak… Devlet çok da eşitlikçi olmayan bir yöntemle, emekçinin hakkını savunmaya çalışıyor. Ya diğerleri? Onlar ne olacak? Çift mesai ödeneği verip vermediğini denetleyebilecek miyiz? Eğer özel sektör örgütlenmiş olabilseydi, emekçinin sendikası gereğini yapacaktı, bunların hiç birine gerek kalmayacaktı…

ZİRVEDEKİLER

Ahmet Okan: “İnsanları bölüp parçalayanlar, onları rahatsız edenler, hatta psikolojik vaka haline getirenler birlik ve beraberlikten bahsedenlerdir en çok. Kim birlik ve beraberlik derse, inanın en çok bölünmüş ve parçalanmış olan onlardır. Ruhları bölünmüştür en azından. İyilerle kötülerin birlik ve beraberliği mi olur? Nefretle sevginin birlik ve beraberliği mi olur? Suçluyla suçsuzun beraberliği mi olur?”…

 DİPTEKİLER

Bisikletle Patrol: Barış Gücü polis teşkilatı UNPOL, Lefkoşa ara bölgede devriyelerini bisikletle yapmaya başlamış. Gerekçesini, ‘bisiklet daha geniş bir devriye imkanı sağlar’ diye vermişler. Nedenini çok aramaya gerek yok aslında. Bence hareketsizlikten şişmanlamışlardır. Komutanları da form tutmanın en güzel yolunu bulmuş…

 

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar