Çözüm iki devlet arasında olur! - Havadis Gazetesi | Kıbrıs Haber
Cuma, Mart 29, 2024
Köşe Yazarları

Çözüm iki devlet arasında olur!

Eşref ÇetinelEşref Çetinel

BM’ler  Genel Sekreteri Guterres’in “çok özel temsilcisi Lute bir kez daha “Lefkoşa’ya demir attı!

“Üçlü görüşmelere” sağlıklı zemin oluşturmaya çalışıyor da ben gülüyorum! (Hayır keyfimden değil, sinirimden!)


Çünkü bir federal devlet öncelikle iki ayrı devletin birleşimden oluşur!

Bu çok bilinen  gerçeğe karşın BM’lerin “Federal Sisteme” dayalı bir çözümü oluşturmak için gösterdiği abese iştigal haline gelmiş  çabaya üzülüyorum!

ŞÖYLE ki: Bu adada biri Güney’de “tanınmış,” diğeri kendi halkının bazı yurttaşları tarafından bile tanınmayan,  Dolayısıyla BM’ler ve AB tarafından hiç tanınmayan bir Devlet daha vardır.

Artı, Kuzey’deki Türk Devleti “siyasi tanınmamışlığının yanı sıra, Tüm adanın devleti olduğunu iddia eden Güney’deki Rum Devleti tarafından da tanınmamaktadır!

Aksine Kuzey’deki Türk Devletine “korsan devlet” derken,  topraklarının Türkiye ve Kıbrıslı Türkler tarafından işgal altında tutulduğunu iddia etmektedir.

Bu nedenle 1974’lerden beridir   “mazlum ve mağdur” devlet rolü oynayarak dünyayı aldatmaktadır!

FAKAT şu garipliğe bakın,  böylesi ayrı gayrı, biri “legal,” diğeri “illegal” iki devlet arasında sürdürülen müzakereler çözüm olarak “Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyetini” hedeflemektedir!

Ve tabi bir türlü o hedefe varılamamaktadır!

ÇÜNKÜ  “siyasi yönden “tanınmamış bir devletle” hâlâ  “tüm adanın tek Devleti” olarak kabul gören Güney’deki Rum Devletini; bu “siyasi eşitsizlikle dengesizlikten” dolayı “birleştirmek” mümkün değildir. Çünkü iki “devletin” siyasi konumları “Federal sistemin kurulmasının  lafzına aykırıdır!”

Nitekim bugüne kadar siyasi sorunla ilgili BM’lerin aldığı kararlar taranırsa görülecektir ki çözüm konusunda sadece iki olasılık vardır:

Ya 1963 Kıbrıs Cumhuriyeti benzeri fakat iki bölgeli bir “üniter devlet” oluşumuna yeniden dönülecektir…

Yada  “Kuzey’deki Tanınmamış Türk Devleti Güney’deki tanınmış Rum Devletine katılacaktır.

NEDEN öyle olacaktır? Çünkü “olmaması” için Kuzey’deki Türk Devletinin önce Güney’deki devlet tarafından resmen tanınması gerekmektedir de ondan!

O zaman “Federal sistem” müzakereleriyle çözümü, dünyaca tanınmış iki devlet arasında olacaktır..

Bu oluşum “azınlık ve çoğunluk” üzerine inşa edilecek federal devleti dışlarken, yerine iki tanınmış devletten oluşan federal sistemi koyacaktır.

Kısaca eğer bu adada çözüm isteniyorsa Rum devletinin Kuzey’deki Türk Devletini tanıması gerekmektedir.

Oysa KKTC’e ne diyor Anastasiadis’li Rum Devleti? “Korsan devlet! Türkiye tarafından işgal altında bulunan Kuzey’deki vatanımız!.” Tutun ki Rum tarafının Kıbrıs sorununa kendi davası açısından yaklaşımı budur!              Fakat bu nedenle de Müzakereler BM’ler parametreleri kulpu takılmışlığında maskaralık haline getirilmiştir!

LAFIN kısası ve tekrarı şudur: “Federal sistem”  arayışlarından önce, “Kuzey’deki Türk Devletinin tanınması gerekir ki eşit siyasi koşullar oluşsun.

O zaman “müzakere masasında  iki tanınmış Devlet’in bir federasyon çatısı altında birleşmesi çok daha rahat ve kolay olur.

**********

KISACA TAKILDIKLARIMDIR!  

Belediyelerin artık niçin iki karışlık yol yapacak kadar bile paraları olmadığını biliyoruz!

Mağusa Belediyesi gibi olanların artık çalışanlarını her ay borçlanarak  ödediğini de biliyoruz!

Fakat bir  yılı aşkın süredir  asvaltları kazılıp ayıklanmış, yeniden asvaltlanıp plan gereği yapımı  beklenen İsmet İnönü Bulvarının üzerinden her gün  “ayıplar olsun” diyerek geçip gidiyoruz da ne TC’den akmaya başlayan para ile “önceliğimiz yollardır” diyen Hükümetin umurunda ne de Mağusa Bediyesinin, (diyeceğim ama)  battı ne yapabilir ki?                                                          

Oysa bu yol Hastahane yoludur. DAÜ Yoludur.. Alış verişlerin en yoğun yapıldığı mağaza ve dükkanlarla supermarketlerin yoludur.. Bu yol Mağusa’yı önce Boğaziçi’ne, sonra Yeniiskele’ye ve Karpaz’a bağlayan yoldur..

Buna karşın geçtiğimiz günlerde Sn. Arter Maraş’ın açılması nedeniyle gündeme gelen “temizlik, tertip, altyapı gerekliliği çağrışımlarından olacak bakın ne dediydi:

“Maraş’ın tümünün sivilleştirilmesi durumunda kadromuz yetersiz kalırsa  yeni istihdamlarla gerekli hizmeti götürürüz!..”

Dikkat dikkat! Mağusa belediyesi “haddinden çok istihdamlar nedeniyle battı!” Ne var  ki Sn. Arter “Hâlâ istihdama doyamadı bu kez Maraş için istihdam düşlemekte!

Ya şaka ediyor olmalı yada Maraş’ın açılacağına inanmıyor “mertlik bende kalsın” diye atıyor! Her hal’u kârda hâlâ Mağusalıları şaşırtmayı beceriyor!                                                                         *****

NE diyoruz sık sık? “KKTC merkeziyetçi hantal bürokrasiye sahiptir ki buna statükoculuğu da eklediniz mi  Amerika’nın uçak gemileri gelip çekseler yerinden bile kıpırdatamaz!

Nitekim şaşıp şaşıp kalıyorum! Değil mi ki  her şey önce payitaht Lefkoşa içindir! Alın size yeni bir örneğini:

KKTC’nin Mağusa’dan Karpas’a, Karpas’tan Girne’ye uzayıp giden güzelim kumlu sahillerine karşın “büyük Voleybol ve ötesi spor turnuvaları” mesela “Plaj Voleybolu,”  denizi olmayan Lefkoşa Payitahtına gerçekleştirilir!

Ve Lefkoşa Krallığının ekabirine  kumdan havuzlarda “plaj Voleybolu” seyrettirilir!

Bu tek örnekli “merkeziyetçi” tutumdur ki Lefkoşa dışındaki tüm ilçe merkezlerinin dökülüp gitmesine neden olmaktadır ama “önce her şey şeher için” tutumu vazgeçilmez tutkularda devam etmektedir!

Tepki göster
Bayıldım
0
Bayıldım
Huzurlu
0
Huzurlu
Hahaha
0
Hahaha
Üzüldüm
0
Üzüldüm
Hayran Kaldım
0
Hayran Kaldım
Facia
0
Facia
Web tasarım ve geliştirme : Baba Bilgisayar